Fransa ile Rusya.. İki ülke ilişkileri çok eski tarihlere dayanmakla birlikte iki ülke kizi zaman savaştı, kimi zaman da ortak düşmana karşı müttefik oldu.
Napolyon Bonaparte’ın 1812 yılının haziran ayında başlayan Rusya seferi aralık ayında büyük bir hezimetle sonuçlandı. Yenilgi Napolyon’un Avrupa’da hakimiyet kurma tutkusuna büyük bir darbe vurduğu gibi iktidarını da kaybetmesine neden oldu.
Bundan yüzyıl sonra ise iki düşman artık müttefikti. İki ülke, İtilaf Devletleri saflarında savaşmaya çok önceden karar vermiş, paylaşım anlaşmaları bile yapmıştı. Öte yandan Hitler Almanyası'na karşı başlatılan ve Fransa’nın tamamen işgal altında olduğu savaşta da iki ülke aynı safta kaldı. Nihai kertede yine galip taraftaydı..
İkinci Dünya Savaşı’nın akabinde ise yeni bir dünya kuruldu. Sovyetler Birliği (SB) bir tarafta, ABD’nin diğer tarafta olduğu çift kutuplu Soğuk Savaş’ta Fransa, hep ABD’nin müttefikiydi. Her ne kadar kimi zaman (1966’da NATO’nun askeri kanadından ayırılması gibi) ayrı düşse de Fransa, her zaman Rusya ile ilişkilerini mesafeli tuttu.
Peki bugün iki ülke neden karşı karşıya?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Coğrafi keşiflerin ardından başlayan ve 'Sanayi Devrimi' ile hızlanan sömürgecilik yarışında Fransa’nın en büyük kolonileri Afrika’da oldu. Fransa, Afrika’nın yaklaşık 20 ülkesindeki sömürge geçmişi ile güçlü bir dil, tarih ve siyasi etkiye sahip.
Yoksul bir ülke olan Mali de Fransa’nın eski sömürgelerinden... Fakat Fransa sömürge dönemi sona ermesine rağmen bir şekilde Mali’deki varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Fransız şirketlerinin petrole ve doğal gaza ilgisi bir hayli fazla. Fransız enerji devi Total şirketinin, doğal gaz ve petrol üretiminin yüzde 28'i Afrika'ya dayanıyor.
Mali'de 70’den fazla istasyonu bulunan Total, Serval Operasyonu'ndan sonra Taoudéni havzalarında petrol arama faaliyetlerine başladı.
Fransız nükleer enerji şirketi Orano Group ve madencilik şirketi Compagnie minière de l'Ogooué ülkedeki altın, bakır, gümüş ve özellikle de uranyum madenlerinin büyük çoğunluğunu işletiyor.
Fransa’nın Mali’deki askeri durumu
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande görev süresi içerisinde bu ülkede ilk askeri operasyona onay vererek, ülkenin kuzeyinde direnen radikal gruplara karşı bombardıman emri vermişti.
2013'te Serval Operasyonu'nu başlatan Fransa, bu ülkeye önce 3 bin, ardından da ağustos ayında bin 500 asker daha gönderdi.
Fransa, bu operasyonu 15 Temmuz 2014'te sona erdirdiğini açıklasa da askerleri çekmeyip Moritanya, Çad, Nijer, Burkina Faso'ya konuşlandırdı.
Macron da selefinin Mali politikasını sürdürdü
Hollande’dan sonra 2017’de göreve gelen Emanuel Macron da birçok kez Sahel'deki radikallere karşı mücadele taahhüt ederek selefinin politikasını devam ettirdi.
Afrika'da Rusya
Rusya ise Sovyetler Birliği döneminde tesis edilen ilişkileri yeniden kazanmak istiyor. Bu istekte, yükselen Afrika’nın ekonomisinden pay almak, azalan Fransa-ABD nüfusuna karşı askeri olarak varlık göstermek gibi birçok neden yer alıyor.
Son yıllarda artan terör saldırıları ve istikrarsızlık Rusya için yeni bir dönemin kapılarını açtı diyebiliriz. Vlademir Putin’in yönetime gelmesiyle Afrika ile ilişkilere özel bir önem veren Rusya, siyasi, ekonomik ve askeri olarak birçok başarıya imza attı.
Askerî ve teknik iş birliği alanında Rusya, Afrika kıtasını önceliyor. Zira Afrika ülkeleri, 1960-1980 yılları arasında ithal edilen Sovyet yapımı silah ve askerî teçhizatları günümüzde de kullanmaya devam ediyor. Aynı zamanda, günümüzde Afrika ordularında SSCB ve Rusya’da eğitim almış birçok uzman görev yapıyor.
Bu nedenlerle pek çok Afrika ülkesi, elindeki Rus yapımı askerî teçhizatın modernizasyonu ile yakından ilgileniyor.
Mi sınıfı helikopterler, Su ve Mig sınıfı uçaklar, Pantsir-S1, Kornet-E, Tor-M2E hava savunma sistemlerinin yanı sıra tanklar, zırhlı personel taşıyıcıları ve uzun namlulu silahlar, Afrika ülkelerinde en çok talep gören Rus yapımı silah ve askerî araçlar. Buna ek olarak, Rusya ayrıca Afrikalı ortaklara, öncelikle sınırları ve önemli tesisleri korumak için kullanılan insansız hava araçları ve radar istasyonları dâhil olmak üzere çok çeşitli gözetim ve kontrol araçları ihraç ediyor.
Rusya’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Valday Tartışma Kulübünce yayımlanan “Rusya’nın Afrika’ya Dönüşü: Strateji ve Beklentiler” adlı raporda, askeri-teknik alandaki iş birliğinin Rusya ile Afrika arasındaki ilişkilerde yaklaşık son 20 yıldır tekrar özel bir konuma sahip olduğu vurgulanıyor.
Dünyanın en büyük ikinci silah ihracatçısı konumundaki Rusya, Afrika ülkelerinin en büyük silah tedarikçisi konumunda ve pazar payını giderek yükseltiyor.
Afrika'nın toplam silah ithalatının yüzde 35'i Rusya tarafından karşılanıyor. Afrika’ya yapılan satışlar, Moskova’nın askeri ihracatının ise yaklaşık üçte birini oluşturuyor.
Barkhane Operasyonu sonlandırılıyor
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Sahel'de yürüttükleri Barkhane Operasyonu'nu, gelecek yılın ilk çeyreğinde sonlandıracaklarını, ancak bölgeden çekilmeyeceklerini duyurmuştu.
Mali'de Barkhane sonrası Avrupa ülkelerinden oluşan Takuba Görev Gücü'nün daha etkin olması hedefleniyor.
Adını Sahel'deki Touareg etnik grubunun kullandığı "Takoba" kılıcından alan Takuba Görev Gücü'nde Fransa, İsveç, Estonya, İtalya, Belçika, Hollanda, Portekiz ve Çekya'dan 500'e yakın asker görev yapıyor.
Fransa, 2013 başında Mali'deki "Serval" isimli askeri harekatın ardından 1 Ağustos 2014'te Sahel'de Barkhane Operasyonu'nu başlatmıştı.
Sahel'de Barkhane sonrası Wagner dönemi başlayabilir
Yaklaşık 5 bin askerin görev yaptığı Barkhane Operasyonu'nun sonlandırılmasıyla Sahel'deki güvenlik krizinin çözümünde ana aktörün Wagner olabileceği belirtiliyor.
Wagner paralı askerleri, konuşlandıkları ülkelerde, yerel orduları eğitiyor, önemli isimleri koruyor, isyancı veya terörist gruplarla savaşıyor ve sıcak noktalarda altın, elmas ve uranyum madenlerinin güvenliğini sağlıyor.
Rus paralı askerlerin, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Sudan, Mozambik, Gine, Gine Bissau, Madagaskar, Zimbabve ve Angola'da faaliyetlerde bulunduğuna inanılıyor.
Mali’de Rus paralı askerleri: Wagner
Öncelikle şunu belirtmek lazım. Rus paralı askeri grubu Wagner’in Mali’de olduğuna dair henüz elimizde kesin kanıtlar yok. Ancak güçlü iddialar mevcut.
Gelin şimdi o iddialara ve verilen cevaplara sırasıyla birlikte bakalım..
Amerikan basınında, Mali'de darbenin ardından kurulan asker ağırlıklı geçiş hükümeti ile Rus Wagner grubunun, Mali ordusunun eğitimi ve üst düzey yetkililerin korunmasını öngören anlaşma imzalamak üzere olduğu iddia edildi.
Haberde yaklaşık 1000 paralı askerin, Mali'ye gidebileceği ve buna karşılık aylık 10,8 milyon dolar ödeme yapılacağı öne sürüldü.
Fransa’dan ilk tepki
Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, bu iddialara, "Eğer Malili yetkililer, Wagner grubuyla böyle bir anlaşma imzalayacak olursa bu durum endişe verici olmasının yanı sıra Sahel ülkelerini desteklemek için yıllardır yaptığımız ve yapmayı planladığımız her şeyi anlamsız kılar" ifadeleriyle tepki gösterdi.
Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer de Mali'yi, Wagner şirketi ile anlaşmaması konusunda uyararak, "Böyle bir anlaşma, Almanya'nın Fransa, Avrupa Birliği ve BM ile birlikte sekiz yıldır Mali'de yaptığı her şeyle çelişiyor" dedi.
Mali’den ilk açıklama: Yalanlama yok
Mali'de 24 Mayıs'taki darbeden sonra kurulan geçiş hükümetinin başbakanı Choguel Kokalla Maiga, Rus güvenlik şirketi Wagner ile anlaşma yapılacağı yönündeki iddiaları yalanlamadı ve "B planına ihtiyaç duyulduğunu" söyledi.
Maiga, basına yaptığı açıklamada, Mali ile Wagner arasında paralı asker konuşlandırılmasına ilişkin bir anlaşma imzalanacağı iddialarına yanıt verdi.
Fransa'nın sonlandıracağını duyurduğu Barkhane Operasyonu'na atıfta bulunan Maiga, "Ortaklarımız bazı alanlardan çekilme kararı aldığında ve yarın çekildiklerinde ne yapacağız? B planımız olmasın mı?" ifadesini kullandı.
“Fransa Mali’den gitmiyor”
Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, Rus güvenlik şirketi Wagner ile Mali arasında anlaşma imzalanacağı iddialarına tepki göstererek, Fransa'nın Mali'den gitmeyeceğini söyledi.
Fransız basınında çıkan haberlere göre, Parly, 1000 Rus paralı askerin Mali'ye gönderileceği iddialarının ardından bu ülkeye ziyarette bulundu.
Malili mevkidaşı Albay Sadio Camara ile görüşmeden basına açıklamalarda bulunan Parly, Malili yetkililerin Wagner konusundaki duruşunu netleştirmek amacıyla bu ziyareti düzenlediğini kaydetti.
Fransa Savunma Bakanı Parly, paralı askerlerle aynı yerde bulunmayacaklarının altını çizerek, Barkhane Operasyonu'nda sayıyı azaltsalar bile Fransa'nın Mali ve Sahel'deki çabalarının devam edeceğini dile getirdi.
Parly, "Fransa (Mali'den) gitmiyor. Sahel'deki güvenlik güçlerini desteklemeye devam edecek" ifadesini kullandı.
Bu iddialara sessiz kalmayan bir ülke daha vardı. Wagner iddialarının ardından, ABD Afrika Kuvvetleri Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı Orgeneral Stephen Townsend, geçen hafta, ABD'in Mali'yle uzun süreli ortaklığını sürdürmek istediğini söyledi.
Lavrov iddiaları yalanlamadı
Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Malili mevkidaşı Abdoulaye Diop, yaptıkları ikili görüşme sonrasında, ülkeye Wagner grubunun gelmesine ilişkin görüşmelerin yürütüldüğü iddiasını yalanlamadı.
Lavrov, Mali hükümetinin "Rus özel şirketlerini" ülkeye çağırma hakkı olduğunu vurgularken, Mali Dışişleri Bakanı Diop ise ülkenin güvenliği konusunda Rusya'yla iş birliği yapmak istediğini dile getirdi.
“Fransa tek taraflı hareket ediyor”
Mali Başbakanı Choguel Kokalla Maiga, Rus güvenlik şirketi Wagner'in ülkede konuşlanacağı iddialarının gündeme geldiği bir zamanda Mali'den çekilme kararı alan Fransa'yı, tek taraflı hareket etmekle suçladı.
Maiga, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Fransa'nın, Barkhane Operasyonu'na son verme kararıyla Mali'yi bir oldubittiyle karşı karşıya bıraktığını ve terk ettiğini, bu yüzden güvenliğin sağlanması için yeni yollar aramaya giriştiklerini belirtti.
Mali Başbakanı Maiga, Fransa'nın Malili yetkilerle gerekli istişareleri yapmadan tek taraflı çekilme kararı almasının üzüntü verici olduğunu kaydetti.
Ancak bu iddiaya da hemen cevap geldi. France 24'ün haberine göre, Fransa'nın Sahel'de yürüttüğü Barkhane Operasyonu'nun komutanı Laurent Michon, Moritanya'da düzenlediği basın toplantısında, Mali'nin kuzeyindeki üç üsten çekilmeye yönelik kararla ilgili son 2 yıldır çalışıldığını belirtti.
Bu planın, G5 Sahel ülkeleri liderleriyle Bamako ve Niamey'de yapılan toplantıda hazırlandığını kaydeden Michon, bunun çekilme olmadığını, bu üç garnizonda Fransa'nın sembolik sayıda askerinin bulunduğunu kaydetti.
Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, yaptığı açıklamada, "Fransa'nın çekilmesi diye bir şey yok" ifadesini kullandı.
4 Rus helikopter Mali’de
Mali, geçtiğimiz günlerde Rusya'dan gönderilen MI-171 tipi 4 helikopter ile silah ve mühimmatı teslim aldı.
Rusya'dan gönderilen askeri ekipmanlar, Bamako Havalimanı'nda düzenlenen törenle Savunma Bakanı Sadio Camara'ya teslim edildi.
Burada gazetecilere açıklama yapan Camara, silah ve mühimmatların Rusya'nın armağanı olduğunun altını çizerek, "MI-171 tipi 4 helikopteri ise Aralık 2020'de imzalanan, Haziran 2021'de yürürlüğe giren askeri iş birliği anlaşması kapsamında dost ülke Rusya'dan satın aldık" dedi.
Camara, askeri iş birliği anlaşmasının "kazan-kazan" temeline dayandığının altını çizerek, teslimatların bu kadar kısa sürede yapılmasından da memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Rus milis gücü Wagner Afrika'da
Siyasi istikrarsızlıkla boğuşan Afrika, devlet dışı örgütler, iç çatışma ve terör örgütlerinin kol gezdiği bir coğrafya aynı zamanda. Kimi zaman devletler ya da hükümet başkanları otoritelerini yabancı devletlerle yapılan anlaşmalarla, kimi zamanda kiralık milislerle sağlamaya çalışıyor. Orta Afrika Cumhuriyeti bu konudaki en sıcak noktalardan birisi.
İç savaşın uzun yıllardır devam ettiği Orta Afrika Cumhuriyeti, Rusya ile ilk önce askeri iş birliği anlaşması imzaladı. Anlaşma doğrultusunda, Rus askeri danışmanlar, resmen Orta Afrika Cumhuriyeti resmi hükümetinin bulunduğu Bangui'de faaliyet göstermeye başladı.
Rus özel askeri şirketi Wagner Grubu için çalışan sözleşmeli askerlerin de Orta Afrika Cumhuriyeti’nde faaliyet gösterdiğine dair çeşitli raporlar bulunuyor. Söz konusu raporlarda, Wagner Grubu’na bağlı askerlerin, Orta Afrika Cumhuriyeti’nin kuzeyinde Çin enerji şirketlerine ait petrol sahalarına çeşitli saldırılar düzenleyen isyancı gruplarla birlikte çalıştığı da öne sürülüyor.
Öte yandan, belgesel çekimi için Orta Afrika Cumhuriyeti'nde bulunan 3 Rus gazetecinin, kimliği belirsiz kişilerce 2017’de öldürülmeleri de Rus ve dünya kamuoyunu uzun süre meşgul etmişti. Rus medyasında yer alan iddialarda, öldürülen gazetecilerin Wagner Grubu ile ilgili bir belgesel çekimi için bir süredir Orta Afrika Cumhuriyeti'nde bulunduğu öne sürülmüştü.