Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle soykırım suçlamasıyla yargılanmasına karar verdi.
Uluslararası Adalet Divanı Başkanı Donoghue ara kararı açıklarken 7 Ekim’den beri süre gelen çatışmalarda yetkililerin birçok sözüne atıfta bulundu.
Donoghue, İsrail’in saldırıları nedeniyle Gazze’deki evlerin büyük oranda yıkıldığını, nüfusun büyük çoğunluğunun zorla yerinden edildiğini ve sivil altyapının da önemli ölçüde zarar gördüğünü belirtti.
Ayrıca, BM Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths'in "Gazze bir ölüm ve umutsuzluk yeri haline geldi" sözlerini alıntılayan Donoghue, İsrail’in Gazze saldırıları sonucu çok sayıda can kaybı ve yaralanmanın meydana geldiğine dikkati çekti.
İsrailli yetkililerin Filistinlilere karşı kullandığı, "insanlıktan uzaklaştırıcı dil" konusunu da değindi. Öyle ki, özellikle İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın "İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz" sözlerinin altını çizdi.
İsrail'e destek veren devletler de suçlu mu?
Ara karar açıklanırken, “soykırım” suçu için yeterince delil olduğu mahkeme tarafından belirtildi. Henüz savaşın durmasına yönelik hüküm verilmese de İsrail’in vahşi saldırılarıyla ilgili sözlerin Lahey’de kayıtlara geçmesi bile bir nebze umut oldu.
Ancak, merak edilen başka bir husus da İsrail’e destek veren devletlerin akıbeti…
Zira, İsrail bu saldırıları gerçekleştirirken başta ABD olmak üzere birçok Batı ülkesi İsrail’in yanında olduğunu pek çok eylemiyle gösterdi. Tel Aviv’e giderek İsrail'in yanında olduklarını söylemelerinin yanı sıra mühimmat ve malzeme yardımı yaparak da desteklerini artırdılar.
Peki, İsrail’in “soykırım” suçundan suçlu bulunması halinde bu devletler de “soykırım” suçu işlemiş oluyor mu? Detayları Uluslararası Hukukçu Prof. Dr. Selami Kuran ile konuştuk.
Soykırım ifadesinin ara kararda yer alması önemli görülüyor
Prof. Dr. Kuran, öncelikle İsrail için henüz nihai bir karar verilmediğini, ara kararın açıklandığını belirtiyor. Bu kararın verilmesinin de birkaç seneyi bulacağını söylüyor. Ancak Kuran'a göre ara kararda “soykırım” suçuna delil bulunması ve davanın süreceğine karar verilmesi bile büyük bir adım.
“Adalet Divanı, Güney Afrika'nın soykırım suçlamasıyla ilgili başvurusunu değerlendirdi. Divan, soykırım suçlamasının ciddi olduğuna dair yeterli delil bulunduğunu belirterek davaya yetkili olduğuna karar verdi.
Divan, İsrail'in soykırım kapsamında değerlendirilebilecek eylemlerden kaçınması için çeşitli tedbir kararları aldı. Bu tedbirler arasında sivillerin katledilmesi, sivil yerleşim yerlerinin vurulması gibi eylemlerden uzak durma zorunluluğu bulunuyor.”
"İsrail'e önemli yükümlülükler getirildi"
İsrail Savunma Bakanı’nın askerlerine verdiği yetkileri hatırlatan Kuran, İsrail’in savaşırken insancıl kurallara bile uymadığını bunun da mahkeme tarafından dikkate alındığını ifade ediyor. Bu durumun ihtiyati karar olarak İsrail’e yükümlülükler getirdiğini söylüyor.
“Divan, uluslararası insancıl hukuk kurallarına uyması için İsrail'e önemli yükümlülükler getirdi. Bu çerçevede, İsrail'in sivil koruma kurallarına uyması ve insani yardımların engellenmemesi için adımlar atması gerekiyor. Ayrıca, soykırım suçuyla ilgili delillerin düzenli olarak Adalet Divanı'na sunulması kararlaştırıldı.”
Peki, İsrail’e destek veren devletler bu suçlardan sorumlu mu?
Kuran, Adalet Divanı tarafından İsrail için “soykırım” suçunu işlediği kararı verildiğinde ona destek veren devletlerin de aynı şekilde sorumlu sayılacağını belirtiyor ve şöyle açıklıyor:
“İsrail'in soykırım suçunu oluşturacak eylemlerine diğer devletlerin destek vermesi, teşvik etmesi, herhangi bir siyasi, finansal veya silah yardımı yapmaları suça iştirak etmeleri anlamına gelir. O anlamda aynen soykırım işleyen devlet gibi onlar da yasal olarak hukuken 1948 tarihli 'soykırım' sözleşmesine göre sorumludurlar.”
"Bu devletlerin cezası ne olur?" sorusunu ise Prof. Dr. Kuran şöyle cevaplıyor:
“Sözleşmeye taraf olmayan devletler için bile siyasi anlamda çok olumsuz sonuçları olur. Yani Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, uluslararası platformlarda “soykırım işleyen devlete destek verme durumunda olan bir devlet” konumuna gelirler. Dolayısıyla çok ağır anlamda bir baskıyla karşı karşıya kalırlar.”
“Maddi manevi tazminat davası açılabilir”
Soykırım suçunu işlediğine hükmedildiği takdirde İsrail’e maddi manevi tazminat davası açılabilir. Kuran, aynı şekilde İsrail’e destek veren devletler için de bu davaların açılabileceğini söylüyor:
“Devletin uluslararası hukuk açısından sorumluluğu anlamına gelir ve o suçtan zarar görenlerin yakınları İsrail devletine karşı bir tazminat davası açabilirler. Maddi ve manevi tazminat talebi. Yani suçtan zarar gördüklerini yakınlarını kaybetmesi, evini barkını kaybetmesi gibi nedenlerle maddi tazminat talebinde bulunabilirler.
Ayrıca da çektikleri acılar için de manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Ama en önemlisi uluslararası alanda düşülen utanç verici durum. Bu durum aynı şekilde İsrail’e destek veren devletler için de geçerli olur.”