Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Güney Amerika turu devam ediyor.
Erdoğan'ın son durağı olan Venezuela uzun süredir Amerika Birleşik Devletleri'nin ambargolarıyla karşı karşıya.
Venezuela zengin petrol kaynaklarına sahip ve dünyanın sayılı ihracatçılarından. Ancak ülke 5 yıldır ağır bir ekonomik krizin pençesinde.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Washington ile Caracas yönetimi arasındaki ilişkiler 1998'de Hugo Chavez'in iktidara gelişiyle farklı bir boyut kazandı.
Ülkesinin kaynaklarını millileştiren Chavez, ekonomik programını halkın yoksul kesimlerini kalkındıracak şekilde düzenledi. Rusya ve Küba ile yakınlaştı.
Eski Devlet Başkanı ilk olarak 2002 yılında bir darbe girişiminin hedefi oldu. Ancak bu girişimin ömrü 2 gün sürdü. İktidara dönen Chavez darbeden Amerika Birleşik Devletleri'ni sorumlu tuttu. İlişkiler 2010 yılında büyükelçilerin çekilmesi ile kopma noktasına geldi.
Chavez'in ölümüyle 2013'de devlet başkanlığı koltuğunu devralan Nicolas Maduro ise Washington yönetiminin ekonomik ambargolarının hedefi oldu.
Uluslararası piyasalarda düşen petrol fiyatları da Venezuela'yı bir başka çıkmaza soktu. Bütçe gelirinin yaklaşık yüzde 90'ını petrol ihracından elde eden ülkenin ekonomik düzeni temellerinden sarsıldı.
2017 yılında Maduro da bir darbe girişimine hedef oldu. Püskürtülen bu girişimin ardından Maduro 2018 Mayıs'ında yeniden seçildi. 3 ay sonra ise bir suikast girişiminin hedefindeydi.
Venezuela tüm baskılara rağmen, ekonomisini ve dış politikasını bağımsız bir çizgide sürdürmek için yürüttüğü mücadelesinde 20'inci yılı geride bıraktı.
Haber: Esra Sayın