Rusya'nın saldırısı nedeniyle Ukrayna'da binlerce aile ülkeyi terk etmek zorunda kalırken çatışma ortamından en çok çocuklar etkileniyor.
Anneleri savaştan önce Türkiye'ye geldiği için Harkiv'de alzaymır hastası dede ve anneanneleriyle kalan, yaşları 5 ile 12 arasında değişen 4 kardeş evleri bombalanınca bir süre sığınakta barındı.
Daha sonra dede, anneanne ve çocuklar ülkeden ayrılmak için Lviv'deki tren istasyonuna geldi. Tahliye için bölgede bulunan otobüs şoförü Beyhan Antepli, istasyonda ağlayan çocukları gördü.
4 kız çocuğu Türk şoföre emanet edildi
Çocukların dede ve anneannesi, Antepli'nin temasa geçtiği Dışişleri yetkililerinden torunlarının kızlarıyla buluşturulmasını istedi.
4 kız çocuğu şoför Antepli'ye emanet edilerek otobüse bindirildi. Çocuklar tahliye edilen diğer Türk vatandaşlarıyla Kapıkule Sınır Kapısı üzerinden Türkiye'ye geldi.
Çocuklar önce İstanbul'a oradan da Antalya'ya giderek annelerine kavuşacak.
"Tren istasyonunda 4 ufak çocuğu ağlarken gördüm"
Şoför Antepli, tren istasyonunda küçük kızların ağlamasından çok etkilendiğini anlattı.
Kızların yanında bulunan dedenin Alzheimer hastası, büyükannenin de çok yaşlı ve yorgun olduğu için ne yapacaklarını bilmediğini aktaran Antepli, şunları kaydetti:
"Tren istasyonunda 4 ufak çocuğu ağlarken görünce ister istemez yardımcı olmak istedim. Dedesi rahatsızdı, hastasıymış, anneanne de çok yaşlı ve yorgundu. Dışişleri Bakanlığını aradım, Allah razı olsun hemen yardımcı oldular, Türkiye'ye kadar getirdim. İnşallah çocukları annelerine kavuşturacağız.
Çocuklar 4-55 gündür yoldalarmış istasyonda karşılaştığımda, 2 gün de bizim Edirne'ye kadarki yolculuğumuz sürdü. Biraz da İstanbul ve Antalya yolculuğu sürecek, çocuklar gerçekten perişan olmuşlar ama anneleriyle kavuşmalarına değecek inşallah."
Çocuklar günlerce sığınakta kalmış
Antepli, çocukların annesiyle iletişim halinde olduğunu, annenin çocuklarını Antalya'da karşılayacağını söyledi.
Çocukların 4-5 gün sığınakta karanlıkta kalmaktan çok etkilendiğini ifade eden Antepli, "Evleri bombalanmış, sığınakta kalmış perişan halde. Yiyecek, içecek yok. Kimse yardım da edememiş. Biz de aldık, bu kadar insanı getiriyoruz, onları da alıp getirdik" dedi.