Stoltenberg, sanal ortamda, Atlantik Konseyi ve German Marshall Fund adlı düşünce kuruluşlarıyla birlikte ittifakın geleceğinin ele alınacağı "NATO 2030" sürecini başlattı.
Geçen sene aralık ayında düzenlenen zirvede, liderlerin kendisinden, ittifakı daha güçlendirmesini istediğini anımsatan Stoltenberg, bunu ancak NATO'yu askeri olduğu kadar siyasi bir ittifak olarak da güçlendirerek gerçekleştirebileceklerini söyledi.
Stoltenberg, daha az güvenli bir dünyada, NATO'nun, gelecek 10 yılda nasıl güvenlik sağlamaya devam edeceğine odaklandığını, "NATO 2030" sürecinin buna katkı sağlayacağını ifade etti.
"COVID-19 mevcut gerginlikleri belirginleştirdi"
Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınının, yaşam biçimlerinde, hayal dahi etmesi güç değişikliklere yol açtığına işaret eden Stoltenberg, "Kovid-19 aynı zamanda mevcut trend ve gerginlikleri daha belirgin hale getirdi. Rusya askeri faaliyetlerine devam ediyor. DEAŞ ve diğer terör örgütleri cesaretlendi, devlet ve devlet dışı aktörler yanlış bilgi ve propaganda yapıyor, Çin'in yükselişi küresel güç dengesini değiştiriyor." açıklamasında bulundu.
Stoltenberg, NATO 2030'un, bu "yeni normal"e uyum sağlaması gerektiğini belirterek, bunun için askeri olarak güçlü olmaya devam edilmesi, siyasi olarak birlik olunması ve daha küresel bir tutum benimsenmesi gerektiğini aktardı.
Güvenliğin, refahın temel taşı olduğuna dikkati çeken Stoltenberg, "Ancak askeri güç tek başına yeterli değil. NATO'yu aynı zamanda siyasi olarak daha etkin kullanmalıyız. Güvenliğimizi etkileyen tüm hususları NATO masasına yatırmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Stoltenberg, NATO'nun her zaman olaylara direk müdahil olmadığını ancak açık ve dürüst tartışmalar için önemli bir platform olduğunu söyledi.
İttifakın gerekli altyapı ve kurumlara sahip olduğunun altını çizen Stoltenberg, "İhtiyacımız olan NATO'yu kullanmak için siyasi irade. Karar vermek ve gerekli olduğunda ortak güvenliğimiz için harekete geçmek." diye konuştu.
Stoltenberg, "Benim vizyonum NATO'yu baştan yaratmak değil. Hedefim, ittifakı hem askeri hem siyasi hem de küresel anlamda daha güçlü kılmak." dedi.