Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yarın Sırbistan'a yapacağı ziyaret öncesinde, bu ülkedeki "Politika" ve "Vecernje Novosti" gazetelerine ortak röportaj verdi.
Rusya ile Sırbistan arasındaki iyi ilişkilerin temelinde iki ülke halklarının asırlara dayanan dostluğunun bulunduğunu vurgulayan Putin, 21. yüzyılda da bu güven ve iş birliği geleneğini sürdürmek ve geliştirmek istediklerini kaydetti.
İkili ilişkilerin her alanda geliştiğine dikkati çeken Putin, 2017'de ticaret hacminin 2 milyar dolar seviyesinde olduğunu, ayrıca Sırbistan'daki Rus yatırımlarının da 4 milyar doları aştığını aktardı.
“TürkAkım’ın inşası ile ilgili süreç planlandığı gibi gidiyor”
Türk Akımı Projesi'ne değinen Rus lider, "TürkAkım'ın inşası ile ilgili süreç planlandığı gibi gidiyor. Bu doğalgaz boru hattının 2019 sonuna kadar çalışmasını planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Putin, Gasprom'un, bu boru hattının karadan Avrupa'ya uzatılması noktasında farklı varyasyonları değerlendirdiğini belirterek, "Bunlardan biri de Bulgaristan-Sırbistan-Macaristan üzerinden Avusturya'daki dağıtım merkezine bağlamak. Böyle bir durumda Sırbistan sadece Rus gazını kullanmayacak, aynı zamanda onun ulaştırılmasını da sağlayacak. Bu da Sırp ekonomisine önemli bir fayda sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Balkanlar'daki istikrarsızlaştırıcı faktör ABD ve bazı Batılı ülkelerin politikaları"
Batılı ülkelerin, Rusya'nın Balkanlar'daki istikrarsızlaştırıcı faktör olduğu yönündeki iddialarını da değinen Putin, "Eğer Balkanlar'daki durumu konuşuyorsak, buradaki ciddi istikrarsızlaştırıcı faktör, ABD'nin ve bazı Batılı ülkelerin bölgedeki etkilerini güçlendirmeye yönelik politikalarıdır." değerlendirmesini yaptı.
Rusya'nın, Balkanların ne kadar karmaşık olduğunu bilerek her zaman yapıcı bir iş birliğinden yana olduğunu söyleyen Putin, "Rusya'nın bugün burada çok dostu var, bunlardan biri de stratejik ortağımız Sırbistan'dır. Bu nedenle bölgesel güvenliğe ve istikrarın güçlenmesine destek olmak önceliğimizdir." ifadelerini kullandı.
Putin, Kosova'nın kendi ordusunu kurmasına Avrupa Birliği'nin (AB) pasif bir tepki vermesine şaşırdıklarını aktararak, konuyu, "Zira bu bölgede yaşayan Sırplar, bunu güvenliklerine tehdit olarak algıladı. Böylesine tek taraflı ve uluslararası hukuka aykırı hamlelere göz yummasının, AB'nin çıkarına olacağı söylenemez." şeklinde yorumladı.
NATO'nun, Balkanlar'daki etkinliğini artırmaya çalıştığını kaydeden Putin, şunları kaydetti:
"Ancak bununla sadece Avrupa kıtasındaki bölünmüşlüğün çizgilerini yeniliyor. Tüm bunlar, nihayetinde istikrarın güçlenmesine değil, Avrupa'da güvenin azalmasına ve gerilimin artmasına yol açıyor."
"Yeni kilise siyasi ve seküler"
Putin, Ukrayna kilisesine bağımsızlık verilmesine de değinerek, ABD'nin ve Fener Rum Patrikhanesi'nin desteğine sahip Ukrayna yönetiminin bu hamlesinin, tamamen kilise yasalarına aykırı olduğunu belirtti.
Yeni kilise projesinin tamamen siyasi ve seküler bir proje olduğunu savunan Rus lider, "Onun başlıca amacı Rusya ve Ukrayna halklarını ayırmak, sadece ulusal değil, dini bir ayrılığın da tohumlarını atmaktır." yorumunda bulundu.
Putin, kilise meselesinde tehlikeli bir siyasileştirmenin söz konusu olduğunu ifade ederek, yeni Ukrayna Ortodoks Kilisesi'nin bağımsız olmadığını, zira tamamen İstanbul'daki Patrikhanenin kontrolü altında olduğunu vurguladı.
Rusya yeni bir silahlanma savaşına sıcak bakmıyor
ABD'nin Orta ve Kısa Menzilli Füzeler Anlaşması'ndan çıkacağına dair açıklamaları da değerlendiren Putin, Rusya'nın güvenliğine doğrudan bir tehdit oluşturacak bir duruma göz yummayacaklarını ifade etti.
Rusya'nın sorumluluk sahibi ve sağlıklı düşünen bir ülke olarak yeni bir silahlanma savaşına sıcak bakmadığını kaydeden Putin, ABD'nin söz konusu anlaşmadan çıkmak istemesine rağmen diyaloğa devam etmeye açık olduklarını bildirdi.
Batı'ya "şantaj, tehdit ve provokasyon yöntemlerinden vazgeçme ve uluslararası hukuka saygı gösterme" çağrısında bulunan Putin, "Tam olarak bu, barışın korunması, küresel ve bölgesel güvenliğin ve istikrarın güçlendirilmesinin yoludur." ifadesini kullandı.
Putin, Sırbistan'ın AB'ye girmesi durumunda ikili ilişkilerin nasıl seyredeceğine ilişkin ise şunları kaydetti:
"Batılılardan farklı olarak biz Sırbistan'a 'Rusya ya da AB' gibi yapay bir seçim dayatmıyoruz. Sırbistan'ın AB'ye Rusya'nın da Avrasya Ekonomik Birliğine üyeliği, ikili iş birliğinin geliştirilmesine engel olmayacaktır."
Kaynak: AA