ABD'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerinin geleceği, Washington'da düzenlenen panelde masaya yatırıldı.
Panelde konuşan ABD'nin eski Riyad Büyükelçisi Robert Jordan, Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ı hedef aldı. Selman'a destek çıkan Trump yönetimini eleştirdi.
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Kaşıkçı cinayeti kapsamında Veliaht Prens'e neden sessiz kaldığı sorusu yöneltilen Jordan, "Bence kendisini Suudi Arabistan'a çağ atlatacak biri olarak görüyorlar ve çıkarlarına hizmet ettiği için Muhammed bin Selman'ın da açıkça içinde yer aldığı bu iğrenç ve vahşi suçu görmezden gelmek istiyorlar" dedi.
Bu konuda Trump yönetimine katılmadığını vurgulayan Jordan, ABD'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerine devam ederken, Kaşıkçı cinayetini de göz ardı etmeyeceği bir yol izlemesi gerektiğini kaydetti.
Jordan, "Muhammed bin Selman, batılı toplumlar ve özel sektörler tarafından reddedilmeli. Bin Selman ise yüzünü bir daha Beyaz Saray ya da Buckingham Sarayı'na göstermemeli. Ayrıca Suudi Arabistan Kralı (Selman bin Abdulaziz) ve yönetimdeki liderler Muhammed bin Selman'ın çok ileri gittiğini görmeli. O zaman Muhammed bin Selman'ın davranışlarının değişeceğine inanıyorum."
Cemal Kaşıkçı olayında bugüne kadar neler yaşandı?
"İlişkimiz Muhammed bin Selman yönetimindeki liderlikten ayrılmalı"
Kaşıkçı cinayeti sonrası ABD-Suudi Arabistan ilişkilerini de değerlendiren Jordan, "İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler Amerikalı şirketler için oldukça önemli. Suudi Arabistan Krallığı ile uzun süredir devam eden ilişkimizi, Muhammed bin Selman yönetimindeki liderlikle ayırmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunlar iki farklı konu" ifadelerini kullandı.
Jordan, ABD yönetiminin ortak ulusal çıkarlar doğrultusunda Riyad yönetimi ile irtibatını kesemeyeceğini ama Muhammed bin Selman'ın liderliğine ve ülkeyi götürdüğü noktaya eleştirisel davranmakta tereddüt etmemesi gerektiğini belirtti.
"Suudi Arabistan'ı endişe duyulan ülke olarak belirleyebiliriz"
Eski büyükelçi ayrıca, Suudi Arabistan'da dini özgürlüklerin kısıtlanması konusunun kendisinin Riyad'daki büyükelçiliği zamanında da büyük bir sorun teşkil ettiğini dile getirerek, Suudi Arabistan'da Hristiyanların tutuklanma vakalarına pek çok defa şahsen müdahale etmek zorunda kaldığını kaydetti.
Jordan, "Bu durum çözülmezse (Suudi Arabistan'ı) tekrar endişe duyulan ülke olarak belirleyebiliriz. Bu ekonomik yaptırımlara yol açan ve özellikle bazı silahları satın almalarını engelleyen bir adım olur. Sanıyorum, Kongre bu konuyu gözden geçiriyor" dedi.
"Suudi savaş uçakları iki hafta içinde uçamayacak hale gelir"
Silah satışının durdurulması durumunda Suudi Arabistan'ın başka ülkelere yönelip yönelmeyeceği sorusuna da Jordan, "ABD'nin Suudi Arabistan'a yedek parça satışını durdurması durumunda Suudi hava kuvvetlerine bağlı savaş uçakları iki hafta içinde uçamayacak hale gelir. Suudi Arabistan'ın Rusya ve Çin tarafından sağlanan alternatif sistemlere geçmesi ise muhtemelen yıllar alır" yanıtını verdi.
Kaşıkçı cinayetine 11 Eylül benzetmesi
Jordan, paneldeki konuşmasında ise ABD-Suudi Arabistan ilişkilerindeki Beyaz Saray ve Kongre zıtlaşmasına dikkat çekti.
Kaşıkçı cinayetinin Riyad yönetimi üzerinde oluşturduğu etkiyi 11 Eylül saldırılarına benzeten Jordan, Suudi yönetiminin iki olayda da inkar politikasına gitmesinin olayların daha da büyümesine sebep olduğunu ifade etti.
Jordan, Trump’ın ABD-Suudi ilişkileri anlayışında İran'ın bölgede oluşturduğu tehdidin büyük rol oynadığını ve bölgede Suudi Arabistan aracılığıyla istikrar sağlanabileceğini düşündüğünü ancak, ABD kongresinin Suudi Arabistan ile ilişkiler konusunda Beyaz Saray ile aynı fikirde olmadığını söyledi.
Söz konusu Beyaz Saray-Kongre zıtlaşmasının yakın bir zamanda Washington ve Riyad'ın arasını açabileceğini savunan Jordan, "Kongre, 11 Eylül saldırılarındaki 19 hava korsanının 15'inin Suudi vatandaşı olduğu ortaya çıktığından beri Suudi Arabistan'a öfkeli. Bu sebeple, Kongre üyeleri Suudi Arabistan konusunda hırçın ve şu an krallığa karşı misilleme ve yaptırım uygulamanın peşinde" ifadelerini kullandı.
Jordan, Trump'ın Kaşıkçı cinayeti konusunda sadece 15 Suudi yetkiliye yaptırım uygulama kararı alıp, cinayetten doğrudan Suudi Veliaht Prens'in sorumlu olup olmadığını ortaya konmasını isteyen Senato talebine bile yanıt vermemesini "şok edici" olarak nitelendirdi.
Jordan, şunları kaydetti:
"ABD-Suudi ilişkileri şu anda çok kişisel. Daha az Washington ve Riyad ve daha çok Trump ve Muhammed bin Selman. Yönetim, Suudi Arabistan'ı bir ATM makinesi olarak görmeyi sürdüremez. Düşmanlarla ve müttefiklerimizle olan ilişkilerimizde Amerikan değerlerini vurgulamanın yollarını bulmalıyız."
Kaynak: AA