Dünya tarihinin en yıkıcı savaşları arasında yer alan İkinci Dünya Savaşı'nın acı hatıraları, Londra Blitz saldırıları, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları ve Dresden bombardımanı gibi olaylarla zihinlerde yer etmiştir. Ancak, bugün Gazze'de yaşananlar, tarihe geçen bu trajedileri bile gölgede bırakacak ölçüde bir felaketi gözler önüne seriyor. İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü acımasız hava saldırıları, insanlık tarihinin en büyük yıkımlarından birini yaşatıyor.
81 bin ton bombanın yağdırıldığı Gazze'de, yüz binlerce insanın hayatı alt üst oldu; binlerce sivil, kadın ve çocuk yaşamını yitirdi, milyonlarcası yerinden edildi. Uluslararası hukuk kurallarının hiçe sayıldığı bu yıkım, modern savaşların vahşetini ve insanlık dramını en çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. Gazze'de süregelen bu felaket, dünya toplumunun gözleri önünde gerçekleşiyor ve tarihin en karanlık sayfalarından biri olarak kaydediliyor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası, İngiltere'yi teslim olmaya zorlamak amacıyla Londra'ya ve diğer İngiliz şehirlerine yoğun hava saldırıları başlatmıştı. 1940-1941 yıllarında süren Londra Blitz sırasında, Almanya'nın Nazi Hava Kuvvetleri Londra'ya 20 bin ton bomba attı.
Bu saldırılar, binlerce sivilin ölümüne neden oldu, ancak İngiliz halkının direnişini kıramadı. Londra Blitz, tarihteki en yıkıcı hava saldırılarından biri olarak bilinse de, o dönemde yaşanan yıkımın boyutu, modern savaşlarda görülen saldırılarla karşılaştırıldığında sınırlı kalıyor.
1945 yılında ABD, Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atom bombaları attı. Hiroşima'ya atılan "Little Boy" kod adlı bomba 15 bin ton TNT gücünde bir patlama yaratırken, Nagazaki'ye atılan "Fat Man" kod adlı bomba benzer bir yıkıma neden oldu.
Bu saldırılar yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine, Japonya'nın teslim olmasına ve İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesine yol açtı. Ancak, bu bombaların yarattığı yıkım, insanlık tarihinde silinmez bir iz bıraktı ve nükleer savaşın korkunç sonuçlarını tüm dünyaya gösterdi.
Savaşın sonlarına yaklaşılırken, Müttefik Kuvvetler Almanya'nın Dresden şehrine yoğun bir hava saldırısı düzenledi. 13-15 Şubat 1945'te gerçekleşen Dresden Bombardımanı, şehre yaklaşık 4 bin ton bomba atılmasıyla sonuçlandı.
Bu saldırı, Dresden'i neredeyse haritadan sildi ve çok sayıda sivilin ölümüne neden oldu. Olay, savaş sonrası dönemde büyük tartışmalara yol açtı ve sivil hedeflere yönelik saldırıların ahlaki boyutu üzerinde derin bir sorgulama başlattı.
7 Ekim 2023'ten bu yana ise İsrail, Gazze'ye yönelik yoğun hava saldırıları düzenliyor ve bu saldırılar bugüne kadar 81 bin ton bombanın atılmasıyla sonuçlandı. Bu, İkinci Dünya Savaşı'nda Londra, Hiroşima, Nagazaki ve Dresden'e atılan bombaların toplamını kat kat aşan bir yıkımı ifade ediyor.
İsrail'in bu saldırıları, tüm insan hakları ve uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek gerçekleştiriliyor. Şimdiye kadar 40 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybederken, 90 bin kişiden fazlası yaralandı. 10 bin kişi ise hala kayıp.
Hayatını kaybedenlerin yüzde 70’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ekonomik maliyeti 33 milyar dolara ulaştı. Saldırılar, 150 bin konutun tamamen yıkılmasına, 80 bin konutun kullanılamaz hale gelmesine ve 200 bin konutun kısmen yıkılmasına yol açtı.
Ayrıca, 197 hükümet binası, 115 okul ve üniversite tamamen yıkıldı. 330 okul ve üniversite ise kısmen tahrip oldu. Gazze'nin altyapısı da büyük ölçüde zarar gördü; 34 hastane, 68 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı ve 3 bin 30 kilometrelik elektrik şebekesi kullanılamaz hale geldi. Bu yıkım, bölgedeki insani krizi daha da derinleştiriyor.
324 gündür devam eden İsrail saldırıları nedeniyle 2 milyon Filistinli göç etmek zorunda kaldı. Bu göç dalgası, Gazze'de insani bir felaketin yaşandığını ve bölgedeki yaşamın neredeyse imkansız hale geldiğini gösteriyor.
Gazze'deki bu yıkım, İkinci Dünya Savaşı'nın en korkunç bombardımanlarını bile gölgede bırakıyor ve insanlık tarihine kara bir leke olarak geçiyor.