Sırbistan'ın Ankara Büyükelçisi Zoran Markovic, Türkiye - Sırbistan ilişkilerinin her alanda büyük potansiyel barındırdığını belirterek, "Cumhurbaşkanımız (Aleksandar Vucic) 7 Mayıs'ta Ankara'ya resmi ziyarette bulunacak. Kendisine dışişleri bakanı, dış ticaret bakanı, telekomünikasyon ve turizm bakanı, iletişim ve ulaştırma, enerji ve tarım bakanı eşlik edecek. Bu beş bakanın hangi alanlardan olduğuna baktığınızda ilişkilerimizi gelecekte nerelerde ilerletebileceğimizi görebilirsiniz" dedi.
Markovic, 5 Nisan'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güven mektubunu sunarak göreve başlamasının ardından ikili ilişkileri ve Türkiye'ye ilişkin izlenimlerini değerlendirdi.
Diplomatik kariyerine 1995 yılında Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nda bölgesel girişimler ve azınlıklar dairesinde üçüncü katip olarak başladığını belirten Markovic, daha sonra Sırbistan'ın Atina Büyükelçiliği'nde konsolosluk daire şefliği de yaptığını, bakanlık bünyesinde vize, göç ve diasporaya ilişkin birçok görev üstlendiğini, 2013'te de Sırbistan'ın İstanbul Başkonsolosu olarak görev aldığını anlattı.
Markovic, Türkiye'ye büyükelçi olarak dönmekten ve ikili ilişkilerin karşılıklı anlayış temelinde bugün geldiği noktadan duyduğu memnuniyeti ve teşekkürlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a güven mektubunu sunduğu sırada dile getirdiğini belirtti.
"Düşünce yapımız aynı, yüzde 95 aynıyız"
İstanbul Başkonsolosu olarak yaklaşık 4 buçuk yıl ortaya koyduğu çalışmaların başarılı bulunmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Markovic, "Son dört yıl içinde ekonomik konularda ilerleme kaydetmek için çok çaba ortaya koyduk, ekonomik iş birliğimiz çok ilerledi. Ekonomik gelişmeler genellikle İstanbul'da seyrettiği için, başkonsolosluk olarak bu konuların ağırlığı benim ve ekibimin omuzlarındaydı" dedi.
İki ülke arasındaki bağlara dikkati çeken Markovic, çoğu 1960'larda farklı nedenlerden dolayı Yugoslavya'dan ayrılan ve şu anda Türkiye'de olan Boşnakların Sırbistan ve Türkiye arasında köprü görevi gördüğünü kaydetti.
Geçmişte iki ülke halkları arasındaki anlayış birliğinin gözden kaçırıldığını dile getiren Markovic, şunları söyledi:
"Halklarımızın düşünce yapısı neredeyse aynı. Meslektaşlarıma 'Eğer bir konuda Türkiye'den birinin nasıl davranacağını kestiremiyorsanız, siz aynı konuda nasıl tepki verirdiniz, bunu düşünün. Türkiye'den de aynı tepkiyi alacağınıza emin olun' diyorum. Hassasiyetlerimiz aynı. Aynı şeylerle mutlu oluyoruz, hayattan aynı şekilde keyif alıyor, hayatın her aşamasını aynı algılıyoruz. Eğer ilişkilerimizi yüz üzerinden değerlendirmek gerekirse, yüzde 95 aynı olduğumuzu söyleyebilirim."
İki ülke arasındaki turizm faaliyetlerinin artmasıyla, halkların birbirini yakından tanıdığını ve ne kadar aynı olduğunu gördüğünü belirten Markovic, "Bugün Belgrad'a en çok Türk turist geliyor. Her köşe başında bir Türk görebilirsiniz. Sırbistan da Türk turizm sektörüne katkı sağlıyor. Türk otel ve tesislerinde sunulan misafirperverlik ve kalite belki de dünyada sunulan turizm hizmetlerinin en iyisi. İltifat etmiyorum, bu bir gerçek" diye konuştu.
"Türkçe ve Sırpçada 6 bin ortak kelime var"
Profesyonel bir diplomat olarak hangi ülkeye görevlendirilirse görevlendirilsin görevini yapacağını belirten Markovic, Ankara'ya büyükelçi olarak atandığını öğrendiğinde ise daha önce de İstanbul'da görev yaptığı için memnun olduğunu anlattı.
Markovic, şöyle devam etti:
"Sadece şehir değiştirmiş oldum. Daha önce dünyanın en güzel şehrine, İstanbul'a gelmiştim. İstanbul'dan sonra daha güzel nereye atanırım diye düşünmek, daha güzelini hayal etmek bile zor. Çok şanslıydım. O zamanki ikili ilişkilerimiz bugünkü düzeyde değildi ancak adım adım karşılıklı olarak bu noktaya geldik."
Önceki görevi sırasında Türkçe öğrenemediğini kaydeden Markovic, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve kendi cumhurbaşkanıma en azından günlük hayatta iletişim kuracak kadar Türkçe öğrenmeye söz verdim. Yüzyıllar boyunca kurduğumuz etkileşimin sonucu olarak Türkçe ve Sırpça'da 6 bin ortak kelime var. Kaşık, yastık, pencere, yorgan, çekiç, çizme, çorap bu kelimelerden birkaçı" dedi.
İki ülkenin derin tarihi bağlarına dikkati çeken Markovic, Kanuni Sultan Süleyman, Sultan İkinci Selim ve Sultan Üçüncü Murad devirlerinde sadrazamlık yapan Sokullu Mehmed Paşa gibi Osmanlı İmparatorluğu döneminde birçok üst düzey komutan ve yöneticinin Sırp asıllı olduğunu vurguladı. Büyükelçi Markovic, "Birlikte çalışabiliriz ve çalışmalıyız da. Kim Sırplar ve Türklerin, Hristiyan ve Müslümanların tarihi olarak düşman olduğunu söylüyorsa, bu gerçek değildir" diye konuştu.
"İlişkilerimizin geleceği ekonomiye dayalı olacak"
Devletler arası ilişkilerde ekonomik ilişkilerin önemini işaret eden Markovic, "İlişkilerimizin geleceği ekonomiye dayalı olacak. Karşılıklı ekonomik çıkarlarımızı öne çıkarırsak ikili siyasi ilişkilerimiz de gelişecektir. Ekonomimiz iyileştikçe siyasi ilişkilerimiz de gelişecektir. Cumhurbaşkanlarımız iki ülkenin her alanda iş birliği yapması konusunda mutabık kaldı. Şimdi iş çevrelerimizin bunu fark etmesi ve bu fırsatı değerlendirme zamanı. Çünkü bu fırsat gelir ve gider. Bir kez kaçırılırsa ikinci bir şans olmayabilir" ifadelerini kullandı.
İki ülkenin tekstil alanındaki iş birliği çerçevesinde Sırbistan'a yatırım girişiminde bulunan ilk 10 firmanın bu fırsatı değerlendirdiği örneğini veren Markovic, "Şimdi yüksek teknoloji alanında yeni bir fırsat var önümüzde. Bu alanda mevcut bir potansiyel var. Ayrıca Türkiye'nin çok uygun fiyatlara ithal edebileceği birçok kaliteli Sırbistan ürünü var. Görevimin en öne çıkan kısmı bu olacak" diye konuştu.
Gelecek iş birliğini yürütmek için çok geniş bir alan olduğunu belirten Markovic, "Cumhurbaşkanımız (Aleksandar Vucic) 7 Mayıs'ta Ankara'ya resmi ziyarette bulunacak. Kendisine dışişleri bakanı, dış ticaret bakanı, telekomünikasyon ve turizm bakanı, iletişim ve ulaştırma, enerji ve tarım bakanı eşlik edecek. Bu beş bakanın hangi alanlardan olduğuna baktığınızda ilişkilerimizi gelecekte nerelerde ilerletebileceğimizi görebilirsiniz" dedi.
Kaynak: AA