İngiltere’de Hope Not Hate adlı sivil toplum kuruluşu tarafından yayınlanan rapor, aralarında uluslararası neo-Nazi gruplarının da bulunduğu şiddet yanlısı örgütlerin, sosyal medya platformlarında yaşı 12’ye varan çocukları hedef aldığını ve bünyesine katmaya çalıştığını gözler önüne serdi.
İngiltere terörle mücadele polisi tarafından yapılan açıklamada, geçtiğimiz yıl rekor sayıda çocuğun terör suçu şüphesiyle gözaltına alındığı açıklandı.
Polis tarafından soruşturmaya alınan çocukların neredeyse tamamı, internet sayfalarında gördükleri mesajlardan ve yayınlardan etkilendiklerini söyledi.
İngiltere, ABD ve İsveç'teki gençleri hedef alan terör örgütlerinin, internet sayfalarında ilgiyi artırması umuduyla posterler, yapıştırmalar ve duvar yazıları yaptıkları ve 3 boyutlu yazıcıdan ateşli silah yapımı konusunda bilgi verdikleri açıklandı.
Mülteci çocuklar terör örgütlerinin hedefine girdi
Birleşmiş Milletler tahminlerine göre, 2009'dan beri Boko Haram'a 4 yaşındaki çocuklar dahil en az 8 bin çocuk alındı. 10 yaşındaki kızlar da dahil olmak üzere çocuklar, Boko Haram tarafından intihar saldırılarında kullanıldı.
Avrupa yollarındaki mülteci çocuklar da terör örgütlerinin hedefinde... 2015'ten beri Avrupa Birliği ülkelerinde kaybolan mülteci çocuk sayısı 96 binden fazla.
2016'da refakatsiz şekilde Avrupa'ya ulaşan çocuk sayısı 63 bini geçti. Bu çocukların nerede olduğuna dair hiçbir bilgi de bulunmuyor.
Çocuklar neden hedefte?
Terör örgütleri tarafından hedef alanan çocukların sayısı artarken, hedef kitlenin yaşı gittikçe düşüyor.
Konuyla ilgili TRT Haber'e konuşan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Güvenlik Araştırmacısı Bilgehan Öztürk'e göre çocukların hedef alınmasında, daha kolay devşirilmelerinin yanı sıra bazı operasyonel avantajlar da rol oynuyor.
Çocuklar, terör örgütleri tarafından devşirilmek üzere çokça hedef alınıyor. Bunun sebebi, çocukların terör örgütlerine sağladığı pek çok farklı avantaj. Öncelikle çocuklar, yetişkinlere kıyasla devşirilmesi, ikna edilmesi, kandırılması ve korkutulması çok daha kolay bir kitle.
Duygusal manipülasyona daha açıklar. Bu da onları, terör örgütleri için çok daha kolay bir ‘ava’ dönüştürüyor. Çocukların, örgüte katılma aşamasındaki nispi -yetişkinlere göre- kırılganlığı, örgüte katılım sonrasında da devam ediyor.
Terör örgütlerinde çokça rastlanan ‘karizmatik’ ve otoriter figürler, çocuk militanlar üzerinde çok daha rahat bir şekilde hakimiyet kurabiliyor ve çocuklar da bu tip figürleri takip etme, onlara itaat etme konusunda yetişkinlerden daha meyilli oluyor.
Çocuklar, güvenlik güçlerinin adeta ‘yumuşak karnı’
Öztürk'e göre çocukların örgütler için operasyonel avantajları da bulunuyor. Gizli bir mesajın veya nesnenin diğer militanlara iletilmesinde kurye olarak; güvenlik güçlerinin örgüte yönelik bir operasyonu için veya örgütün pek çok faaliyeti sırasında gözcü olarak; örgütün lojistik ve destek ihtiyaçlarını gidermede ‘geri hizmetçi’ olarak vs. kullanılıyor.
Çocuklar bütün bu faaliyetleri sırasında fiziken de yetişkinlere göre daha küçük oldukları için güvenlik güçlerinin dikkatini daha az çekiyor. Terör saldırısı sırasında güvenlik güçlerinin yakınlarına kadar sızılmasında çocuklar terör örgütlerine çok büyük avantajlar sunabiliyor.
Ayrıca, çocukların genel olarak güvenlik güçleri tarafından bir tehdit olarak algılanmaması, şüphe uyandırmaması, güvenlik güçlerinin adeta ‘yumuşak karnı’ olması, terör örgütleri için büyük bir avantaja dönüşüyor.
‘Evlat nöbeti’ tutan aileler, Türkiye'deki durumu gözler önüne seriyor
İdeoloji ve milliyet fark etmeksizin bütün terör örgütlerinin pek çok uygulamayı birbirlerinden öğrendiğini söyleyen Öztürk'e göre, başta PKK olmak üzere Türkiye’yi hedef alan pek çok terör örgütü de çocukları devşirmek üzere hedef alıyor.
Diyarbakır HDP İl Başkanlığı binası önünde uzun süredir ‘evlat nöbeti’ tutan ailelerin ifadeleri, PKK’nın çocukları kendi bünyesine katmak için ne tür yöntemlere başvurduğunun ayrıntılarını içeriyor.
Bunun önüne geçebilmek için terör örgütlerine çocuk katılımının, örgüt tarafından yürütülen aktif bir devşirme faaliyeti sonucu gerçekleştiği görülüyor.
Örgüt çocuklara ulaşabilmek için propaganda yapıyor, siyasi parti, yürüyüş, protesto, toplantı, piknik, kültürel gezi, konferans, konser vs. gibi kültürel ve sosyal görünümlü “yumuşak geçiş” mecraları kullanıyor.
Bu yumuşak geçiş mecraları, normal şartlarda örgütün kendisiyle doğrudan temasa geçmeyecek, onu korkutucu bulacak çocukların ve gençlerin örgüte karşı ‘gardını’ düşürüyor.
Örgüt tarafından kullanılan yumuşak geçiş mecraları güvenlik güçleri tarafından tespit edilmesi, bu alanın güvenlik ve yasal tedbirlerle tıkanması gerekiyor.