Bosna Hersek, Yugoslavya'yı oluşturan 6 devletten biriydi. Berlin duvarının yıkılması sonrasında Sovyetler Birliği dağıldı.
Bağlantısızlar Hareketi içindeki Yugoslavya da benzer bir kaderi paylaştı. Önce Slovenya, ardından Hırvatistan bağımsızlıklarını ilan etti. Yugoslavya'nın kendi mirasları olduğunu savunan Sırbistan, önce Hırvatistan'a saldırdı.
Bosna-Hersek'te 1992 yılının Mart ayındaki referandum ve bağımsızlık ilanı Belgrad'ın tepkisini çekti. Artık hedef, Bosna Hersek'ti. Başkent Saraybosna kuşatıldı.
5 Nisan'da atılan ilk bomba, bin 425 gün sürecek Bosna Savaşı'nı başlattı. Savaş boyunca Saraybosna'ya günde ortalama 329 havan topu düştü.
Sırplar katliamlarını başta başkent Saraybosna olmak üzere Bosna Hersek geneline yaydı.
1993'te Birleşmiş Milletler Srebrenitsa'yı Boşnaklar için "güvenli bölge" ilan ederek Hollanda askerlerinin korumasına bıraktı. Ancak takvimler 11 Temmuz 1995'i gösterdiğinde, eski Sırp General Ratko Mladiç komutasındaki Sırp birlikleri, Srebrenitsa'ya girdi.
Srebrenitsa'da 8 binden fazla genç ve yetişkin Müslüman erkek katledildi, toplu mezarlara gömüldü.
Bosna savaşını sonlandıran 14 Aralık 1995 tarihli Dayton Anlaşması oldu. Dünya bir daha böyle bir acının yaşanmayacağı vaadinde bulundu. Ancak bu, sadece sözde kaldı.
Bugün soykırımın adı Gazze... İsrail 7 Ekim'den bu yana Filistinlilerin üzerine aralıksız bomba yağdırıyor. Bebekleri öldürüyor, anneleri katlediyor. Gözaltına aldığı Filistinlilere işkence ediyor. Çocuklar, öksüz, yetim kalıyor, uzuvlarını kaybediyor.
Srebrenitsa'da, 1995'teki soykırımının teşhis edilen 14 kurbanının defni için düzenlenen törene Filistinliler de katıldı. Yaşanan dehşetin benzerliğine, dünyanın yine üç maymunu oynadığına dikkat çekildi.
İsrail'in 9 aydır süren saldırılarında 38 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bu soykırım da dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor, Bosna'dan Gazze'ye, soykırım devam ediyor.