15 Mart 2011'de Suriye'nin güneyindeki Dera'da başlayan halk ayaklanması yerini dinmeyen kan ve gözyaşına bıraktı.
Reform talebiyle sokaklara dökülen binlerce kişinin sayısı katlanırken, gösteriler kısa sürede ülkenin diğer illerine de sıçradı.
İktidarın değişmesini talep eden halkı "terörist" ilan eden Esed rejimi ise varlığını korumak için askerlerini ve güvenlik güçlerini harekete geçirdi.
Rejimin güç kullanması, barışçıl halk gösterilerinin iç savaşa dönüşmesine yol açtı.
Türkiye sivillere kucak açtı
2011 öncesi nüfusu 22-23 milyon civarındaki ülkede, 6,6 milyon Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bu kişilerin yaklaşık 3,6 milyonuna Türkiye tek başına ev sahipliği yapıyor.
6 milyon 702 bin kişi ise ülke içinde yerinden edildi, Suriye'de en az 13 milyon sivil insani yardımlara muhtaç hale geldi.
Ülke topraklarındaki hakimiyet durumu
Türkiye ve Rusya'nın 5 Mart 2020'de vardığı mutabakatın ardından geçen sürede çatışan tarafların ülke toprakları üzerindeki hakimiyet durumu değişmedi.
Rejim ve destekçileri, güneydeki Dera, Kuneytra illerini, başkent Şam'ı, Doğu Akdeniz kıyısındaki Lazkiye ve Tartus'u ve ülkenin orta kesimindeki Humus'u tümüyle elinde tutuyor. Ülkenin orta kesimdeki Hama, kuzeydeki Halep ve doğudaki Deyrizor illerinin merkezine de rejim güçleri hakim. Bu bölgeler, ülkenin yüzde 60'ından fazlasına tekabül ediyor.
Muhalifler ise İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde, Fırat Kalkanı Harekatı bölgesi, Zeytin Dalı Harekatı'yla terörden temizlenen Afrin ilçesi, Fırat Nehri'nin doğusunda Barış Pınarı Harekatı'yla kurtarılan Tel Abyad ve Rasulayn ilçelerinde varlık gösteriyor.
ABD'nin desteğini alan terör örgütü YPG/PKK, ülkenin kuzeyindeki Münbiç ve Tel Rıfat ilçeleri ile Fırat'ın doğusundaki bölgeleri işgalinde tutuyor.
İdlib'de bir yıldır ateşkes hakim
Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "Gerginliği Azaltma Bölgesi" oluşturulmuştu.
Ancak rejim ve İran destekli teröristler, Rusya'nın hava desteğiyle 4 bölgeden 3'ünü ele geçirip İdlib'e yönelmiş, Mayıs 2019'da tüm bölgeyi ele geçirmek için operasyonlara başlamıştı. Böylece rejim güçleri, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içinde çok sayıda büyük yerleşimi ele geçirmişti.
Türkiye ve Rusya arasında 5 Mart 2020'de Moskova'da yeni bir mutabakat sağlandı. Göç verilerine ilişkin çalışmalar yürüten Suriye Müdahale Koordinatörlüğü'ne göre, yürürlüğe giren ateşkesin üzerinden geçen bir yılda en az 282 bin 500 sivil evine döndü.
Rejim güçlerinin zaman zaman ihlal ettiği ateşkes büyük ölçüde korunuyor. 2017-2020 döneminde yaklaşık 2 milyon sivil, rejim güçlerinin saldırılarında Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
Ekonomik kriz derinleşiyor
Esed rejimi ve destekçilerinin iç savaşta kaynakları kullanarak ekonomi altyapısını yok etmesi, ülkeyi darboğaza soktu.
Yüksek enflasyon nedeniyle Ocak 2021 sonunda 5 bin liralık yeni banknot basan Esed rejimi, kontrol ettiği bölgelerde halkın temel ihtiyaçlarını karşılamıyor.
Ülke ekonomisinin kontrolünü yitiren rejim, son aylarda derinleşen ekmek ve yakıt kriziyle de mücadele edemiyor.
Rakamlarla iç savaşın bilançosu
Rejim ve destekçileri, ele geçirdikleri bölgelerden 14 Mart-31 Temmuz 2018'de çoğu sivil, 128 bin 926 kişiyi zorla göç ettirdi.
Esed rejimi, keyfi olarak alıkoyduğu kişilerden 14 bin 315'i işkence ederek öldürdü. Muhalif kaynaklara göre, Esed rejimi güçleri iç savaşın başlamasından bu yana yaklaşık 400 bin kişiyi halen alıkoyuyor.
İç savaşta en az 1584 okul saldırılara maruz kaldı. En az 709 medya çalışanı katledildi.
Esed rejimi, iç savaşın başlamasının ardından muhaliflerin kontrolündeki yerleşimlere 217 kez kimyasal silah saldırısı düzenledi.
İlk kimyasal silah saldırısını Aralık 2012 yılında Humus'un Beyyada semtinde gerçekleştiren rejim, en son saldırısını ise 19 Mayıs 2019'da Lazkiye'ye bağlı Kebine köyüne düzenledi.
Esed rejiminin başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde 21 Ağustos 2013'te 1400'ün üzerinde sivili öldürdüğü kimyasal silah saldırısı hafızalarda yer edindi.
ABD sözlerinde durmadı
Türkiye, 9 Ekim 2019'da başlattığı Barış Pınarı Harekatı sürerken ABD ve Rusya ile ayrı ayrı mutabakatlar yaptı.
Harekatın güvenli bölge olarak tesis ettiği, Türkiye sınırından itibaren 30 kilometre derinlikteki alandan YPG/PKK'nın çekileceğini vadeden ABD, sözünü tutmadı.
Türkiye ve rejimi ayakta tutan Rusya, Suriye'de etkin rol üstlendi.
Astana görüşmeleri ve Soçi Mutabakatı ile Suriye'nin geleceği için önemli adımlar atıldı.