Uluslararası hukuku ve insan haklarını ayaklar altına alan, suçlarına her geçen gün yenisini ekleyen İsrail'in Filistinlilerin organlarını çaldığı yıllardır biliniyor. Filistinlilerin topraklarını işgal eden, onları rehin tutan, türlü işkenceler eden İsrail, Nazi dönemini aratmayan yöntemlerle Filistinlilere soykırım uyguluyor.
İsrail karşıtı bağımsız bir yayın kuruluşu olarak bilinen Mondoweiss, kan donduran bir analiz yayınladı. İsrailli doktorların, 30 yılı aşkın süredir Filistinlilerin organlarını nasıl çalarak, satışa çıkardığı gözler önüne serdi.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi İsrail ordusunun ceset avını belgeledi
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, katil İsrail ordusunun nasıl ceset avına çıktığını belgeledi. Gazze'de onlarca cesedin mezarlardan çıkarıldığı, Şifa Tıbbi Kompleksi ve Endonezya Hastanesi'nin etrafındaki sokaklardan cansız bedenlerin toplandığı gözler önüne serildi. Eksik kokleaların ve korneaların yanı sıra karaciğerler, böbrekler ve kalpler gibi diğer hayati organlar da dahil olmak üzere organ hırsızlığına dair kanıtlar bulundu.
Organ ticareti araştırması İsrail'e uzandı
1990 yılında Batı Şeria'nın eski baş sağlık yetkilisi Dr. Hatem Ebu Gazali, Birinci İntifada (1987-1993) sırasında "Bir sebepten ötürü organların, özellikle gözlerin ve böbreklerin bedenlerden çıkarıldığına dair belirtiler var." bilgisini paylaştı. Ancak Filistinlilere dair bu mesele, uluslararası medyada pek yer bulmadı.
Amerikalı antropolog ve aktivist Nancy Scheper-Hughes'ın konuyu araştırmaya başlamasıyla mesele daha fazla kişi tarafından bilinir oldu.
Scheper-Hughes, 1999'da organ ticaretini ve organ trafiğini izleyen "Organs Watch"u kurdu. Bir yıl içinde, suistimaller üzerine yaptığı araştırma onu İsrail'e götürdü. 2001'de ABD Kongresi alt komitesi duruşmasında ifade verirken Scheper-Hughes, Batı Şeria'daki insan hakları gruplarının kendisine İsrailli patologların Filistinli şehitlerin bedenlerinden doku ve organ çaldığı konusunda şikayette bulunduğunu söyledi.
2013 yılında da İsveçli gazeteci Donald Boström, Birinci İntifada ile 2012'deki Gazze savaşı arasındaki dönemde, İsrail Ulusal Adli Tıp Enstitüsü'ne getirilen "ölü bedenlere yönelik kötü muamelenin rahatsız edici geçmişini" kapsamlı bir şekilde anlatan bir makale yayınladı.
İsrailli doktor, çaldığı gözleri göz kapaklarını yapıştırarak sakladı
Scheper-Hughes ve Boström'ün çalışmalarında ele alınan dönemin çoğunda, İsrail'deki Ebu Kebir Adli Tıp Enstitüsü, Dr. Yehuda Hiss tarafından yönetiliyordu.
Scheper-Hughes ile Temmuz 2000'de yapılan bir röportajda Hiss, otopsi sırasında cesetlerden deri, kemik, kalp kapakçığı, kornea ve diğer insan parçalarını aldığını açıkça kabul etti. İsrailli doktor, ailelerin otopsiye onay verdiğini ancak çaldıkları organlarla ilgili aileleri bilgilendirmediklerini de itiraf etti. Cansız bedenleri ailelere teslim ederken, çaldığı kornea ve gözleri, göz kapaklarını yapıştırarak kamufle ettiğini anlattı.
"Organlar herkese satılıyordu"
İsrailli cani doktor Hiss'in himayesinde çalışan Dr. Chen Kugel'in, Scheper-Hughes'a verdiği bilgilere göre, organ ve dokular teoride "herkesten" alınıyordu ancak pratikte durum farklıydı. Zira "düşman" olarak görülen Filistinli ailelerin şikayetlerine kimse itibar etmezdi.
Tüm bu itiraflar, kurbanların neden Filistinlilerden seçildiğini gözler önüne serdi.
Dr. Kugel, organların para karşılığı herkese satıldığını da söyledi. Öyle ki "müşteri" adı verilen alıcı, vücuttaki tüm organlara 2 bin 500 dolar karşılığında sahip olabiliyordu.
Kalp, beyin ve karaciğerler; araştırma, sunum, tıp öğrencileri ve cerrahlar için tatbikatlarda kullanılmak üzere satılıyordu.
Suçlar nasıl gizleniyor? Kayıpların izini sürmek...
Organları çalınan Filistinlilerin kalıntıları, genellikle İsrail askeri bölgelerindeki gizli mezarlara gömüldü. Çoğu zaman hangi cesedin, kime ait olduğunun kaydı da tutulmuyordu.
Filistinliler, kendi soruşturmalarını yapmak istediklerinde ise nadiren de olsa cesetler geri getiriliyordu. Ancak cesetler ya incelenemeyecek kadar çürümüş ya da eksi 35 dereceye kadar soğutulmuş morglarda dondurulmuş oluyordu.
Öyle ki Kudüs Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nden Dr. Saber El-Aloul, Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, İsrail'in şehitlerin cesetlerini eksi 35 dereceye kadar soğutulmuş morglarda sakladığını söyledi.
Bugün ise Gazze'de değişen hiçbir şey yok. Gazze halkı ya enkaz altında sevdiklerini arıyor ya da onların kamyonlarla geri getirilmelerini bekliyor.
7.6ºC
Ankara
