Pakistan'ın başkenti İslamabad'a komşu Ravalpindi kenti, 2,3 milyondan fazla nüfusuyla Pakistan'ın en büyük 4'üncü kenti olarak biliniyor.
Dar sokakları, karmaşık trafiği ile adeta Pakistan'ın aynası konumunda olan Ravalpindi'de birbirinden eşsiz tarihi evler bulunuyor. Kent merkezindeki bu evler, Pakistan'a özgü el sanatları ve ahşap işçiliğini en iyi şekilde yansıtıyor. Sayıları her geçen yıl giderek azalan bu tarihi evlerin birçoğu kaderine terk edilmiş durumda. İnce el işçiliği ve zarif mimarisiyle dikkati çeken evlerin çoğunda ikamet eden bile yok.
Kapısından penceresine, balkonundan tavan döşemelerine kadar adeta sanat eserini andıran bu evlerin bugünkü durumu kentin içinden geçtiği hızlı değişimi gözler önüne seriyor.
Tozla kaplanan, el işçiliğinin ürünü ahşap kapılarıyla dikkati çeken evler, zamana ve hızlı kentleşmeye direnmeye çalışıyor. Her ne kadar kaderlerine terk edilseler de Ravalpindi'nin tarihi evleri, ihtişamını korumaya devam ediyor.
Kentin kaderi 1967'de değişti
Ravalpindi'nin ve kentin mimarisini derinden etkileyen gelişme, 1967'de Pakistan'ın başkentinin Karaçi'den İslamabad'a taşınması oldu.
İslamabad'ın başkent olmasının ardından Ravalpindi'nin nüfusu hızla arttı ve çarpık kentleşme ortaya çıktı.
Pakistan kaynaklarına göre, Ravalpindi kent merkezinin nüfusu 470 bin iken, bugün bu sayı 2 milyon 327 bine çıkmış durumda.
Tarihi evler yok olma tehlikesinde
Aşırı göç alması ve hızlı büyümesi, Ravalpindi'nin çehresini de değiştirdi. Kentte hızla artan yapılaşma nedeniyle tarihi evler arka planda kaldı. Zamanında gerekli restorasyonların ve onarımların yapılmaması nedeniyle de tarihi evlerin bir çoğu ikamet etmeye uygun değil.
Ayrıca hızlı nüfus artışı nedeniyle söz konusu evler, içerisinde ikamet eden aileler için yeterli gelmemeye başlaması üzerine sahiplerince yıkılıp yerlerine yeni binalar inşa edilmiş durumda. Bazı aileler de bu tarihi evler yerine daha yeni ve modern binaları tercih ediyor.
Tüm bu nedenlerden ötürü Ravalpindi'nin tarihi evleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.