Dünyayı kasıp kavuran COVİD-19 salgını, Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Amerika’ya üretim ve lojistik hatlarını ciddi anlamda baltaladı. Alınan tedbirler ve aşının bulunmasının ardından 2022, dünya ekonomisi için “toparlanma yılı” olarak görülüyordu.
Ancak Rusya’nın uzun süredir Ukrayna çevresinde yaptığı askeri yığınak, bütün yalanlamalara rağmen 24 Şubat 2022’de büyük bir saldırıya dönüştü. Karadeniz’in kuzeyinde, geniş düzlüklere sahip Ukrayna ve Rusya, hem enerji hatları bakımından hem de gıda güvenliği konusunda dünya için hayati önemdeydi.
Kış aylarında başlayan savaş, baharda yeşermeye başlayacak buğday tarlalarının ekilememesine neden olurken, Avrupa’da enerji konusunda büyük bir korku başladı.
Savaştan önce Ukrayna ve Rusya gaz, petrol, tahıl ve yemeklerde kullanılan ayçiçek yağının önemli üretici ve ihracatçılarıydı. Savaşın başlamasından bu yana Ukrayna'da tarımın sekteye uğraması ve Rusya'nın Karadeniz limanlarını abluka altına alması tedarikleri felç etti.
Bunlar küresel ticareti yapılan emtialar olduğundan, dünya genelinde fiyatların çok fazla artmasına yol açtı.
ABD’nin LNG tedariki Avrupa için önemli bir seçenek haline gelirken, Suudi Arabistan’ın başını çektiği OPEC+ ülkeleri petrol üretimini artırma taleplerine uzun süre kulaklarını tıkadı.
Gıdada ise durum farklı değildi. Örneğin İngiltere’de domates hem bulunamaz oldu hem de normalden çok daha pahalıya satıldı. Zira İngiltere ve Hollanda’daki sera üreticileri artan enerji fiyatlarının maliyetleri etkilediğinden şikayet ediyordu.
Dünya genelinde ekmek üreten fırından lojistik firmalarına, demir-çelik sektöründen tarlasını süren çiftçiye kadar Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan etkilenmeyen sektör kalmadı. Zira, dünyada enerji ve gıda krizini patlatacak ve bu kadar geniş alana yayacak bir kriz ancak Karadeniz kuzeyinde çıkabilirdi.
Şimdi gelin, krizin enerji ve gıda alanlarında neler ürettiğini ve neleri üretmesinin beklendiğini birlikte inceleyelim...
2022 yılında enerji ve gıda krizinin ve dolayısıyla artan enflasyonun temel nedenlerinden biri olan Rusya-Ukrayna savaşı, 2023 için risk alanlarından birini oluşturuyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna konusunda geri adım atıp atmayacağı belirsizliğini korurken iki tarafın da ateşkes sağlamaya istekli olmaması, krizin büyümesi ve uzamasını da beraberinde getiriyor.
Diğer yandan Kiev, NATO ve ABD'den savaş uçağı, taktiksel füze sistemi ve füze savunması gibi daha gelişmiş ve uzun menzilli silah taleplerinde bulunuyor. Bunlardan büyük bir kısmını ise tedarik etti.
Bu savaş, birbirleriyle bağlantılı pek çok riski barındırırken ABD ve NATO'nun Ukrayna'ya olası gelişmiş silah desteğinin Rusya açısından daha fazla soruna sebep olabileceği belirtiliyor.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler ise, savunmasız hane halklarını ve işletmeleri sübvanse ederek krizin etkilerini hafifletmeye çalışırken, 2008 küresel mali krizinden ve COVİD pandemisinden kalan dağın üzerine daha fazla borç yığdı.
Batı'da enflasyonu (birçok ülkede çift haneli rakamlara) yükselterek ücretlerin satın alma gücünü azalttı ve merkez bankalarını talebi kısmak ve fiyat artışlarını kontrol altına almak için faiz oranlarını artırmaya sevk etti.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) son ekonomik görünüm raporunda, durumu şöyle özetliyor:
"Kalıcı enflasyon, yüksek enerji fiyatları, zayıf gerçek hane halkı geliri artışı, azalan güven ve sıkılaşan finansal koşulların hepsinin büyümeyi azaltması bekleniyor. Daha yüksek faiz oranları, enflasyonu makul hale getirmek için gerekse de borçlanan hane halkı ve şirketler için finansal zorlukları artıracak."
ABD'de banka iflasları..
OECD’nin bu öngörüsünün ardından ABD’de 2008 krizinin ardından ilk defa banka iflasları gerçekleşti.
Tarihler 8 Mart’ı gösterdiğinde ilk önce Silikon Vadisi Bankası, iki gün sonra ise Signature Bankası’nın iflasları ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) tarafından açıklandı.
Uzmanlar, OECD’nin dikkat çektiği faiz artışlarının söz konusu bankaların iflaslarının arkasında yatan önemli nedenlerden biri olarak görüyor.
Enerji krizi
Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki ilişkinin gerilmesi, COVİD-19'un neden olduğu enerji krizini daha da şiddetlendirdi.
Özellikle enerji güvenliği konusunda endişe duyan Avrupa Birliği (AB), enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve Rusya'ya olan bağımlılığın azaltılmasına ilişkin adımlar atmaya çalıştı.
Ukrayna savaşı sebebiyle Rusya'ya yaptırım uygulayan Avrupa ülkelerine Rusya'dan doğal gaz akışı ciddi ölçüde azaldı.
Ayrıca Rusya, doğal gazı savaş öncesine oranla yüzde 80 düşürdü.Tedarik hacminin daralmasıyla Avrupa ülkelerinin enerji maliyetleri yükseldi. Özellikle 2022'nin ilk aylarından itibaren hızla artan doğal gaz ve elektrik fiyatları Avrupa başta olmak üzere tüm dünyayı etkiledi.
Ağustosta 346 avroya kadar çıkarak rekor kıran gaz fiyatları 105 avro seviyesinde seyrediyor. Gaz fiyatlarında yakın gelecekte ciddi bir düşüş beklenmiyor.
Savaş nedeniyle derinleşen enerji krizinin 2023'te de sürmesi öngörülüyor.
Gıda güvensizliği
Gıda güvenliği konusunda savaştan en çok etkilenen ülkeler Ortadoğu ve Afrika’daki fakir ülkeler oldu.
Öyle ki, Türkiye’nin öncülük ettiği Tahıl Koridoru Anlaşması olmadan önce çoğu ülke neredeyse açlıkla ve ardından gelen iç huzursuzluklarla karşı karşıyaydı. Zira, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın büyük kısmı Ukrayna'dan gelen tahıl ve yemeklik yağlara bağımlı.
Tahıl Koridoru ile bu sorun büyük ölçüde çözülmüş olsa da riskler devam ediyor.
Gıda güvensizliği, 2023'te dünyanın gündeminde kalmaya devam edecek riskler arasında.
Dünya Gıda Programı (WFP), açlık ve kötü beslenmenin Orta Asya'yı, Kuzey Afrika'yı, Sahra bölgesini, Afrika Boynuzu'nu, Suriye, Yemen, Pakistan ve Afganistan gibi ülkeleri içerdiğini belirtiyor.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle sekteye uğrayan tahıl ihracatı ve tedarik zincirinin sekteye uğraması, gıda güvensizliğini hiç olmadığı kadar tırmandırdı.
Özellikle düşük gelirli Afrika ülkeleri, tahıl krizinden en çok etkilenen ülkelerin başında yer aldı.