Sudan’da olaylar ordunun bir zamanlar desteklediği ancak bağımsız ve paralel bir ordu gibi davranması nedeniyle tehdit olarak gördüğü Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK), 2 yıl içinde tamamen orduya entegrasyonunu istemesiyle başladı.
HDK'nin ise sivil hükümetin ardından yaklaşık 10 yıla yayılan bir süreçte bunu kabul edebileceğini açıklamasıyla başlayan söz savaşı ve gerginlik, 15 Nisan sabahı taraflar arasında, Hartum ve çeşitli şehirlerde silahlı çatışmaya dönüştü.
Zaman zaman şiddetli çatışmaların da yaşandığı çatışmalarda onlarca kişi hayatını kaybederken, ülke şiddet sarmalının içerisine sürüklendi.
Çözüm çabaları
Sudan’ın komşu ülkelerinin dışişleri bakanları, Sudan’daki krizi çözmek için bir süredir bir araya geliyor.
İlkine Kahire’nin 13 Temmuz’da ev sahipliği yaptığı ‘Sudan’a Komşu Ülkeler Zirvesi’ne Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Eritre, Etiyopya, Libya ve Güney Sudan katıldı.
Geçtiğimiz hafta ise Çad'ın başkenti Encemine'de toplanan dışişleri bakanları krize çözüm olacak “üç bölümlü eylem planı” hazırladı. Söz konusu eylem planına toplantının kapanış bildirgesinde şu şekilde yer aldı:
"Sudan'a Komşu Ülkeler Dışişleri Bakanları Komitesi, devlet ve hükümet başkanlarına sunulacak, kalıcı ateşkes sağlamak, Sudanlı taraflar arasında kapsamlı bir diyalog başlatmak ve insani sorunları çözmek olmak üzere 3 bölümden oluşan bir eylem planı hazırladı."
Öte yandan Sudan’da taraflar arasında birçok defa ateşkes anlaşması imzalanmasına rağmen, çatışan tarafların bunların hiçbirine uymaması, özellikle orduyu destekleyen güçler olayları ‘HDK'nın isyanı’ olarak gördükleri ve mesele çözülene kadar çatışmaların sürdürülmesinden yana oldukları için kısa ve orta vadede çatışmaların sona ermesine ilişkin senaryolar daha da karmaşık hale geliyor.
Hangi senaryolar konuşuluyor
Çatışmalar ve müzakereler devam ederken sivil güçler ve siyasi partiler çatışmayı durdurmak, demokratik sivil düzeni yeniden tesis etmek, birleşik bir ordu oluşturmak, ordunun kışlalara dönmesini sağlamak ve siyasetten uzak tutmak için çalışıyorlar.
Korkulan ise, çatışan tarafların çatışmalardan sonraki dönemde kazanan tarafın kendi şartlarını diğer tarafa dikte etmesi.
Esasen Sudan’da sivil tarafta da bölünmeler bir hayli fazla. Kimisi orduyu desteklerken, kimisi HDK’yı destekliyor.
Örneğin daha önceki süreçlerin etkin aktörü Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ordunun ve onu destekleyen grupların zafer kazanmasından çekiniyor. Zira orduyu destekleyen gruplarının çoğunun azledilen eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejiminin destekçilerinden oluştuğunu söylüyorlar.
Diğer taraftan Sudan’ı yakından takip eden analistlere göre, mevcut durum ordunun lehine gelişiyor. Ancak ülkenin yararına olacak bir siyasi çıkış için HDK’nın rolünün de tam olarak tanımlanması gerekiyor. Halihazırda ordu içindeki önemli bir grup, HDK’nın sahneden silinmesi yönünde çaba sarf ediyor. Temel gerekçe ise ordunun içerisinde “paralel bir yapı” olarak gördükleri HDK’nın bağımsız bir silahlı güç olma isteği.
Devam eden müzakereler sahada somut karşılık bulur mu bilinmiyor. Ancak havada büyük bir karamsarlık hakim. 2018’de Ömer el-Beşir’i devirmek için sokaklara çıkan halk, bugün ordu içindeki güçlerin savaşı nedeniyle yerinden ediliyor.
Üstelik, temel talepleri olan yönetimin sivillere bırakılması ve demokratik geçiş konularında da 2018’den ileride değiller.
Bir diğer konu ise, askerlerin süreçten el çekmesi halinde sivillerin istikrarlı bir Sudan yaratıp, yaratamayacağı. Sudan’da çevre ülkelerde çokça tartışılan bu konu da hakim bir görüş yok.
Askerlerin kışlalarına çekilmesi ihtimali düşük olsa da sendikalar, siyasi partiler, direniş komiteleri ve sivil toplum kuruluşlarının çatışmaların ardından başlayacak yeni sürece hazır olmaları gerekiyor.
İç savaş içinde iç savaş
Sudan’da iç savaş yaşanırken kapanmış bir yara da yeniden kanamaya başladı.
Sudan'ın batısındaki Güney Darfur eyaletinin Nyala şehrinde ve diğer bölgelerinde bir süredir şiddet olayları hakim. Sudan'da aylardır devam eden savaş, başkent Hartum'un sokaklarında her gün çatışmalara, Batı Darfur eyaletinde etnik saldırılara ve dört milyondan fazla insanın Sudan içinde ve sınırları aşarak Çad, Mısır, Güney Sudan ve diğer ülkelere göç etmesine neden oldu.
Görgü tanıkları, kırılgan Darfur bölgesinin stratejik merkezi Nyala'da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışma çıktığını aktardı. Haber ajanslarının aktardığına göre görgü tanıkları, en son çatışma dalgasının üç gün sürdüğünü ve bu sırada ordu ile HDK’nın yerleşim yerlerine top mermisi attığını kaydetti. Çatışmalar sırasında elektrik, su ve iletişim ağları tahrip oldu. İnsan haklarını izleyen Darfur Avukatlar Bürosu, yalnızca cumartesi günü en az sekiz kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Darfur’da bazı kabileler HDK destekçisi iken bazıları da orduyu destekliyor. Bölgede artması muhtemel çatışmalar yeni bir iç savaşın ayak sesleri olabilir.
3 milyon kişi yerinden edildi
Birleşmiş Milletler (BM), Sudan'da devam eden savaş nedeniyle 4 milyondan fazla kişinin zorla yerinden edildiğini ve bunun ülkedeki sağlık koşullarını kötüleştirdiğini duyurdu.
BM, çatışmalardan etkilenen 700 binden fazla kişinin komşu ülkelere kaçtığını ve 195 bin Güney Sudanlının geri dönmek zorunda kaldığını aktararak, ülke içinde ise 3 milyondan fazla kişinin yerinden edildiğini açıkladı.