Çok Bulutlu 8.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
TRT Haber, The Washington Post, The New York Times, AA 03.06.2020 10:46

Portre: Saad Cebri, Suudi Arabistan'ın 'kara kutusu' MBS'nin hedefinde

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığında yaklaşık 40 yıl görev yaptı. 'Terörle mücadele' ve ABD ile güvenlik koordinasyon sorumlusuydu. Veliaht prenslerinin arasındaki güç mücadelesi onu işinden, ülkesinden ve 2 çocuğundan etti. Saad Cebri kim?

okuma süresi
Okuma süresi
Portre: Saad Cebri, Suudi Arabistan'ın 'kara kutusu' MBS'nin hedefinde
[Fotoğraf: Getty]

"Suudi Arabistan'ın en mahrem sırlarını bilen adam"... ABD merkezli The New York Times gazetesi, Suudi Arabistan'ın eski istihbarat yetkilisi Saad Cebri'yi bu ifadeyle tanımlıyor.

40 yıl boyunca İçişleri Bakanlığında görev yapan Saad Cebri, şimdi sürgün hayatı yaşıyor, Suudi Arabistan'da alıkonulan iki çocuğununun akıbetinin izini sürüyor.

2015'te Kral Selman bin Abdulaziz'in kararnamesi ile görevden alınmadan önce Cebri, bakan statüsüne sahipti ve ülkenin en önemli istihbarat subaylarından biriydi.

Polis memuru olarak kariyerine başladı

Bu konumu, ailesinin soyuna ya da zenginliğine borçlu değildi. Aksine kariyer basamaklarını sıfırdan başlayarak kendi çabalarıyla tek tek tırmanmıştı.

The Washington Post'a göre, Saad Cebri babasını genç yaşta kaybetti. Ailesine destek olmak için bir polis akademisine girdi ve sonra (ülkenin batısındaki) Taif kentinde polis memuru olarak işe başladı.

İngilizce diline ve özellikle bilgisayar ve teknoloji bilimlerine düşkünlüğünün etkisiyle, 1980'lerin sonlarında bilgisayar bilimi dalında yüksek lisansını Dahran kentinde bir üniversitede tamamladı.

Cebri bu aşamada İçişleri Bakanlığı kadrolarının mezun olduğu Kral Fahd Güvenlik Fakültesindeki bilgisayar bilimi programının kurucularından biri oldu ve akabinde Edinburgh Üniversitesinde yapay zeka konulu doktorasını 1997'de tamamladı.

Ülkeye döndüğünde amacı Suudi Arabistan'ın gözde petrol şirketi Aramco'da çalışmaktı. Ancak dönemin İçişleri Bakanı Prens Nayef bin Abdülaziz, Cebri'nin bakanlık kadrosuna geri dönmesi ve güvenlik akademisinde öğretim faaliyetlerini yürütmesini konusunda ısrarcı oldu.

Saad Cebri (en sağda), 2015 yılında Beyaz Saray'da ABD Başkanı Barack Obama ile Muhammed bin Nayef arasındaki toplantıya katılmıştı. Fotoğraf: Getty[Saad Cebri (en sağda), 2015 yılında Beyaz Saray'da ABD Başkanı Barack Obama ile Muhammed bin Nayef arasındaki toplantıya katılmıştı. Fotoğraf: Getty]

Saad Cebri'nin prens Nayef ve daha sonra yine içişleri bakanı olacak oğlu Muhammed bin Nayef ile ilişkisi o günden beri devam edecekti.

"El Kaide'ye muhbir yerleştirerek terör saldırılarını engelledi"

İçişleri Bakanlığında El Kaide örgütüyle mücadele ve ABD ile koordinasyon konularında kilit bir isim haline geldi.

Hatta The Washington Post'ta David Ignatius imzasıyla yayımlanan yazıda, Bill Clinton ve George W. Bush dönemlerinde CIA Başkanlığı yapan George Tenet, Yemen'deki el Kaide örgütünün içinde muhbir yerleştirmek konusunda Cebri ile beraber çalıştığını anlatıyor.

Tenet'e göre, bu muhbir ağı sayesinde 2010 yılında El Kaide'nin ABD'de saldırı düzenlemek amacıyla bilgisayar yazıcıları içinde yerleştirilerek uçaklarla ülkeye patlayıcı sokma planları boşa çıkarıldı.

İngiliz ve ABD'li eski terörle mücadele yetkililerine göre, bu ve bunun gibi operasyonlarla Cebri yüzlerce belki de binlerce kişinin hayatını kurtardı. Suudi yetkili, ABD ile güvenlik iş birliği konusunda iletişimi yöneten bir numaralı isim haline geldi.

İki suikast girişimini atlattı

Bütün bunlardan dolayı Arap Yarımadası'ndaki El Kaide teşkilatı Muhammed bin Nayef'i ve sağ kolu Saad Cebri'yi defalarca hedef almaya çalıştı.

Cebri iki suikast girişimini yara almadan atlatırken bin Nayef 2009'da uğradığı saldırı sonucunda ciddi bir şekilde yaralanmıştı. Ancak tedavi sürecinden sonra tekrar işinin başına geri dönmüştü.

Saad Cebri'nin kariyeri 2015'te kral Selman'ın tahta geçmesiyle farklı bir seyir izlemeye başladı. Muhammed bin Nayef'in veliaht prensi olarak atanmasıyla bakan düzeyine terfi edilen Cebri, aynı yıl görevden alındığı haberini televizyondan öğrenecekti.

Kraliyet kararnamesiyle görevden alındı

The Washington Post'a göre, Cebri'nin görevden uzaklaştırılmasının arkasındaki neden, kralın yaz tatiline çıktığı sırada Muhammed bin Nayef'in kraliyet görevlerini yürüttüğü dönemde, Cebri'yi dönemin CIA Başkanı John Brennan ile ardından Ingiltere'de Dışişleri Bakanı Philip Hammond ile görüşmesi için görevlendirmesiydi.

Bu toplantılarda görüşülen konunun ne olduğu tam olarak bilinmiyor ancak bunun bir komplo hazırlığı olduğunu düşünen Kral Selman, Cebri'yi bir kraliyet kararnamesiyle görevden aldı.

Sağ kolunun görevden alınması haberini yine televizyondan öğrenen Muhammed bin Nayef için gelecek iç açıcı değildi.

Kral'ın oğlu ve ikinci veliaht prensi Muhammed bin Selman (MBS), bin Nayif'i alt etme planlarını yavaş ancak temkinli bir şekilde yürütmeye başlamıştı.

Suudi Arabistan eski veliaht prensi Muhammed bin Nayef (sağda) görevden azledilerek yerine kralın oğlu Muhammed bin Selman (solda) geçmişti. Fotoğraf: Getty[Suudi Arabistan eski veliaht prensi Muhammed bin Nayef (sağda) görevden azledilerek yerine kralın oğlu Muhammed bin Selman (solda) geçmişti. Fotoğraf: Getty]

2017'de Trump'ın ABD Başkanlığını resmen devralmasından sonra MBS, Washington'daki yeni yönetimle güçlü bir ilişki kurmaya çalıştı. İçeride ve dışarıda konumunu yeterince güçlendirdiğini düşünen bin Selman, o yılın Haziran ayında son hamlesini yaptı.

Bin Nayef azledildi, MBS veliaht prens oldu

Kral Selman, bir gün boyunca alıkonulan ve veliaht koltuğundan feragat etmesi için tehdit edilen Muhammed bin Nayef'in azledildiğini açıkladı. Görevi oğluna devretti. Aynı gün kameraların önünde bin Selman'a biat ederken poz veren Bin Nayef ise daha sonra ev hapsinde tutuldu.

 

MBS, o günden sonra eski veliaht prensine yakın isimlerin peşine gitmeye başladı. Bakan görevinden alınmasından sonra bin Nayef'in kişisel danışmanı olarak çalışmaya devam eden Cebri, o sırada tedavi görmek için gittiği ABD'den ülkeye geri dönmemeyi tercih etti. Kısa bir süre sonra oradan Kanada'ya yerleşti.

Ancak Cebri'nin 8 çocuğundan ikisi hala Suudi Arabistan'daydı. Yurt dışına çıkışları yasaklanan iki kardeş MBS tarafından baskı aracı olarak kullanılmaya başlandı.

Suud rejimi Cebri'nin iki çocuğunu alıkoydu

Sürgünde 2,5 yıl boyunca sessizliğini koruyan Cebri oğlu Ömer ve kızı Sare'yi geri almak için Suudi Arabistan ile müzakereler yürüttü.

Ancak The Washington Post'a göre, Cebri'ye verilen mesaj açık ve netti. Çocuklarının özgürlüğü karşılığında ülkeye geri dönmesi gerekiyordu.

 

Suudi Arabistan'da geçen mart ayında darbe girişimi planladıkları gerekçesiyle Prens Muhammed bin Nayef ile çok sayıda prens ve önemli bürokratın tutuklanmasından günler sonra Cebri'nin Riyad'daki evine baskın düzenlendi. Ömer ve Sare göz altına alındı.

HRW: Cebri'nin çocukları serbest bırakılsın

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), geçtiğimiz günlerde, Cebri'nin 21 yaşındaki Ömer ile 20 yaşındaki Sare'nin serbest bırakılması için çağrı yaptı.

Saad Cebri'nin Suudi Arabistan'da alıkonulan oğlu Ömer ve kızı Sare. Fotoğraf: Ailenin arşivi[Saad Cebri'nin Suudi Arabistan'da alıkonulan oğlu Ömer ve kızı Sare. Fotoğraf: Ailenin arşivi]

Babasıyla beraber Kanada'da bulunan Cebri'nin en büyük oğlu Halid ise The New York Times'e verdiği bir röportajda, Suudi yetkililerin kardeşlerini rehine olarak tuttuğunu, fideyenin ise babasının ülkeye dönmesi olduğunu ifade etmişti.

Kardiyolog Halid Cebri, "Aradan haftalar geçti ve biz hala yerlerini bile bilmiyoruz. Ölüler mi diriler mi? Belli değil" ifadeleriyle endişelerini ortaya koydu.

Oğlu ve kızının yanı sıra Cebri'nin Kral Suud Üniversitesinde görevli olan kardeşi de 12 Mayıs'ta göz altına alındı.

"MBS bu kadar sırrı bilen Cebri'nin kontrolünden uzak olmasını istemiyor"

Oğul Cebri'ye göre, MBS, bu denli devlet sırrını bilen birinin kontrolünün dışında kalmasını istemiyor ve bu nedenle gittikçe babasına baskı çemberini daraltıyor.

İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu binasına belge temin etmek için giren gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın orada suikasta uğraması sonrası, Cebri gibi sürgün hayatı yaşayan Suudilerin, ülkelerine geri dönmek bir yana, yaşadıkları ülkelerde bile kendilerini artık güvende hissetmiyor.

The New York Times'a göre, batılı diplomatlar, MBS'nin Cebri'yi geri getirme arzusunun arkasında, onun uzun süre boyunca yönetici olarak çalıştığı İçişleri Bakanlığının kraliyet ailesi bireyleri ve başka figürler hakkında topladığı, bazen suç niteliğini taşıyan bazen ise sadece 'utandıran' bilgilerin yer aldığı detaylı dosyalara hakim olma ihtimalini düşünüyor.

Suudi Arabistan: Cebri yolsuzluk suçlamasıyla aranıyor

Ancak Cebri'nin durumuyla ilgili bilgilendirilen, biri ABD'li diğer ise Suudi Arabistanlı iki yetkili, Riyad'ın konunun yolsuzlukla ilgili olduğunu öne sürdüğünü söyledi.

Açıklama yapma yetkilerinin olmaması nedeniyle adlarının belirtilmesini istemeyen iki yetkili, Cebri'nin görev süresi boyunca büyük bir servet toplamakla suçlandığını ve MBS'nin bu servetin bir kısmından feragat etmesi istediğini öne sürdü.

MBS, 2017'de Riyad'daki Ritz-Carlton oteline toplantı için davet ettiği çok sayıda prens ve işadamını alıkoyarak onları yolsuzluğa bulaşmakla suçlamıştı. Bazıları haftalar boyunca orada tutulan isimlerin birçoğu serbest kalmak için varlıklarının bir kısmından feragat etmek zorunda kalmıştı.

Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ile damadı Jared Kushner ile yakın bir ilişkisi var. Fotoğraf: Reuters[Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ile damadı Jared Kushner ile yakın bir ilişkisi var. Fotoğraf: Reuters]

Adı belirtilmeyen iki yetkiliden biri, Cebri'nin ABD'de sahip olduğu geniş ilişki ağına rağmen orada kalmak yerine Kanada'yı tercih etmesinin nedeninin, Trump yönetiminin MBS baskısı altında onu Riyad'a teslim edebileceği kaygısı olduğunu ifade etti.

Zira Trump, selefi Obama'nın aksine, Orta Doğu politikası açısından Suudi Arabistan'a büyük bir önem veriyor. Trump'ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner ile Muhammed bin Selman arasında yakın bir ilişki olduğu da biliniyor.

Cebri ailesi, her ne kadar ters bir etki yaratabileceği endişesi taşısa da konuyu en son medyaya taşımak zorunda kaldığını söylüyor. Çünkü Halid Cebri'ye göre, onların önünde başka bir seçenek kalmamıştı.

The New York Times'e göre, aile ayrıca Washington'da bir baskı grubuyla anlaşarak konuya çözüm üretilmesini umuyor.

Sıradaki Haber
Dengeleri değiştiren Mutabakatlar: Libya-Türkiye
Yükleniyor lütfen bekleyiniz