Filistin topraklarının büyük bir bölümü İsrail tarafından işgal edildi. Gazze, kelimenin tam anlamıyla bir açık hapishaneye dönüştü.
Filistinliler yaşadıkları zulmü TRT World Newsmakers ekibine anlattı.
Süleyman Abunumus, belki de Gazze'de yaşayan en yaşlı adam. Kaç yaşında olduğunu tam olarak bilmiyor.
"Türklerle 10 sene yaşadım"
Yaklaşık bir yüzyıl önceki Osmanlı dönemine dair hatıraları var ve 1948'de Nekbe Günü'nde yani Büyük Felaket Günü'nde Gazze'nin doğusuna kaçtı.
"110 ya da 115 yaşındayım. Türklerin zamanına tanık oldum. Eğer tarih okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Türklerle 10 sene yaşadım. Nekbe günü hasat günüydü. Buğday hasat ediyorduk. Yahudilerin bölgeye ne zaman saldırdığını hatırlamıyorum. O zamanlar saat yoktu."
"Topraklarımda oturmanın hasretini çekiyorum"
Süleyman Filistin'deki evinden zorla çıkarıldıktan sonra Mısır'da 15 yıl yaşadı.
"100 yıl daha yaşasam doğduğum yeri unutmam. Başka bir ülkede bal yiyeceğime, evimde tuz yemeyi tercih ederim. Ölmeden önce bir kez daha topraklarımda oturmanın hasretini çekiyorum."
Gazze'deki bilanço ağır
Muhammed Ebu Namus Gazze'de ortopedik cerrah olarak çalışıyor. Son günlerde işi oldukça fazla...
Zira Gazze İsrail sınırındaki 6 haftalık protestolarda binlerce kişi yaralandı.
Gazze'de protesto oldukça pahalıya patlıyor. İsrail keskin nişancılarının vurduğu insanlar buraya getiriliyor.
"Çocuğu sedyeye koyarken vuruldum"
Rami Hicazi protestoların ilk günlerinde yaralananlardan biri.
"Dikenli tellerin yanında bir çocuk yaralanmıştı. Çocuğa yardıma gittim. Sonra bir keskin nişancı beni vurdu. Ayağımdan vurdu. Çocuğu sedyeye koyarken tekrar vuruldum."
"Bu mermiler vücudun içinde patlıyor"
Muhammed tıp eğitimini Rusya'da aldı, uzmanlığını ise Mısır'da. Ama ona en çok ihtiyaç duyulan yere, Gazze'ye geri döndü.
"Şimdiki şartlar daha zor. Eskiden daha çok seçeneğimiz vardı. Şimdi her şey daha zor. İsrailliler sadece normal mermi kullanmıyor, patlayanlardan da kullanıyor. Bu mermiler vücudun içinde patlıyor. Ne zaman yatakta yatan bir çocuğu tedavi etsem, bunun benim çocuğum olduğunu düşünürüm. Çok kötü hissederim. Burada yatan benim çocuğum da olabilirdi."
Gazze soyutlandı
Sık sık açık cezaevi olarak tarif edilen Gazze tecrit edildi. Gençleri yeni fırsatlar için sınırı geçemez.
Sonraki nesillere geçen tek şey, sahip oldukları mülteci statüsü ve direniş politikaları.
"Ambulans sesi duyduğumda korkuyorum"
Süleyman'ın torununun ismi de Muhammed. Başladığından beri protestolara katılıyor. Hatta orada uyuyor. Ara sıra eve gelip kıyafetlerini değiştiriyor.
Muhammed'in annesi oğlunun üniversiteye dönmesini istiyor.
"Muhammed için hep endişeleniyorum. Ambulans sesi duyduğumda korkuyorum. Sadece onu gördüğümde ya da sesini duyduğumda rahatlıyorum. Muhammed çalışkan bir çocuk. Bu dünyada haksızlığa uğradı ve hayat ona adil davranmadı. Gittiği yoldan dönmek zorunda kaldı ve başka bir yöne saptı."
"Amacımız keskin nişancılarla aramıza barikat yapmak"
Muhammed ve arkadaşları barışçıl gösteriler yaptıklarını, saldırgan olanın İsrail ordusu olduğunu söylüyor.
"Araba lastiklerini toplamaya başladık. Amacımız kimseye zarar vermek değil, insanları düzenli olarak başından vuran keskin nişancılarla aramıza bir barikat yapmak. Beni kaybedersen üzülmek hakkın, ben de seni kaybedersem öyle. Ama bu bizim gerçekliğimiz, bizim kaderimiz ve bununla yüzleşmeliyiz. Bu benim anneme mesajımdır..."
"Buradan neredeyse topraklarımızı koklayabiliyoruz"
Muhammed, vurulsa bile imkânı oldukça gösterilere döneceğini söylüyor.
"Eğer topraklarımızdaki işgal sona ererse ve evlerimize, geldiğimiz yere geri dönebilirsek gelecek önümüze açılacak ve gençlerin rüyaları gerçek olacak. Buradan neredeyse topraklarımızı koklayabiliyoruz."
Kaynak: TRT Haber