7 milyon 400 bin nüfuslu Hong Kong'da, 18 seçim bölgesinde 452 belediye meclisi üyesini belirlemek üzere yerel saatle 07.30'dan 22.30'a kadar oy kullanıldı.
Katılım oranı yüzde 71,2 oldu
Hükümet ve milletvekillerinin, Pekin merkezi yönetiminin belirlediği adaylar üzerinden seçildiği Hong Kong'da yerel seçim tek "tam demokratik" sandık pratiği özelliği taşıyor.
Seçim için bu yıl 4 milyon 130 bin seçmenin kayıt yaptırdığı otonom bölgede, katılım oranı yüzde 71,2 oldu.
Sandıkların kapanmasının ardından oy sayımının başlamasıyla, seçmenler oy kullanma merkezlerinde sayımı izlemeye başladı.
Yerel seçimin ilk 4 saatinde 1 milyondan fazla seçmen oy kullanırken, 2015'teki seçimin ilk 4 saatinde 340 bin kişi oy vermişti.
Diğer yandan 2015'te 3 milyon 120 bin seçmen kayıt yaptırmış, bunların sadece yüzde 47,1'i sandığa gitmişti.
"Hong Kong yönetimine mesaj"
Tsim Tsa Tsui bölgesinde seçimi kazanan demokrat aday Leslie Chan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Hong Kong'dakilere destekleri için teşekkürlerini iletti.
Seçime katılımın Hong Kong yönetimine çok önemli bir mesaj olduğuna dikkati çeken Chan, "Bu onlara ne istediğimizi gösteren bir işaret. Demokrasi, özgürlük ve insan hakları istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Chan, Hong Kong'un kendi milletvekillerini de seçmek istediğini vurguladı.
Genel seçimde halk sandığa gidemiyor
Milletvekilleri, kabine üyeleri ve hükümet liderinin bin 200 kişilik komite tarafından Pekin yönetiminin belirlediği adaylar üzerinden seçildiği kentte, demokrasi savunucuları, bu tek "tam demokratik" sandık pratiğine Pekin'in bölgedeki baskınlığını kırmak adına büyük önem veriyor.
Yerel seçime katılan bin 104 adaydan ipi önde göğüsleyenler, temsil ettikleri bölgelerde yaşayan vatandaşlar adına bin 200 kişilik komiteye girerek hükümeti belirlemek üzere oy verme hakkına da sahip olacak.
Hong Kong'un statüsü
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesi" ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a 2047'ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin'e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin'e bağlı olduğu bu yönetim modeli, "bir ülke, iki sistem" olarak adlandırılıyor.
Demokrasi savunucuları, başta Hong Kong'da adayların Pekin yönetimince belirlendiği seçim modeli olmak üzere, bölgedeki mevcut Çin kaynaklı pratiklerin söz konusu modele aykırı olduğu görüşünü savunuyor.
Kaynak: AA