Nigar için her zamanki gibi sıradan bir gün... Okul bahçesinde arkadaşlarıyla vakit geçirdikten sonra ders zamanı. Kalemi elinde, tüm dikkati kara tahtada. Nigar'dan biraz uzaklaşınca anlaşılıyor ki bu sınıf farklı bir amaç için kullanılıyor.
5 kişilik aile, Nigar'ın eğitim görmesi gereken okulda yaşıyor. Nedeni ise Ermenistan'ın saldırıları. Kaçmak zorunda kaldıkları Ağdam topraklarının yüzde 80'i işgal altında.
Halkı hiçbir şey korkutmuyor
Anne Karanfil Garayeva, Ermenistan'ın çocukların geleceğini mahvettiğini söylüyor.
"Yol kenarlarında kaldık. Sonra geldik buraya sığındık. Bu odada 5 kişiyiz. Burası bir okul odası."
Dayı Asef Garayev de gönüllü olarak cepheye koşmuş. Ailenin kalbi şimdi askerleri için çarpıyor. Garayeva, "Biz olmasak bile gelecekte evlatlarımız yeniden Karabağ'a gitsin. Tüm Azerbaycan halkı askerlerin arkasında" diyor.
30 yıldır ateş hattında yaşayan halkı hiçbir şey korkutmuyor. Karanfil Garayeva, şu sözlerle anlatıyor duygularını:
"Ne atarlarsa atsınlar hiçbir manası yoktur. Biz Ermeni cephesinin önünde yaşıyoruz. Hiçbir zaman korkmuyoruz. Korkmayacağız. Sadece öz topraklarımızı istiyoruz. Karabağ'ı istiyoruz. Karabağ'sız Azerbaycan yoktur. Benim kardeşim de olmak şartıyla nice şehitlerimiz olsa bile anca Karabağ'a gidene kadar."
Anneler sıralardan mutfak yaptı
Gün bitiyor, Nigar aydınlık bir sabaha uyanmak için kapatıyor gözlerini. Sadece bu okulda, Nigar'la aynı kaderi paylaşan onlarca aile yaşıyor, her sınıf nefes alıyor.
Duvardaki resimler, sıralar öğrencilere ait olsa da ocakta çay demleniyor. Anneler yine sıralardan yaptıkları mutfaklarında bulaşık yıkıyor.
Hiçbir zorluk yıldırmıyor, düşmanı güldürmüyorlar. Onların gecesini, hilal gibi çevrelenmiş Karabağ'a dikilen bayraklar biraz daha aydınlatıyor.
Kamera: Altan Ayhan