Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti dönüşünde yaptığı açıklamada, “Malum, Amerikalı McGurk denilen bir adam var. Bu adam terör örgütlerinin adeta sevk ve idaresini yapıyor” diyerek ABD Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk'e sert eleştiriler yöneltmesi dikkatleri yeniden bu isme çevirdi.
Erdoğan, McGurk'ün terör örgütü YPG/PKK'ya yönelik tutumunu ve Türkiye'nin bu isime karşı duyduğu rahatsızlığı açık açık şu sözlerle ifade etti:
"Bu aslında teröre destek veren bir isimdir. Bu adam PKK/YPG/PYD’nin adeta yönetmeni durumundadır. Tabii benim bu ifadem birilerini ciddi manada rahatsız edecektir. Bunu da biliyoruz. Ama terör örgütleri ile el ele, kol kola oralarda dolaşan adamdır bu. Benim teröristlerle mücadele verdiğim bir bölgede bunun onlarla kol kola dolaşması beni ciddi manada rahatsız etmektedir."
"Yangına körükle gitmiyor, yangını başlatıyor"
Peki, Barack Obama döneminde de siyaset sahnesinde olan ve ABD Başkanı Joe Biden'ın 2021'de yönetime gelmesiyle ülkenin dış politikasını şekillendiren ekibe yeniden katılan Brett McGurk kim?
ABD’nin Orta Doğu'daki "gölgesi" diye nitelenen Brett McGurk, birlikte çalıştığı başkanların en yakınındaki isimlerden biri olarak bölgedeki yangına sürekli odun taşıyan, daha da ötesi "yangını başlatan" kişilerden biri kabul ediliyor.
47 yaşında olan ve kendisiyle çalışanların "buldozer" benzetmesi yaptığı McGurk, George W. Bush’tan Barack Obama ve Donald Trump’a kadar pek çok başkanla çalışmış bir isim. Hem Türk kamuoyunda hem de dünyada sık sık Suriye'nin kuzeyine yaptığı ziyaretlerle gündeme gelen diplomat, 2018’in son ayında Trump'ın Suriye'nin kuzeyinden asker çekme kararına tepki olarak istifa ederek, gerekçe diye de "Bu kararın DEAŞ'ı yeniden dirilteceğini" gösterdi.
Türkiye planlarını bozdu
McGurk daha önce Amerikan gazetesi Washington Post için kaleme aldığı yazıda, "Türkiye, Suriye konusunda güvenilir partner değil" iddiasını ortaya attı ve Ankara’nın desteklediği muhalif grupların ABD için “DSG’ye alternatif olamayacağını" savundu. McGurk"ün bahsettiği DSG yani Suriye Demokratik Güçleri, terör örgütü PYD/YPG'nin başını çektiği bir oluşum.
PKK'nın hamiliğini yapan McGurk'ün Türkiye karşıtlığının arkasındaki en önemli sebeplerden biri ise Türkiye'nin "terör koridoru" planlarını bozması.
Kaos ve yıkımla özdeşleşti
Esasen Kolombiya Üniversitesi Hukuk Fakultesinden mezun olan Brett McGurk, eski ABD Başkanı George W. Bush döneminde ABD Yüksek Mahkemesinde bir katip olarak göreve başladı.
ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal etmesinin ardından koalisyonun bünyesinde avukat/hukuk müşaviri olarak atanan McGurk, daha sonra Bush'un Ulusal Güvenlik Konseyine katıldı.
Irak’taki durumun baş mimarı
2005-2009 arasında McGurk önce Irak Direktörü daha sonra ise Irak ve Afganistan Yüksek Direktörü oldu. 2007-2008 yıllarında Irak hükümetiyle yapılmak istenen geniş kapsamlı güvenlik anlaşması ve iki ülke ilişkilerinin normalleştirilmesinin müzakerelerini bizzat yönetti. McGurk'ün Irak'taki görev süresi, ülkede yıkıcı kaos ve mezhep temelli iç savaşla özdeşleşti.
Irak'ta terör örgütü DEAŞ’ın doğuşu, Nuri el-Maliki’nin ülkenin başına geçişi, Kürtlere özerklik verilmesi ve Şii Arapların öne çıkması McGurk'ün döneminde yaşandı.
Bugün Irak'ta siyasi çıkmazın en önemli sebeplerinden biri olarak görülen anayasanın hazırlanmasına da katkı sağlayan McGurk, DEAŞ'ın doğduğu yıllarda, mücadeleyi Irak sahasında sürdürmeye odaklandı, bu sırada örgütün Suriye'de yayılmasına da önayak oldu. Böylece DEAŞ Suriye'de toplandıkça, YPG/PKK'ya DEAŞ ile mücadele bahanesiyle daha fazla destek verilmesinin de yolunu açtı.
Özel hayatının basına sızması büyükelçilik hayaline engel oldu
ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatının (CIA) sıcak bakmadığı McGurk, Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) desteğini alarak kariyerini sürdürmeye devam etti.
McGurk'ün kariyeri, Haziran 2012'de ismi Bağdat Büyükelçisi adaylığı için geçtiği sırada, Irak'ın başkenti Bağdat'taki görevi sırasında bir Amerikalı gazeteciyle ilişkisinin basına sızdırılması nedeniyle sarsıldı.
Kongre, McGurk’ün büyükelçiliğine onay vermedi. Ancak büyükelçi olmasına mani olan skandal, McGurk'ü başkanın gözünden düşürmedi.
Obama'nın koalisyon elçisi
2004-2009'daki Irak deneyimi sayesinde McGurk, Eylül 2014'te dönemin ABD Başkanı Barack Obama'nın DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi John Allen'ın yardımcısı oldu.
Irak'ın federal yapısının mimarı McGurk, Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG/PKK'ya destek vererek iç savaş sonrası parçalı bir Suriye haritası çizmeye koyuldu.
McGurk, General Allen'ın yardımcılığını üstlendiği dönemde, DEAŞ tehdidine karşı Türkiye'yi en önemli partner olarak niteliyordu. Ancak özel temsilciliği devralmasına 1 ay kala Erbil'de YPG/PKK'lı Salih Müslim ile bir araya geldi ve DEAŞ'a karşı mücadelede ilk kez söz konusu grubun rolüne değindi.
Ekim 2015'te görevi Allen'dan devralarak ABD Başkanı Obama'nın DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi olan McGurk, hızla rotasını müttefik Ankara'dan terör örgütü YPG/PKK'ya çevirdi.
YPG-PKK'nın en önemli destekçisi
Bu göreve geldikten sonra McGurk, bölgedeki teröristlerin en büyük destekçilerinden biri oldu.
PKK'nın Suriye kolu YPG ile yakın ilişki kuran Amerikalı diplomat, kimi zaman aynı sofrada onlarla yemek yedi, kimi zaman teröristlerin ellerinden plaket aldı.
Suriye'nin kuzeydoğusunda YPG/PKK'nın işgal ettiği bölgeye çok sayıda ziyaret yapan ABD'li isim, YPG'nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kuruluşunun da baş mimarıydı. Buradaki amacı YPG'nin PKK ile bağlantısının üstünü örtmek ve onu yeni bir kılıf uydurarak DEAŞ ile savaşta kullanmaktı.
ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, YPG/PKK'nın McGurk'ün talimatlarıyla isim değiştirdiğini 22 Temmuz'da itiraf etti. Thomas, şöyle diyecekti:
"Brett McGurk gibi bir partnerim olduğu için şanslıydım çünkü (SDG unsurları) benim veremeyeceğim şeyleri istiyorlardı. Suriye'nin geleceğinin konuşulduğu Cenevre ve Astana gibi yerlerde masada olmak istiyorlardı. PKK ismi altında hiçbir zaman masada olamazlardı. Bu yüzden onları askerileştirdik ve Brett McGurk, onları bu şekilde görüşmelerin içinde tuttu ve bizim iyi bir ortağımız olmaları için onlara gerekli meşruiyeti sağladı."
Türkiye faktörünü unuttu
Ancak uzmanlar, Türkiye'nin DEAŞ ile mücadele için önerdiği tüm inisiyatiflerini görmezden gelen McGurk'ün asıl amacının, DEAŞ ile mücadele adı altında YPG'ye her türlü desteği vererek Türkiye'nin güneyinde bir terör koridoru kurmak olduğu görüşünde.
Türkiye'nin bölgede yürüttüğü harekatlar ise McGurk'ün planlarını bozdu. 2016'da Fırat Kalkanı, 2018'de Zeytin Dalı, 2019'da Barış Pınarı harekatlarıyla Türkiye'nin bu projesine son vermesinden sonra ABD'li yetkili, Ankara'ya sert eleştiriler yönelten bir isim haline geldi.
Trump'ın Suriye'den çekilme kararının ardından istifa etti
Trump'ın 2018'in sonunda Suriye'den çekilme kararına şiddetle karşı çıkan McGurk, bu kararın ardından istifasını sundu. Bu kararın DEAŞ'ın yeniden canlanmasına neden olabileceğini iddia ederken, Türkiye karşıtı söylemlerini kaleme almaya devam eden isim Washington Post'ta yayımlanan yazısında, "Türkiye, Suriye konusunda güvenilir partner değil" ifadesini kullandı.
Ve Ankara’nın desteklediği muhalif grupların ABD için “DSG’ye alternatif olamayacağını" iddia etti.
Biden'ın gelmesiyle kaldığı yerden devam etti
2021'in başında Joe Biden'ın ABD Başkanlığına gelmesiyle Brett McGurk, ABD'nin dış politikasını şekillendiren isimlerin arasına yeniden katıldı.
Biden, kendisiyle benzer görüşlere sahip olan McGurk'ü Ulusal Güvenlik Konseyinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü olarak atadı.
Türkiye'nin Washington'a yaptığı “YPG-PKK'yi desteklemeyi bırakın” çağrılarını cevapsız bırakan Biden yönetimi bu adımla zaten kritik bir aşamada olan Washington-Ankara ilişkilerini daha da karmaşıklaştırdı.
Biden'ın işbaşına gelmesinin ardından ABD-Rusya ilişkilerinin yeniden değerlendirildiği kritik görüşmelerin bir perdesi, McGurk ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentiev ile eylül ayının ortasında Cenevre’de gerçekleşti.
Toplantının gündemi ve sonuçları hakkında taraflar kamuoyuna açıklama yapmadı. Ancak aralarındaki gündemin, daha çok insani meselelere odaklandığı biliniyor.
Diplomatik kulislerde, Suriye dosyasına ilgisi azalan Amerikan yönetiminin son dönemde Rusya'nın Suriye'ye Birleşmiş Milletler (BM) insani yardımlarının dağıtımının Şam üzerinden de yapılabilmesine sıcak baktığı, askeri ve siyasi konularda Moskova yönetimi üzerinde baskı kurmaktan kaçındığı dillendiriliyor.
Bu durum, ABD'nin Suriye'de terör örgütü YPG/PKK'yla kurulan statükoyu bozmama karşılığında, Rusya'ya daha fazla alan bırakacağı beklentilerini artırmış durumda.