1992'de başlayan Bosna savaşı sürüyordu. Ancak bir yandan da ateşkes için müzakereler yürütülüyordu. Boşnaklar Birleşmiş Milletler'in 'güvenli bölge' ilan ettiği Srebrenitsa'da toplanmıştı.
11 Temmuz 1995'te Sırp komutan Ratko Mladiç emrindeki birlikler Srebrenitsa'ya girdi.
Bölgedeki Boşnakların bir bölümü BM adına güvenliği sağlamak üzere Srebrenitsa'da bulunan Hollandalı askerlerin Potoçari'deki üssüne sığınmaya çalıştı, bir bölümü de orman yolundan Boşnak askerlerin kontrolündeki Tuzla'ya ulaşmaya çalıştı. Kaderleri aynı oldu.
Potoçari'de Hollandalı askerlerin karargahı olan eski akü fabrikası Sırpların soykırım üssüne dönüştü. Fabrikaya sığınan erkekler önce ailelerinden ayrıldı, esir alınanlar, kamyon ve otobüslere doldurularak ölüme götürüldü.
Orman yolunda da keskin nişancı Sırp askerleri pusu kurmuştu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 4 Haziran 1993 tarihli 836 sayılı kararı: Güvenli bölgeye ve etrafına yapılan saldırılar karşısında, Birleşmiş Milletler askerleri tarafından güç kullanılması hatta hava desteğinin talep edilmesi öngörüldü.
Hollanda askerleri gözleri önünde yaşanan soykırıma sessiz kaldı. BM'nin hava operasyonu Sırpların elindeki 30 Hollandalı asker nedeniyle engellendi.
Sırplar Srebrenitsa'da Bosna Hersek savaşı sürecindeki en büyük soykırımı gerçekleştirdi. 8 binden fazla Boşnak, Sırp askerleri tarafından katledildi, toplu mezarlara gömüldü. Aradan çeyrek asırdan fazla geçti. Yüzlerce soykırım kurbanının hala cenazesi kayıp, mezarı belli değil.
Her yıl bölgede yürütülen kazılarda toplu mezarlarda bulunan kemikler kimlikleri belirlendikten sonra Potoçari'deki Anıt Mezarlığı'na defnediliyor.