Suudi Arabistan son aylarda, ülkede yıllardır çalışan Filistin, Ürdün ve diğer Arap ülkeleri vatandaşı onlarca yabancıyı gözaltına aldı.
Gözaltına alınanlar arasında, Filistin İslami Direniş Hareketinin (Hamas) Suudi Arabistan temsilcisi 81 yaşındaki Muhammed Salih el-Hudari de var.
Suudi Arabistan Devlet Güvenlik Soruşturma Dairesinin gözaltı sonrası yaptığı açıklamada, "Hudari'nin küçük bir mesele dolayısıyla alıkonulduğunu ve kısa süre sonra evine gönderileceğini" bildirmesine rağmen, Hamas yetkilisi 5 ayı aşkın süredir gözaltında tutuluyor.
Merkezi Cenevre'de bulunan Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevinin "Suudi Arabistan’da 60 Filistinlinin zorla kaybettirildiği" yönündeki raporu, Hudari ile oğlunun durumunun istisna olmadığını gözler önüne seriyor.
Tutuklular arasında öğrenci, akademisyen, iş adamı ve hac ibadetini yerine getirmek için ülkeye giden Filistinlilerin bulunduğuna dikkat çekilen raporda, bu kişilerin herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin ve dosyaları ilgili kurumlara sevk edilmeden dış dünya ile ilişkilerinin kesildiği, yakınları ya da avukatlarıyla iletişim kurmalarına izin verilmediği ve mallarına el konulduğu belirtilmişti.
Yabancılar tarafından sorgulanıyor, işkence görüyorlar
Hamas yöneticisi Sami Ebu Zuhri, İsrail ablukası altındaki Batı Şeria'da yayın yapan Shebab haber ajansına yaptığı açıklamada, gözaltına alınanların serbest bırakılması için büyük çaba sarf ettiklerini söyledi.
Sami Ebu Zuhri’ye göre, Suudi Arabistan’da gözaltına alınanlar yabancı sorgucular tarafından sorgulanıyor ve gözaltına alınanlar işkenceye maruz kalıyor. Hamas’a göre, Suudi Arabistan’da 60’a yakın Filistinli gözaltında tutuluyor.
Suudi Arabistan’da gözaltı dalgasından etkilenen sadece Filistinliler de değil.
Ürdün kamuoyunda yer alan bilgilere göre, ülkede en az 25 Ürdünlü aylardır gözaltında. Öyle ki, gözaltına alınanların aileleri, Ürdün’ün başkenti Amman’da gösteri düzenleyerek, Dışişleri Bakanlığından konuya müdahil olmasını istedi.
Gözaltına alınanlar hakkında neler biliniyor?
İnsan hakları merkezleri raporlarına göre Suudi Arabistan, çoğunluğu Filistinli olmak üzere birçok farklı ülke vatandaşını son aylarda gözaltına aldı.
Lübnan merkezli insan hakları kuruluşu "Şahid" tarafından yayımlanan raporda, gözaltındaki Filistinli ve Ürdünlülerin çoğunun çeşitli fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kaldığı öne sürüldü.
Gözaltı operasyonlarının, İsrail ablukasındaki Gazze Şeridi'nin yanı sıra işgal altındaki Kudüs ve Batı Şeria'da yaşayan Filistinli esir ve şehit ailelerine yapılan insani yardımlar üzerine başladığına işaret edilen raporda, bilgi yetersizliği ve ailelerin Suudi Arabistan makamlarından korkup konuşmamaları nedeniyle bugüne kadar duyurulamadığı ifade edildi.
Suudi Arabistan'ın sicili kabarık
Suudi Arabistan, Muhammed bin Selman'ın Veliaht Prens olmasınına ardından önemli değişiklikler yaşıyor. Ülke ekonomisi konusunda iddialı hedefleri bulunan Veliaht Prens'in sosyal ve dini alanda yaptığı reformlar da dikkat çekiyor.
Ancak dikkat çeken bir konu daha var. Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın iş başına gelmesinin ardından ülkede artan gözaltı ve işkence iddiaları.
The Ritz-Carlton olayı
Veliaht Prens'in adının karıştığı olaylar peş peşe geldi. Muhammed bin Selman, babası Kral Selman bin Abdülaziz tarafından Veliaht Prens olarak atandıktan sonra, aralarında prensler ve iş insanlarının da bulunduğu onlarca üst düzey yetkili "yolsuzluk soruşturması" gerekçesiyle gözaltına alınmış ve başkent Riyad'daki The Ritz-Carlton'da tutulmuştu.
Gözaltına alınanların, kendileriyle varılan uzlaşmanın ardından serbest bırakıldığı aktarılmıştı.
Cemal Kaşıkçı cinayeti
Veliaht Prens'in karıştığı bir diğer önemli olay ise, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, ülkesinin İstanbul Konsolosluğunda öldürülmesiydi.
Uluslararası kamuoyunun yakından takip ettiği cinayetle ilgili Veliaht Prens Muhammed bin Selman sorumluluğu kabul etti.
Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili hazırladığı raporda da, "Kaşıkçı, uluslararası hukuka göre Suudi Arabistan’ın sorumlu olduğu, kasten ve taammüden (tasarlayarak) gerçekleşen bir yargısız infazın kurbanı oldu" ifadeleri yer aldı.
Kadın aktivistlere işkence iddiası
Suudi Arabistan ve Veliaht Prens'i dünya kamuoyunun gündemine getiren bir diğer husus da kadın aktivistlere işkence iddiası.
"Aktivistler Davası" olarak bilinen davayla ilgili uluslararası insan hakları kurumları, Suudi makamlarına aralarında kadınların da olduğu gözaltındaki kişilere "işkence ve cinsel tacizde bulunulduğu" suçlamalarını yöneltmişti.
Ancak Riyad yönetimi insan hakları kuruluşları tarafından aktivistlere yönelik yayımlanan işkence raporlarındaki suçlamaları reddetmişti.
Suudi Arabistan 2018'in haziran ayında ise, 5'i kadın 8 kişiyi soruşturma prosedürleri tamamlanana kadar serbest bırakma kararı alırken, 4'ü kadın 9 kişinin gözaltı halini devam ettirmişti.
Kaynak: Al Jazeera, Shehab News, CNN Arabic, AA, AlkhaleejOnline