2018, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO), Afrin'deki terör örgütü YPG/PKK hedeflerine yönelik Zeytin Dalı Harekatı'yla başladı.
20 Ocak'ta başlayıp 18 Mart'ta tamamlanan operasyonla, 58 gün içinde Afrin ilçe merkezinin yanı sıra Bülbül, Racu, Şeyh Hadid, Şeran, Cinderes ve Mabatlı belde merkezleri teröristlerden temizlendi. Türkiye, harekatın tamamlanmasından sonra güvenliği güçlendirme, eğitim, sağlık, temiz su ve gıda ulaşımı alanlarında da Afrin'de çalışmalar yaptı. Afrinliler, YPG/PKK'nın 6 yıllık baskı düzeninin sona ermesinin ardından memleketlerine geri döndü.
Astana-Cenevre hattında siyasi çözüm müzakereleri sürdü
Türkiye, Rusya ve İran, 2017'nin başından beri sürdürdükleri Astana toplantıları kapsamında, Rusya'nın Soçi kentinde Ulusal Diyalog Kongresi düzenledi. Kongreden çıkan Anayasa Komitesi kurma kararı, sene boyunca Astana ve Cenevre'de Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde süren görüşmelerin ana gündemini oluşturdu. 150 kişiden oluşması planlanan komite için, rejim ve muhalefetin sunduğu listede mutabakat sağlandı. Ancak son 50 kişiyi içerecek ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşacak listede rejimin muhalefeti nedeniyle uzlaşma sağlanamadı. 27 Ekim'de İstanbul'da Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya liderlerinin katılımıyla düzenlenen dörtlü zirvede, devlet başkanları, komitenin bir an evvel kurulması için BM'ye çağrıda bulundu. Haziran 2014'te başladığı BM Suriye Özel Temsilciliği görevini sene sonunda devredecek Staffan de Mistura, zirveden çıkan sonuç üzerine çabalarını hızlandırdı. 18 Aralık'ta üç ülkenin dışişleri bakanları, Cenevre'de de Mistura ile bir araya geldi ve anayasayı yazacak komitenin ilk toplantısının Ocak 2019'da yapılmasına karar verdi.
Rejim ülkenin yüzde 60'ında hakimiyet sağladı
2017'nin son aylarında Esed rejimi ve destekçileri, başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesindeki ablukayı sıkılaştırmıştı. 2018'in ilk aylarında da yoğun saldırılara maruz bırakılan yüzbinler, 14 Mart- 24 Nisan'da zorunlu tahliyelerle ülkenin kuzeyinde muhaliflerin kontrolündeki bölgelere yerleştirildi. Rejim, 6 Nisan'da 10 numaralı olarak bilinen bir kanun çıkararak, tehcir edilen sivillerin taşınmaz mallarına el koymaya başladı. 21 Mayıs'ta Şam, 15-31 Temmuz'da ülkenin güney illeri, Ürdün ve İsrail sınırı, tümüyle rejimin kontrolüne girdi. Rejim, sene içinde 185 bin 180 kilometrekarelik ülkenin yaklaşık yüzde 60'ında hakimiyet sağlarken, muhaliflerin kontrol alanı 21 bin 500 kilometrekare civarından 18 bine düştü.
Türkiye'nin çabalarıyla İdlib'deki milyonlar korumaya alındı
Rejim ve destekçileri, ülkenin güneyinden sonra muhaliflerin kalesi olarak bilinen İdlib'e yöneldi. Rejim güçlerinin ağustos ayında, yaklaşık 4 milyon sivilin barındığı İdlib'deki cephe hatlarına yığınak yapmaya ve sivil yerleşimlere başlaması üzerine, Türkiye uluslararası camiayı alarma geçirdi. Astana anlaşmaları kapsamında 6 Eylül'de Tahran'da düzenlenen üçlü zirveye katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib'de ateşkes çağrısı yaptı. 17 Eylül'de Soçi'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya gelen Erdoğan, burada İdlib'deki ateşkesi korumak için Soçi Mutabakatı'nı imzaladı. Türkiye ve Rusya'nın garantörlüğünde, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ni çevreleyen hat, ağır silahlardan arındırıldı. Ancak rejim güçleri, mutabakatı ihlal etti. Muhalifler ağır silahlarını bu hattan çekerken, rejim ve İran destekli yabancı terörist gruplar, sivil yerleşimlere ve muhaliflerin cephe hatlarına saldırılarını sürdürdü.
ABD ile Münbiç yol haritası gecikmeli de olsa uygulamaya kondu
Türkiye ve ABD, haziran ayında Fırat'ın batısında, Ağustos 2016'dan bu yana YPG/PKK işgalindeki Münbiç için bir yol haritası üzerinde anlaştı. Yol haritası, 4 Haziran'dan sonraki ilk 3 ay içinde ortak devriyelerin tamamlanıp, ilçe merkezindekiler dahil olmak üzere YPG/PKK'lıların bölgeden tümüyle çıkartılmasını, ardından ilçe merkezindeki askeri ve sivil meclislerin yeniden yapılandırılmasını öngörüyordu. ABD tarafı, yol haritasının henüz başlangıç aşamasında teknik gerekçeler ileri sürerek uzun bir gecikmeye sebep oldu. Ortak devriyeler 1 Kasım'da başlayabildi.
ABD, YPG/PKK'ya destek vermeyi, örgüt ise DEAŞ'ın çıktığı yerleri işgal etmeyi sürdürdü
YPG/PKK, ABD'nin desteğiyle 2017'nin ekim ayında DEAŞ'ı Rakka ve Deyrizor'un büyük kısmından çıkarmış ve buraları işgal etmişti. 11 Eylül'de başlatılan operasyonla, YPG/PKK, DEAŞ'ı Deyrizor'daki son işgal alanlarından da çıkarmak için ABD'nin desteğini aldı. Ocak 2018 itibarıyla 47 bin 798 kilometrekareyi işgal eden YPG/PKK, yıl sonu itibarıyla DEAŞ'tan kırptığı işgal alanını 51 bin 330'a çıkardı. DEAŞ ise, Aralık 2018 itibariyle 5 bin 500 kilometrekareden daha az bir alana sıkıştı.
ABD, 2018'de Suriye'deki dahlini farklı bir boyuta taşıyarak, şimdiye dek görülmemiş boyutlarda askeri sevkiyatlar yaptı. Askeri üs kurma faaliyetlerine hız veren ABD, Haseke, Rakka, Münbiç ve Deyrizor'da toplam 15 üs ve operasyonel askeri noktaya ek olarak, Deyrizor'da ülkenin en büyük petrol sahası Ömer'e hem de DEAŞ'ın kentteki son kalesi Hecin'e yakın bir lokasyonda ve Haseke'nin Kamışlı ilçesi merkezi yakınına karşılıklı iki askeri nokta kurma çalışmasına başladı. ABD'nin 2018'in son çeyreğinde başlattığı bu çalışmalar, bölgede kalıcı olma planının parçası olarak değerlendirilirken, 19 Aralık'ta beklenmedik şekilde çekilme kararı açıklandı. ABD Başkanı Donald Trump, ABD'li yetkililerin önceki söylemlerinin aksine, Suriye'deki varlık sebeplerinin DEAŞ'ı bitirmek olduğunu, bunun gerçekleşmesi nedeniyle çekileceklerini duyurdu. Trump'ın kararında, Erdoğan'ın 12 Aralık'ta Fırat'ın doğusuna operasyon yapılacağı açıklaması ve iki liderin telefon görüşmelerinin etkili olduğu yorumları yapıldı.
Yılın son günlerinde gündemi, Ankara-Washington hattında süren görüşmelerde, Türkiye'nin Fırat'ın doğusundaki teröre karşı düzenleyeceği operasyon oluşturdu. 2019'da ABD askerlerinin Suriye'den tümüyle çekilmesinin ardından operasyonun başlaması, diğer yandan da BM'nin yeni Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen öncülüğünde Cenevre ve Astana'da siyasi görüşmelerin hız kazanması bekleniyor.
Kaynak: AA