Geçtiğimiz yıl resmen orduya bağlanan ADK'nın komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu Hamideti'nin hükümete yaptığı "onurlu bir yaşam için halka gereken hizmetlerin ulaştırılması" çağrısı, göstericilere "destek" şeklinde yorumlandı.
Bu çıkış, kurulduğu günden bu yana "insan hakları ihlalleri" temelinde çeşitli eleştirilerin odağında yer alan ADK'ya yönelik algıları kısmen değiştirdi.
Ömer el-Beşir ile komutanın arasının açıldığı iddiası
Bazı kesimler Hamideti'nin açıklamalarını, "geçmişte halka karşı geniş çaplı ihlallerde bulunmakla suçlanan bir grubun itibar kazanma çabası" olarak değerlendirirken, bazıları ise söz konusu açıklamalarla ADK komutanı ile ülkedeki tüm silahlı güçlerin lideri olan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in arasının açıldığını ileri sürüyor.
Sudan'da gösteriler
Sudan'da 19 Aralık'ta ekonomik nedenlerle patlak veren ve kısa sürede 13 vilayete yayılan gösteriler "hükümet karşıtı" protestolara dönmüş durumda.
Hartum yönetimi bir taraftan sokağa çıkan halkı evlerine döndürmek için "reform ve ekonomide iyileştirme" sözü verirken, diğer taraftan ise göstericileri dağıtmak için güç kullanmaktan geri durmuyor.
ADK, ülkenin batısında bulunan Darfur bölgesindeki çatışmaların başlaması sonrasında, 7 yıl önce kurulduğu günden bu yana hep gündemde oldu.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Darfur'da 2003'ten bu yana hükümet güçleri ile isyancılar arasında çıkan çatışmalarda yaklaşık 300 bin kişi öldü, 2,5 milyon kişi ise evsiz kaldı.
Darfur için kuruldu, zamanla yönetimin "güçlü kanadı" oldu
Darfur'daki isyancılarla mücadele için kurulan ADK, sonrasında sınır güvenliğini sağlama ve rejimi koruma gibi konularda görevlendirildi. Ancak bu güçlerin kent içlerinde bulunmaları çeşitli eleştirilere neden oldu.
Eleştirilere rağmen Devlet Başkanı Beşir'den aldığı destek ve yetkiyle daha fazla güç ve nüfuz kazanan ADK, zamanla yönetimin "güçlü kanadı" haline geldi.
ADK'yı eleştiren Mehdi'ye 1 ay hapis
Beşir tarafından verilen yetkilerle İstihbarat Birimine bağlı şekilde görev yapan ADK'nın, Ocak 2017 sonrası resmen Sudan ordusuna bağlanarak görev alanı genişletildi.
Muhalif lider Sadık el-Mehdi, Mayıs 2014'te ADK'yı "Darfur'da sivillere karşı ihlallerde bulunmakla" suçlamış ve bunun üzerine 1 ay tutuklu kalmıştı.
Mehdi dışında da birçok muhalif parti ve uluslararası kurum tarafından eleştirilen ADK, "Darfur'da sivillerin öldürülmesi veya yerlerinden edilmesinden sorumlu tutulan Janjaweed milislerinin bir uzantısı olmakla" suçlandı. Ancak hükümet, her fırsatta ADK'nın kabile statüsünü reddederek bunları "ulusal güç" olarak tanımlamayı sürdürdü.
Son dönemde Sudan'ın pek çok kenti ADK'ya bağlı binlerce askerin katıldığı mezuniyet törenlerine ev sahipliği yaptı. ADK Komutanı Hamideti, söz konusu mezuniyet törenlerinin "ADK'nın, düşmanların iddia ettiği gibi kabile değil ulusal bir güç olduğunun ilanı" olduğunu söyledi.
BM ile ADK arasında karşılıklı suçlama
ADK'nın komutanları da sık sık kuruluşundan bu yana bölgedeki silahlı hareketlere karşı Sudan ordusuna destek veren bu oluşumun, Darfur halkının tüm kesimlerinden seçildiğini dile getirdi.
Darfur bölgesinde görev yapan BM-Afrika Birliği Darfur Ortak Barış Gücü (UNAMID) ile bir anlaşmazlık yaşayan ADK, Mayıs 2014'te UNAMID'i "bölgedeki savaştan kazanç sağlamak ve görev süresini uzatmaya çalışmakla" suçladı.
Bu suçlamanın "ADK'nın Darfur'da korkunç suçlar" işlediği yönündeki BM raporunun akabinde gelmesi dikkat çekti.
ADK'nın yetki ve görev alanı genişletildi
Son yıllarda Darfur, Güney Kordofan ve Mavi Nil'de hükümete bağlı birlikler ile silahlı güçler arasında sağlanan ateşkes başta olmak üzere çeşitli etkenlerden dolayı Darfur'daki askeri faaliyetlerin geçmişe nazaran kısmen azalmasına karşın ADK'nın görev alanı genişledi. ADK'nın görev alanına ülkenin kuzeybatısındaki Libya ile doğusundaki Etiyopya ve Eritre sınırında yaşanan "yasa dışı göçle mücadele" de eklendi.
ADK, ayrıca Mart 2015'ten bu yana Arap koalisyonu bünyesinde Yemen'de görev yapan Sudan ordusu içinde yer alıyor. Bu durum ADK'ya "Yemen savaşında sahada bulunan Sudan kuvvetleri arasındaki en büyük birlik" olması hasebiyle bölgesel bir etki de kazandırdı.
Janjaweed milisleri lideri ADK tarafından yakalandı
Zamanında birçok muhalif ve uluslararası kurum tarafından hükümetin Darfur'da ayrılıkçılara karşı silahlandırdığı ancak çatışmaları daha da körükleyen Janjaweed milisleriyle bağlantılı olduğu iddiasıyla eleştirilen ADK'nın, Kasım 2017'de Janjaweed güçlerinin lideri Musa Hilal'i yakalaması "büyük bir başarı" olarak yorumlandı ve söz konusu ilişki algısını da boşa çıkardı.
Darfur isyancı kuvvetleri ile yapılan savaş boyunca Sudan hükümetinin yanında yer alan Musa Hilal, Darfur'un Musteriha bölgesinde yaşanan kısa çatışmanın ardından yakalanarak tutuklandı. ABD'nin Darfur'daki çatışmalar nedeniyle yaptırım listesine aldığı Musa Hilal, aynı zamanda ADK Komutanı Korgeneral Hamideti ile amca çocukları.
Hamideti, Janjaweed milislerinin lideri Hilal'in yakalanmasının ardından yaptığı açıklamada, "devletin egemenliğini yayma çalışmalarına, hiç kimseye taviz verilmeden devam edileceği" taahhüdünde bulundu. Hamideti, Sudan hükümetinin 6 Ağustos 2017'de aldığı ruhsatsız silahların toplanması kararına da destek vererek silahların toplanılmasına devam edeceğini ifade etti.
Korgeneral Hamideti geçen ekim ayı başında ise, Sudan Devlet Başkanı Beşir'e yakınlığıyla bilinen Kuzey Kordofon Valisi Ahmed Harun ile kamuoyu önünde açık bir tartışmanın içine girdi. Söz konusu tartışma Beşir'in araya girmesiyle son buldu.
Uluslararası gözlemciler ve siyasi uzmanlar, mevcut gelişmeler ışığında, ADK'nın Sudan'daki olaylarda önemli rol oynayabileceği görüşünü dile getiriyor.
ADK'nın Sudan'daki olaylarda aktif şekilde rol alacağını öngören uzmanlar, Hamideti'nin açıklamalarıyla neyi hedeflediğinin önümüzdeki günlerde netlik kazanacağını ifade ediyor.
Kaynak: AA