New York Times'ta "Kaşıkçı cinayetinde aldığı lekeye rağmen, Suudi Veliaht Prens'in otoritesi korunuyor" başlığıyla haber yayımlandı.
Haberde, Washington Post gazetesinin, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından Beyaz Saray ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Kaşıkçı için "tehlikeli bir İslamcı" dediği iddiaları anımsatılarak, Trump yönetiminin konudan haberdar olduğu vurgulandı.
Cinayetin ardından Beyaz Saray'da çözüm arayışları
Beyaz Saray içindeki yetkililere dayandırılan haberde, ABD ve bölgedeki güçlerin kendi çıkarlarını düşündüklerine işaret edilerek, Trump yönetimindeki yetkililerin Veliaht Prens bin Selman'ın yönetimdeki yerini muhafaza etmek için çözüm arayışına girdiği belirtildi.
Trump yönetimindeki yetkililerin, Kral Selman bin Abdülaziz'e ülkenin günlük yönetimi ve dış politikasını gözetleyecek güçlü bir başbakan ya da üst düzey yetkili atamasını teklif etmek gibi seçenekleri düşündükleri ancak daha sonra bu düşünceyi gerçekçi bulmadıkları kaydedildi.
ABD Kongresi'ndeki hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat isimlerin yaptığı baskılar nedeniyle Beyaz Saray'ın Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Suudi Arabistan'a birtakım yaptırımlar uygulayacağını belirten kaynaklar, bu yaptırımların Prens bin Selman-ABD ortaklığına zarar vermeyecek şekilde sınırlı tutulacağı bilgisini paylaştı.
"Pompeo ve Mattis'in Yemen çağrıları planın bir parçası"
Kaynaklar, ABD'nin Kaşıkçı konusunda Veliaht Prens bin Selman'ın yanında durarak topluma verdiği kötü görüntüden kurtulmak için de Suudi Arabistan'a Katar'a yönelik tecritinin kaldırılması ve Yemen'deki iç savaşa son verilmesi gibi konularda baskı yapmayı planladığını söyledi.
Kaynaklar, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Jim Mattis'in "Yemen'de 30 gün içinde ateşkes sağlanması" çağrısının da bu planın bir parçası olduğunu kaydetti.
Ayrıca Suudi Arabistan Kraliyet ailesinden bazı kişiler de Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı cinayetiyle ailenin gözünü daha çok korkuttuğunu belirterek, "Aileden birçok kişi bin Selman'dan nefret ediyor ama ne yapabilirler ki? Başka ülkeler silah satmak ya da petrol almak isterken, seslerini çıkarsalar, hapse atılacaklar." ifadesini kullandı.
Bazı Batılı diplomatlar da Kaşıkçı cinayetiyle bin Selman'ın aldığı kararların sorgulanmaya başladığı ve böylece Batılı ülkelerin gözünde eskisi kadar etkili bir lider olamayacağı görüşünü paylaştı. Diplomatlar, buna rağmen ABD ve Batılı devletlerin Suudi Arabistan'la güçlü bağlarından dolayı bir anda bu ülkeden kopamayacaklarını da sözlerine ekledi.
Kaşıkçı olayı
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'dan, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamamıştı. Suudi Arabistan yönetimi 18 gün sonra gazeteci Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğünü kabul etmek zorunda kalmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada "Maktul Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 tarihinde, evlilik işlemleri için girdiği Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'nda, daha önceden yapılan planlama doğrultusunda, başkonsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür. Cesedi, yine önceden yapılan planlama doğrultusunda parçalanarak yok edilmiştir." ifadeleri kullanılmıştı.
Kaynak: AA