Pakistan basınındaki haberlere göre, Başbakan Şahid Hakan Abbasi ve Kara Kuvvetleri Komutanı Kamar Cavid Bajva, yaptıkları görüşmede, protestoları sonlandırmak için müzakere yolunun denenmesi konusunda anlaştı. Buna göre, göstericileri dağıtmak için güvenlik güçlerince kuvvet kullanılmayacak.
Görüşmede, hükümetten gelen ordunun asayişin sağlanması konusunda polise yardımcı olması talebi de gündeme geldi. Ancak ordudan, olayların kontrol altına alınması için şartlı destek açıklaması yapılmıştı. Görüşmede, Bajva'nın bu şartları, Başbakan Abbasi'yle görüşüp görüşmediği henüz bilinmiyor.
Pakistan'da seçim yasasındaki değişiklik protestoları şiddetlendi
Pakistan ordusundan hükümete şartlı destek
Görüşmeye, Pencab Eyalet Başbakanı Şahbaz Şerif, İçişleri Bakanı İhsan İkbal, Pakistan İstihbarat Servisi Başkanı Rızvan Aktar ve diğer üst düzey yetkililer katıldı. Öte yandan, görüşmeye ilişkin resmi açıklama yapılmadı.
Ülkede parlamentonun geçen ay seçim kanununda yaptığı değişikliğe karşı çıkan ve çoğunluğunu "Lebbeyk Ya Resullullah" hareketi üyelerinin oluşturduğu göstericiler, 8 Ekim'den bu yana İslamabad ile Ravalpindi şehirleri arasındaki otoyolda protestolarına devam ediyor.
Dün polisin müdahalesinin ardından protestolar ülkenin diğer bölgelerine de yayılmış, olaylarda biri polis 6 kişi yaşamını yitirmişti. Polisin gösterileri kontrol altına alamamasının ardından, hükümet, asayişin sağlanması için Pakistan ordusundan polise yardım etmesini talep etmişti.
Hükümet, protestoyu kontrol altına almak amacıyla paramiliter sınır muhafızlarını görevlendirdi
Pakistan'da hükümet başkent İslamabad'daki seçim yasası protestolarını kontrol altına almak üzere "Ranger" adı verilen paramiliter sınır muhafızlarını görevlendirdi.
Pakistan basınında yer alan haberlere göre, İçişleri Bakanlığı, kuzeydoğuda yeralan Pencap eyaletindeki Ranger birliklerinin komutanı Tümgeneral Ezher Navid Hayat'a bu konuda görevlendirme yazısı gönderdi.
Hayat ve birliklerinin başkentteki protestoları "kontrol altına almak" ve "oturma eyleminin sonlandırmakla" görevlendirildiği bildirildi.
Protestoların kontrol altına alınması için ordudan beklediği desteği göremeyen hükümetin, bu defa ülkedeki güvenlik yapılanmasının kritik bir unsuru olan paramiliter güçlere yöneldiği görülüyor.
Hükümetin seçim kanununda yaptığı değişikliği protesto etmek için 8 Kasım'dan bu yana İslamabad ve Ravalpindi şehirleri arasındaki Feyzabad Köprüsü ve çevresindeki yolları birbirine bağlayan kavşakta oturma eylemi yapan, çoğunluğunu "Lebbeyk Ya Resullullah" (Emret ya Resulullah) hareketi üyelerinin oluşturduğu göstericilere 25 Kasım'da polisin müdahale etmesi sonucu başkentte ve diğer şehirlerde kitlesel protestolar patlak vermişti.
Genelkurmay Başkanı Kamar Cavit Bajva, Başbakan Şahid Hakan Abbasi'yi telefonla arayarak protestonun barışçı yollardan sonlandırılması tavsiyesinde bulunmuş, bunun üzerine İçişleri Bakanlığı, polise müdahaleyi sonlandırması üzerine talimat vermişti. Bakanlık, ardından anayasanın ilgili maddesi uyarınca başkentte asayişin sağlanması için orduyu sivil güvenlik güçlerine yardıma çağırmıştı. Silahlı Kuvvetler çağrıya karşılık olarak herhangi bir görevlendirme yapmamıştı.
"Ranger" olarak bilinen paramiliter kuvvetler, Pencap ve Sindh eyaletlerindeki iki ayrı birlikten oluşuyor. Görevleri Pakistan'ın Hindistan ile olan yaklaşık 2 bin kilometrelik sınırını korumak olan bu birlikler, olağanüstü durumlarda düzen ve asayişin sağlanması için polise destek olmak üzere iç güvenlik operasyonlarında görevlendirilebiliyor.
Kadıyanilik tartışması
Pakistan seçim kanununda geçen ay yapılan düzenlemeyle milletvekili aday formlarında yer alan "Yemin ederim ki Hz. Muhammed son peygamberdir." ifadesi, "İnanıyorum ki Hz. Muhammed son peygamberdir." şeklinde değiştirilmişti.
Yasa değişikliğinin, Kadıyaniler (Ahmediler) adlı grubun seçimlere katılabilmesini amaçladığını iddia eden "Lebbeyk Ya Resullullah" hareketi ile bazı cemaatler, 8 Kasım’da protestolara başlamıştı.
1900 yılında kurulan Kadıyanilikte peygamberliğin Hz. Muhammed ile sonlanmadığına inanılıyor. Bu nedenle eski seçim kanununun Kadıyanilerin aktif siyasete girmesine engel olduğu belirtiliyor.
Hükümet ise yasa değişikliğinin Kadıyanilerin önünü açmak için yapılmadığını, sorunun bir ifade hatasından kaynaklandığını bildiriyor.