Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye'nin Madrid Büyükelçiliğinin katkılarıyla hazırlanan Munoz'un "Yeni Bir Tarih" adlı Göbeklitepe fotoğraf sergisi, 12 Ekim'de İspanya'nın başkenti Madrid'deki Ulusal Antropoloji Müzesi'nde açılacak.
Açılış hazırlıkları sırasında açıklama yapan Munoz, "Göbeklitepe her şeyden önce bir insanlık keşfi. Medeniyetin beşiği ve ben ondan dolayı medeniyetin sıfır yılı diyorum. Belki de halen bunun ne anlama geldiğinin farkında değiliz ama bu olağanüstü bir şey. Orası, insanlığın tüm tasarımlarının doğduğu yer" dedi.
Göbeklitepe ve "kendisini daha derinden etkileyen yer" olarak tanımladığı Karahantepe'de çok özel ve güçlü duygularla çalıştığını anlatan Munoz, "Medeniyetin sıfır yılı Türkiye'de. Milattan önce 9 bin 600 yıl öncesinden bahsediyoruz. Bu bir başlangıç. Bu yerleri fotoğraflarken hissettiklerim, yaşadığım heyecan, hislerimi fotoğraflarla aktarma duygusu olağanüstü bir şeydi" diye konuştu.
İspanya'nın da Neolitik Dönem ve tarihi kalıntılar bakımından çok zengin olduğunu ancak Türkiye'nin "çok farklı bir konumda bulunduğunu" dile getiren Munoz, Göbeklitepe ve çevresinde ortaya çıkarılan yapılarla birlikte tüm dünyada olduğu gibi İspanya'da bilinen bazı bilgilerin de değiştirilmek zorunda olduğunu vurguladı.
Munoz, "İspanya ve Türkiye'nin çok ortak özellikleri var. Boğa güreşleri de bunlardan biri. Ama Göbeklitepe'deki boğa ve şaman figürü ilk boğa güreşinin oradan geldiğinin bir kanıtı. Bunu bir matador arkadaşıma da gösterdim, o da ilk önce şaşırdı ancak sonrasında onay verdi. İspanyol olarak hayatımız boyunca, kültürümüz gereği boğa güreşlerinin Helenistik Dönem'den geldiğini sanıyorduk ama Göbeklitepe, Karahantepe ile gördük ki 5 bin yıl öncesinde Türkiye'de varmış" ifadelerini kullandı.
"Göbeklitepe ve çevresinin arkeoloji dünyasının en büyük keşfi olduğuna inanıyorum" diyen sanatçı, taş yapılardaki hayvan ve insan figürlerine baktığında ünlü İspanyol ressam ve heykeltıraş Pablo Picasso'yu ve onun en önemli eserlerinden biri olan "Guernica" tablosunu hatırladığını söyledi.
Munoz, "Picasso hayatta olsaydı ve Göbeklitepe'yi görseydi herhalde hayranlıktan ölürdü. Göbeklitepe'deki figürler birer Picasso tablosu" değerlendirmesinde bulundu.
Göbeklitepe ve çevresini fotoğraflamak için bölgeye 7 kez gittiğini ve her seferinde büyük heyecan duyduğunu kaydeden Munoz, şöyle devam etti:
"Kendimi çok ayrıcalıklı hissettiren bir proje oldu. Özellikle gece yaptığım çalışmalar olağanüstüydü. O taşların canlı olduğunu, konuştuğunu, gecenin ışığıyla birlikte hareket ettiklerini hissettiğim anlar oldu. Öyle ki sanki taş yapılar ışıkla, gölgeyle oynayıp, konuşup, gülüyorlar. Gece, kendimi o dönemde yaşamış insanlara çok daha yakın hissettim. Fotoğraflarla iletmeye çalıştığım da bu oldu."
Fotoğrafların sergilendiği çerçevelerin içine Göbeklitepe çevresinden aldığı birer avuç toprağı da koyduklarını aktaran İspanyol sanatçı, "Türkiye burada olmalı" diye ekledi.
Özel geliştirdiği ve Türkiye toprağı üzerine baskı yaparak "Tepetype" adını verdiği tekniği uygulayan Munoz, "Tamamen özgür bir şekilde, sanatımla, oradaki atmosferi iletme fırsatını bana verdikleri için Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul ve tüm yetkililere teşekkür ederim" dedi.
Göbeklitepe'yi 100'den fazla fotoğrafla ilk kez yurt dışına çıkaracak ve Eylül 2023'te bulunan kireç taşından yapılmış, gerçek boyutlu yaban domuzu heykelinin fotoğrafının da ilk defa sanatseverlerle buluşacağı sergi, ocak ayına kadar açık kalacak.