Dünyanın dördüncü en büyük adası, Asya ile Afrika'yı buluşturan Madagaskar, doğal güzellikler, endemik biyo-çeşitliliği ve farklı toplum yapısıyla "yeryüzünün saklı cenneti" olarak biliniyor.
Hint Okyanusu ile Mozambik kanalı arasında kalan Madagaskar'ın kara sınırı bulunmazken komşuları arasında Komor, Mauritius ve Reunion Adaları yer alıyor.
Başkent Antananarivo'da yaklaşık 1,5 milyon kişi yaşarken ülke nüfusunun 25 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor.
Madagaskar ya da halk arasında bilinen ismiyle "Mada", ilk bakışta diğer ada ülkelerine benzetilse de bitki örtüsü ve barındırdığı hayvan çeşitliliği açısından diğerlerinden ayrışıyor.
Sürüngenlerden, sivrisineklere, kurbağalardan kelebeklere geniş canlı çeşitliliğinin olduğu ülkede biyolojik çeşitliliğin yüzde 80'inin endemik olduğu biliniyor.
Madagaskar denilince ilk akla gelen lemurlar da bu biyolojik çeşitliliğin önemli bir parçası. Zira ülke, sadece kendi topraklarında rastlanan 60 lemur türüne ev sahipliği yapıyor.
Turizmde rekor artış
Yaklaşık 200 bin canlı türünün bulunduğu Madagaskar, son yıllarda yapılan yatırımlar, artan otel sayısı, iyileştirilen altyapı çalışmaları ve yeni havayolları şirketlerinin de ülkeye sefer başlatmasıyla turizmde ciddi artış yaşadı.
Madagaskar Turizm Bakanlığının Ocak 2017 verilerine göre, ülkeye gelen turist sayısı 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 20 artarken bu yılki tahmini artışın da yüzde 25 olacağı açıklandı.
Rakamlara göre, geçen yıl 293 bin ziyaretçiyle, ülkede son 7 yılın turizm rekoru kırılmış oldu.
Öte yandan ülkeye gelen turistlerin tek aradığı adanın eşsiz faunası değil. Madagaskar'ın Mozambik Kanalı ve Hint Okyanusu'na kıyı kentleri, hem deniz tatili yapmak isteyenler için iyi bir alternatif hem de yerel halkın modernizmden uzak hayatını gözlemlemek için iyi bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Doğası ve canlı çeşitliliği nedeniyle "Hazine Adası" benzetmesi yapılan ülkeye ziyaretçi sayısı artsa da turizmin gelişmesi için atılması gereken çok fazla adım bulunuyor.
Ülke içi uçuşların en ucuzunun 250-300 dolar arasında seyretmesi buna karşılık karayolunun da güvenlik tehlikesi arz etmesi, turistlerin ülke içindeki hareketini kısıtlayan faktörlerden.
Madagaskar'ın tek şeritli ve bol virajlı yollarında 100 kilometre yaklaşık 3 saatte alınabilirken, hava kararınca soygun riski oldukça artıyor.
Ancak hükümet, tıpkı ülkenin genelinde şaşırtıcı şekilde yaygın olan 4G internet altyapısı gibi yolların da yakın gelecekte yenileceği sinyalini veriyor.
Ne Afrika ne Asya
Yaklaşık 88 milyon yıl önce Hindistan'dan kara kütlesi olarak ayrılan Madagaskar, Afrika kıtasının doğu kıyısında bulunmasına karşın dünyada insanlar tarafından yerleşilen en son bölgelerden biri.
Bu özelliği nedeniyle, adanın bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliğinin tamamen dış müdahaleden uzak, kendiliğinden geliştiği biliniyor.
Hem Afrika hem de Asya'dan özellikler taşıyan Malgaş halkı ise kendi arasında çok çeşitlilik gösteriyor.
Malgaşlar, Malay, Endonezya, Hint ve Arap ırklarının karışımından oluşurken ne Afrikalılara ne de Asyalılara benziyor.
Ülkenin belli bölgelerinde neredeyse kumral Malgaşlara rastlanırken aralarında koyu tenli olmasına karşın çekik ve renkli gözlüler ise dikkati çekiyor.
Malgaş halkı, etrafta her ne kadar çok fazla turist görmeye alışık olmasa da yabancılara son derece sıcakkanlı ve misafirperver davranıyor.
Sakin, stresten uzak ve hayatın son derece yavaş ilerlediği ülkede, halk da bu ritme uyarak yaşamını sürdürüyor.
İslamiyet yayılıyor
Arapça kaynaklarda, Arap tarihçi El Mesudi'nin adayı 10. yüzyılda ziyaret ettiği ve 12. yüzyıl itibarıyla da adada, Arap ve Endonezyalıların gelmesiyle İslamiyet'in yayıldığı rivayet ediliyor.
Madagaskar, 16-17. yüzyıllarda Portekizliler ve Fransızlar tarafından keşfedilince İslamiyet'ten de uzaklaşmaya başlıyor. Sömürgeciliğin yanı sıra yürütülen misyonerlik faaliyetleri nedeniyle adadaki Müslüman nüfus yüzde 1'lere kadar gerilemiş durumda.
Resmi rakamlara göre, ülkede 2010'da nüfusun yalnızca yüzde 1'inin Müslüman olduğu açıklanmıştı.
Ancak son yıllarda ülkede sayısı artan Müslüman dernekler sayesinde bu oranın yükseldiğine inanılıyor.
İslamiyet'in yayılmasında Müslüman Malgaşların yanı sıra Türkiye'den her yıl kurban organizasyonu için adaya gelen sivil toplum örgütleri ve vakıflar da önemli rol oynuyor.
Türkiye'den Türk Diyanet Vakfı (TDV), İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) ve Hasene derneklerinin de vekalet ile kurban organizasyonu düzenlediği Madagaskar'da ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtılıyor.
TDV Vekaletle Kurban Programı Madagaskar Sorumlusu Hakan Aktaş, Malgaş halkının her geçen yıl İslamiyet'e bir adım daha yaklaştığını gözlemlediklerini ve bunda yürütülen kurban organizasyonlarının büyük payı olduğunu söyledi.
Aktaş, "Türkiye'ye çok uzak bir coğrafya olması nedeniyle Madagaskar'a bizden çok gidip gelen olmamış. Ancak son yıllarda vakfımızın yürüttüğü kurban faaliyetleri, ada halkında ciddi bir farkındalık yarattı. Sadece Müslümanlar değil, diğer dinlere inananlar da artık kurbanı ve dolayısıyla İslam'ı yavaş yavaş tanımaya başladı. Kurban için her yıl adaya giden ekiplerden aynı yorumları duyuyoruz." diye konuştu.
Madagaskar'da nüfusun yaklaşık yarısını Hristiyanlar oluştururken halkın bir kısmı da yerel dinlere inanıyor. AA