Hafif Sağanak Yağışlı 8.7ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
TRT Haber 15.03.2021 12:40

Suriye savaşının 10. yılı: Ülke ekonomik krize teslim

Suriye savaşı 10. yılını geride bırakırken enkaz yığınına dönüşen ve derin bir ekonomik krizle boğuşan ülke en zor yıllarından birini yaşıyor. Elektrik, yakıt gibi temel ihtiyaçlarına ulaşamayan halk çocuklarını doyurmak için de savaş veriyor.

2011'in mart ayında Suriye'de patlak veren Beşşar Esed rejimi karşıtı protestoların üzerinden tam 10 yıl geçti.

Tunus'ta başlayarak birçok Arap ülkesine sıçrayan 'Arap Baharı' süreci, Suriye halkı arasında da reform umutları ve değişim taleplerini yükseltti.

Ülkenin güneyindeki Dera kentinde bir grup öğrencinin okul duvarına 'Ey doktor (Beşşar Esed), şimdi sıra sana geldi' yazmasından sonra öğrencilerin bazılarının maruz kaldığı işkence sonucu hayatını kaybetmesi, ülkede öfke patlamasına neden oldu.

Fotoğraf: AA[Fotoğraf: AA]

15 Mart'ta Dera ile dayanışma amacıyla başlayan protestolar hızla ülkenin dört bir yanını sardı.

Halkın reform taleplerini karşılamak yerine protestoları bastırmak için şiddete başvurmayı yeğleyen Esed, önce İran'ı sonra da Rusya'yı arkasına alarak muhalif bölgeleri kuşatıp bombaladı, kendisine destek vermeyen halkı göçe zorladı.

Bugün Esed iktidarını korumuş gibi gözükse de yönettiği ülkenin 2011'den önceki Suriye ile benzer hiçbir tarafı kalmadı.

Ülke nüfusunun yarıdan fazlası yerinden edildi

Birleşmiş Milletler (BM) 2016'da Suriye savaşında hayatını kaybedenleri saymaktan vazgeçtiğinde, son raporlar yarım milyona yakın insanın bu savaşta can verdiğine işaret ediyordu.

Fotoğraf: AA[Fotoğraf: AA]

Savaştan önce nüfusu 22-23 milyon civarında olan ülkede 13 milyondan fazla kişi yerinden edildi. Halkın bir kesimi ülke içinde yer değiştirirken 6,6 milyon Suriyeli topraklarının dışına göç etmek zorunda kaldı. Bunların 3,6 milyon kadarı Türkiye'ye sığınırken, diğerleri ağırlıklı olarak Lübnan, Ürdün ve Irak gibi Suriye'ye komşu ülkelere yerleşti.

Otorite boşluğu ve savaşın mezhepselleştirilmesi terör örgütlerine alan açtı

Ülke şiddet sarmalına sürüklenirken Esed'in bomba yağdırdığı muhalif bölgelerde gelişigüzel şekilde yerel silahlı milisler kuruldu. 2012 yılında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adıyla anılmaya başlanan bu yerel güçler ile Esed ordusu arasında çatışmalar hızla ülkeye yayıldı.

Ülkenin birçok bölgesinde kırsal alanlar peş peşe Esed'in kontrolünden çıkmaya başladığında İran destekli Lübnan'daki Şii Hizbullah örgütü 2013 yılında Suriye'ye Esed'in yanında savaşacak silahlı milisleri gönderdiğini resmi olarak kabul etti.

Mezhepsel boyuta bürünen çekişme terör örgütlerinin istismarına uğradı. Tüm dünyadan teröristlerin Suriye'de toplanmaya başlamasıyla ülkede farklı amaçlarla savaşan örgütlerin sayısı her geçen gün arttı.

Fotoğraf: Reuters[Fotoğraf: Reuters]

El Kaide ile irtibatlı örgütler kendi 'emirliğini' veya 'hilafetini' ilan etmek için yarışırken bölücü terör örgütü PKK ile irtibatlı PYD örgütü kendi gündemini uygulamaya başladı ve ABD'nin de yardımıyla haritada kendine yer açamaya girişti.

Esed ise İran'ın desteğiyle dünyanın farklı ülkelerinden mezhepçi paralı milis ithal etmeye başladı.

Halkına karşı kimyasal silah kullanan bir rejim

Muhaliflerin 2013 yılında başkent Şam'ın çevresindeki kırsal bölgelerde güçlenmesine engel olamayan Esed rejimi, çareyi kimyasal silahı kullanmakta buldu. Ağustos 2013'te yüksek sivil nüfusu barındıran Doğu Guta'yı hedef alan kimyasal silah saldırısında aralarında kadın ve çocukların da olduğu 1400'e yakın sivil katledildi.

ABD’nin 'kırmızı çizgi' olarak ilan ettiği kimyasal silahın kullanımına karşı adım atmaması ise Esed'i daha da cesaretlendirdi. Esed rejimi daha sonraki yıllarda sık sık kimyasal silahı halkına karşı kullanmaktan çekinmedi.

Rusya'nın müdahalesiyle değişen güç dengesi

Ülkede çatışmalar kızışırken Esed, İran'ın sağladığı tüm desteğe rağmen toprak kaybına devam etti. 2015 yılında rejimin İdlib kent merkezini kaybetmesi ise rejimin müttefiki Rusya'yı harekete geçirdi.

Rusya'nın havadan, İran yanlısı milislerin ise karadan sağladığı destek ile ülkedeki güç dengesi değişti. Esed harita üzerindeki hakimiyet alanını genişletirken terör örgütü PKK'nin Suriye'deki kolu PYD/YPG ile muhaliflere karşı koordinasyon yürüttü.

Fotoğraf: AA[Fotoğraf: AA]

Suriye'de özellikle ülkenin doğusundaki petrol sahalarını kontrol etmek isteyen ABD, 'terörle mücadele' kılıfı altında terör örgütü YPG'ye binlerce tır silah ve mühimmat teslim etti.

Türkiye terör örgütlerine karşı inisiyatif aldı

Türkiye, güney sınırında kurulmaya çalışılan terör koridorunu engellemek ve terör örgütü DEAŞ'ın artan saldırılarını durdurmak amacıyla 2016 yılında Suriye'de ilk askeri harekatını Fırat Kalkanı adı altında başlattı.

Milli güvenliğini hedef alan tehditleri bertaraf etmek için Türkiye daha sonra Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı adıyla da sınırın farklı noktalarında operasyonlar yürüttü.

Fotoğraf: AA[Fotoğraf: AA]

Cenevre, Astana ve Soçi süreçleri siyasi çözüm üretemedi

Suriye savaşını sona erdirmek amacıyla 2012 yılında Cenevre kentinde düzenlenen konferansla başlayan siyasi çözüm çabaları bugüne dek meyvesini veremedi. Sahada değişen güç dengesiyle bir ileri bir geri giden Cenevre sürecinin yanına Ocak 2017'de bir de Astana süreci eklendi.

 

Rusya, Türkiye ve İran'ın da garantör olarak katıldığı süreç siyasi boyuttan çok askeri boyuta odaklandı. Suriye'de kanın durması için ateşkes ilan edilirken muhaliflerin kontrolünde 4 kısım çatışmasızlık bölgesi ilan edildi.

Fotoğraf: AA[Fotoğraf: AA]

Ancak ateşkes anlaşmasına bağlı kalmayan Esed rejimi bu çatışmasızlık bölgelerini kimi bombalamakla kimi yerel anlaşmalarla tek tek kontrolüne geçirdi. Geride sadece İdlib bölgesi ve Türkiye'nin operasyonlarıyla terör örgütlerinden temizlenen Suriye'nin kuzeyinde bir şerit muhaliflerin elinde kaldı.

Türkiye, Rusya ve İran çözülemeyen Suriye sorununu ele almak ve bu konuda bazı noktalarda uzlaşma sağlamak için Astana'da başlatılan süreci Soçi'de sürdürdü.

Suriye ekonomik krizin pençesinde

Savaş 10. yılını geride bırakırken ülkedeki şiddet oranı nispeten azalmış olsa da Suriye halkı farklı türden bir savaş ile karşı karşıya; günlük ihtiyaçlarını karşılamak ve çocuklarının karnını doyurabilmek.

BM Yüksek Mülteciler Komiserliğinin verilerine göre, savaşla gitgide fakirleşen Suriye halkının yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bugün hem rejim kontrolündeki bölgelerde hem de muhaliflerin bölgelerinde 13 milyon kişi yardıma muhtaç durumda.

2019 yılında Lübnan'da patlak veren halk ayaklanması ve ardından ülkedeki bankacılık sektörünün yaşadığı finans krizi, Suriye ekonomisini de derinden sarstı.

Yaptırımlar nedeniyle dünya ile bankacılık faaliyetlerini Lübnan üzerinden yürüten Suriyeli iş insanlarının, Lübnan bankalarının dolar işlemlerine getirdiği kısıtlamalar nedeniyle Suriye'ye sağladığı dolar akışı durdu.

Fotoğraf: Reuters[Fotoğraf: Reuters]

Suriye lirası dolar karşısında günlük bazda sert düşüşler yaşarken ülkede enflasyon tavan yaptı.

Dolar 50 liradan 4 bin liraya fırladı

2020'nin haziran ayında ABD'nin yürürlüğe soktuğu Sezar Yaptırım Yasası'nın da etkisiyle ekonomik kriz daha da kötüye gitti.

İran ve Rusya'ya savaş borçlarını ödemek için elindeki tüm kaynakları tüketen Esed'in, savaş sırasında bile zenginleşmeye devam eden kendisine yakın iş insanlarının mal varlığına el koymaktan başka çaresi kalmadı.

2011'den önce 1 dolar 50 Suriye lirası ederken, bugün 1 dolar yaklaşık 4 bin Suriye lirası seviyesinde.

Artan gıda fiyatları nedeniyle ülkedeki yoksulluk ve açlık yükseldiı. Rejim bölgelerinde neredeyse tüm temel ihtiyaçlar karneye bağlanırken, insanlar gününü ekmek ve yakıt sıralarında bekleyerek geçirmek durumunda kalıyor. 

Sıradaki Haber
Kraliyet ailesi Markle hakkındaki 'zorbalık' iddialarını araştıracak
Yükleniyor lütfen bekleyiniz