Efsanevi Türk hakanı Alp Er Tunga'nın torunu ve Sakaların Anası olarak bilinen Türk tarihinin ilk kadın hükümdarı Tomris Hatun, milattan önce 6'ncı yüzyıllarda yaşadı.
Orta Asya topraklarının güçlü savaşçısı, Pers İmparatorluğunu yenen kadın lider Tomris'in hayatı Kazakistan’da sinemaya aktarıldı.
Filmin yönetmen koltuğunda Akan Satayev yer alırken, senaryosu Antik Yunan tarihçi Heradot’un verdiği bilgilerden yararlanılarak kaleme alındı. Tomris’i canlandıran oyuncu ise 15 bin başvurunun arasından seçilen Almira Tursyn oldu.
Almira Tursyn, filme nasıl seçildiğini, çekim sürecini, Tomris Hatun’la olan benzer yönlerini ve filmden sonra gelen tepkileri TRT Haber’le paylaştı.
"Benim için bir mucizeydi"
Tomris Hatun'u oynama rolü size teklif edildiğinde neler hissettiniz?
Film için bana bir teklif gelmedi. Ben sosyal medyadan film için oyuncu seçmelerinin olduğunu öğrendim. Oyuncu seçmelerinin müdürü de bana mesaj attı, “gelin ve sizinle bir deneme çekimi yapalım.” dedi.
Aradan biraz süre geçince beni aradılar ve Tomris rolüne beni seçtiklerini söylediler. O kadar oyuncu arasından beni seçmelerine çok şaşırdım ve bu rol benim için bir mucize oldu.
"Tarihçilerden, danışmanlardan bilgi aldım, kitaplar okudum"
Tomris rolüne nasıl hazırlandınız?
Tomris hakkında hem tarihçilerden ve danışmanlardan bilgi aldım hem de kendim araştırmalar yaptım.
Çekime hazırlık aşamasında ise bacağım kırıldı. Bacağım iyileşene kadar kadın liderler hakkında bilgiler topladım ve kitaplar okudum. Bu süreçte kendimi de role hazırlamaya başladım. Bolat Jandarbek’in Tomris hakkında yazdığı roman, Tomris’i nasıl oynamam gerektiğini, karakterini nasıl ifade etmem konusundaki önemi anlamamda en büyük yardımcım oldu.
"Tomris'ten ruh özgürlüğünü ve aile değerlerini öğrendim"
Tomris ile kendi karakteriniz arasında benzerlikler var mı?
Tomris’le benzer yönlerimiz var elbette. Ancak ben o karakterden çok şey öğrendim. Öğrendiğim ilk şey ruh özgürlüğü yani savaş zamanında kendini kaybetmeden, ruhunu kaybetmeden savaşabilmesi oldu. Aile değerlerinin önemini çok iyi anladım ve öğrendim. Filmden sonra ailemi daha çok sevmeye, onlara değer vermeye ve zaman ayırmaya başladım.
Kadın yönetici olmasına rağmen o zamanda ülkeyi yönetebilmesi beni çok etkiledi. Filmden sonra ülkemi ve tarihimizi daha çok sevmeye başladım.
Benzemeyen tarafımız ise savaş olabilir. “Böyle bir zor durumda ben de Tomris Hatun gibi ülkem için savaşabilir miyim?” o da ayrı bir mesele.
"Halkın ilgisi yoğun olarak devam ediyor"
Tomris filmi için gelen size tepkiler neler oldu?
Aslında Hollywood düzeyinde çekilen bu filmi biz sadece yerel film olarak Kazakistan topraklarında çektik. Bu film sadece benim değil tüm ekibimizin emeği ve genel olarak filmimizle olumlu yorumlar aldık. Halk tarafından ilgi hala yoğun olarak devam ediyor.
"Türkiye'den böyle bir ilgi beklemiyordum, filmi bizden daha çok beklemişler"
Türkiye'den nasıl bir ilgi gördünüz?
Türkiye’den gelen tepkilere ilk olarak çok şaşırdım. Çünkü filmi bizden daha çok beklemişler. Filmin fragmanı yayınlandığında bile bana yüzlerce mesaj geldi, “Sizi bekliyoruz, Türkiye'ye ne zaman geleceksiniz?” diye. İşte bu ilgiyi hiç beklemiyordum. Film Türkiye’de vizyona girdikten sonra da ülkenin farklı sinemalarından, “film bizim sinemalarımızda da vizyona girebilecek mi?” diye teklifler gelmeye başladı.
Açıkça söylemek gerekirse, ben daha önce Türkiye’deki yapımcılarla görüşmüştüm. Yapımcılardan “birlikte ortak proje yapalım” teklifleri gelmişti. Ancak o dönemlerde teklifleri değerlendirmeye zamanım olmadı. Gelecekte ise bir planım var; eğer uygun bir proje olursa onu Türkiye’deki uzmanlarla birlikte değerlendireceğim.
Tomris filmi koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye'de 3 Eylül’de izleyiciyle buluşabilmişti.