Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı saldırılarda bir ay geride kaldı. Batının, Rusya için açıkladığı ekonomik yaptırımların peş peşe gelmesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de “dost olmayan” ülkeler konulu kararnameyi imzaladı.
Kararnameyle, Rus şirketlerine, “dost olmayan” ülkelerdeki şirketlere borçlarını ruble cinsinden ödemelerine izin verildi.
Doğal gaz ödemeleri de ruble ile olacak
ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Birleşik Krallık, Güney Kore, Japonya, Ukrayna, İsviçre ve Singapur gibi ülkeler için açıklanan yeni karar ise, alacakları doğal gazı ruble ile ödemeleri zorunluluğu getiriyor.
Açıklamalar, Rus para birimi üzerinde hemen etkisini gösterdi ve ruble, dolar ve avro karşısında güçlendi.
Dolar/ruble paritesi yüzde 3’e yakın gerileyerek 3 Mart’tan bu yana ilk defa 100’ün altına indi.
Sürecin nasıl işleyeceğine yönelik daha fazla ayrıntı yok ancak uygulamanın bir hafta içinde başlatılması bekleniyor.
Enerji Uzmanı Eser Özdil, Rusya’nın ruble ile doğal gaz alınması kararını TRT Haber’e değerlendirdi.
“Asıl muhatap AB”
Özdil, Rusya’nın bu karardaki asıl muhatabının AB olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Bu açıklamanın ana muhatabının AB ülkeleri ve ABD olduğunu düşünüyorum zira daha önce Putin Ukrayna’ya askeri yardım yapan ve Rusya’ya yaptırım uygulayan ülkeleri dost olarak göremeyeceklerini ifade etmişti. ABD daha önce Rusya’dan enerji emtialarının ithalatını yasakladığı için asıl muhatap AB oluyor.
ABD ve AB bazı Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması, bazı Rus oligarkların mal varlıklarının dondurulması, teknoloji ihracatı başta olmak üzere Rus şirketlerine yönelik kapalı ve açık yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. Yine AB’nin önümüzdeki dönemde Rus gazına olan bağımlılığını azaltıcı adımları tartıştığını da biliyoruz.
Putin’in son açıklamasının, doğal gaz ithal etmekte olan ülkelerin Rus rublesi almaya zorlanma amacı taşıdığı açık. Bu açıklamanın hemen ardından Rus rublesinin değer kazandığını gözlemleyebiliyoruz.”
“Avrupa için süreç komplike hale gelecek”
Özdil, yaz aylarının gelmesiyle doğal gaza olan ihtiyaç azalsa da Avrupa için işlerin karışacağını belirtiyor.
“Yaz aylarının gelmesi ithal edilecek gaz miktarının düşmesi nedeniyle ruble ihtiyacını da azalacaktır ancak bu adımın Avrupa için süreci komplike hale getireceği açık.”
SETA Araştırmacısı Ekonomist Dr. Bilal Bağış ise, Rusya’nın “dost olmayan” ülkelere doğal gazı ruble ile ödeme kararının ekonomik yönüne dikkat çekiyor.
Bağış, değer kaybeden rublenin bu kararla birlikte bir miktar toparlanabileceğini ödeme sistemlerinin ise değişebileceğini düşünüyor.
“Rubleye talep bu süreçte bir nebze toparlanacak”
“Ruslar, iyi satranç oyuncuları ile bilinirler. Putin de adeta, iyi bir satranç oyuncusu gibi etkili hamlelerde bulunuyor. Ancak, bu adımların, Rusya’nın içine düştüğü ticari, finansal darboğazdan çıkarıp çıkarmayacağını zaman gösterecek. Rusya’nın enerji ödemelerini ruble ile kabul edeceğini açıklaması, veya daha önce de ruble ile dış borç ödeme çıkışı veya tehdidi de bu açıdan önemlidir.
Bu adım da rubleyi bir noktaya kadar destekleyecektir. Rusya’ya zaman kazandıracaktır. Rubleye talebin, bu süreçte bir nebze toparlanacağından şüphe yok.
Bu süreç ile bağlantılı olarak, ödeme sistemleri de değişim ve dönüşüm geçirecek alanlardan bir diğeridir. Uluslararası ödemeler konusunda, Rusya’nın Mir ulusal ödeme sistemi bir opsiyon. Ancak, ilgili ödemelerin akışının da yine SWIFT üzerinden yapılması gerekiyor. Burada da yine yerli para birimleri ile ödeme devreye girebilir.
Ruble gibi bir milli paranın ana sağlayıcısı da (Rusya örneğinde) Rus Merkez Bankası’dır elbette. Bunun yanında, rubleyi elinde bulunduran vatandaşlar ve şirketler de ticaret ve turizm yoluyla ruble arzını sağlarlar.
Alternatif, yerli ve milli para transfer sistemlerinin gelişimi de önemli bir başka kritik unsur. Rusya ve Çin, dolar bazlı ve SWIFT öncülüğünde gerçekleştirilen uluslararası ticaret sistemine alternatif sistemler üzerinde çalışıyor. Dolayısıyla da Ukrayna krizi ve Rusya’ya yaptırımlar, geri planda, Çin’in CIPS sistemi gibi SWIFT’e alternatif uluslararası ticaret sistemleriyle, yeni bir boyut kazanabilir.”
“Rusya ve Batı, karşılıklı stratejilerle en iyi cevabı vermeye çalışıyor”
Batının ve Rusya’nın karşılıklı stratejiler geliştirdiğini söyleyen Bağış, yerli paralara yönelik eğilimlerin zaten beklendiğine de dikkat çekiyor.
“Oyun teorisindeki, strateji ve aksiyon seçimleri gibi; Ruslar ve Batı, karşılıklı yaptırımlarla ve yeni stratejilerle en iyi cevabı vererek, avantaj sağlamaya çalışıyor. Bu strateji oyunun dengesinin nerede olacağı, Nash dengesinin nerede olduğu ise henüz net değil.
Ukrayna krizinin ve Rusya’ya yaptırımların potansiyel sonuçlarından birinin de yerli ve milli paralarla ticarete eğilimin artması olması bekleniyordu zaten. Burada kastedilen, ABD doları ve Avro yerine, örneğin, Ruble ve TL ile ticaretin önem ve öncelik kazanmasıdır elbette.
Bu durum, şüphesiz, ABD doları ve Avro gibi para birimlerinin küresel rezerv para rolleri için de olumsuz bir haber. Bu rezerv paralar, daha istikrarlı değerleri ve herkesçe kabul edilen ödeme aracıları olmaları nedeniyle, ticaret ve turizm gibi uluslararası ödemelerde baz oluşturuyor.
Rusya, şu an, doğrudan kendi finansal sistemini hedef alan Batı’nın dolar ve avro para birimlerinin bu rollerini hedef alıyor. Tit-for -tat, yani göze-göz, dişe-diş.
Mevcut durumda, dünyanın geri kalanında, milli paralarla geçişi zorlaştıran tek unsur, diğer ülke para birimlerinin değerinin henüz istikrara kavuşamamış olmasıdır. Zaman içinde, kur istikrarı sağlandıkça, bu ihtimaller çok daha güçlenmiş olacaktır. Rusya, bu süreci erkene almış oldu, kanaatimce.”
“Avrupa, henüz uzun vadeli alternatif stratejiler geliştiremedi”
Bu süreçten özellikle en çok etkilenen ülkelerden birinin Almanya olacağının altını çizen Bağış, Avrupa’nın ABD gibi doğal gaza henüz alternatifler geliştiremediğinin altını çiziyor.
“Almanya ve daha genelde de Rus doğalgazına, petrol ve diğer madenlerine; hatta tahıl ve gübresine muhtaç olan tüm ülkeler, şüphesiz etkilenecek.
Bunun alternatifi, ya SWITFT gibi dolar merkezli para transfer sistemlerine alternatifler geliştirmek veya takas ekonomisine geçiştir. O da olmayacağına göre, yerli ve milli paralarla ticaret tek çıkış.
Almanya, malum, Rusya’nın Avrupa’daki ana ticari ortaklarından biri. Enerji yaptırımları, enerji fiyat hareketleri ve ödemeler, para hareketleri ile ilgili finansal yaptırımların en çok etkileyeceği ülkelerden biri.
Almanya, Kuzey Akım 2 projesinin lisansının onaylanmasını durdurdu. Ancak, Kuzey Akım 1’den, Ukrayna ve Karadeniz’den hala Avrupa’ya ciddi miktarda doğal gaz taşınmakta. Rusya, AB’nin petrol ihtiyacının yüzde 25’ini, doğal gaz ihtiyacının yüzde 40’ını ve kömür ihtiyacının yüzde 42’sini tek başına sağlıyor. Avrupa, henüz ABD’nin kaya gazı çıkışı gibi uzun vadeli alternatif stratejiler de geliştiremedi.”
“Rusya, batıyı kendi finansal silahı ile vurmaya çalışıyor”
Avrupa’nın enerji anlamında Rusya’ya olan bağlılığının önemli bir risk olduğunu hatırlatan Bağış'a göre Rusya, batıyı kendi finansal silahı ile vurmaya çalışıyor.
“Ruble bulma ile ilgili sıkıntılar, ruble ile veya yaptırım kapsamındaki Rus kurumları veyahut aracı kuruluşları ile iş yapmanın riskleri, Rusya’ya alternatif enerji arz kaynaklarının bulunması ile ilgili sorunlar, potansiyel olarak doğal gaz fiyatlarını yukarı çekebilir.
Dolayısıyla da, enerjideki bu bağımlılık, Avrupa için önemli bir risk. Rusya, batıyı bir anlamda kendi finansal silahı ile vurmaya çalışıyor.
Öte yandan, çok olası olmayan yeşil enerjiye hızlı geçiş ile, Yeşil Manhattan finansal silahı gibi uzun vadeli stratejik alternatifler devrede olmadığı müddetçe de; Rusya’nın eli enerji noktasında güçlü kalacak.”