Ukrayna'daki şiddetli çatışmaların ardından, birçok kent ve kasaba sessizliğe büründü.
Yakılıp yıkılan evlerin arasında ise artık acı hatıralar var.
Rusların çekildiği, kimi zaman komuta merkezi olarak kullandığı kimi zaman da bomba tuzakladığı bölgelere TRT Haber ekibi girdi.
Kiev'in İrpin bölgesinde kontrolün Ruslara geçtiği günlerde, askerler sivillerin evlerinde kaldı. Saldırı için mevzilerini buralarda kurdu.
Kadın ve çocuklar günlerce bodrum katlarda saklandı
Moschun kasabasının sakinlerinden Gnıshemko Valentına günlerce bir mahzende saklandıklarının anlattı:
“Küçük kızımla bir bebeği mahzene sakladık. 8 gün mahzende tek kaldılar. Oyun oynuyoruz dedik. Çocuklar ölmesin diye çok uğraştık. İrpin nehrinin oradaydı evleri. Bombardıman başlayınca çıkardık, saklanarak hareket ettik. Buraya aldık onları, sonra gidip baktığımızda ev tamamen yanmıştı.”
Opanasjuk Vjacheclav da sığınak sayesinde hayatta kalanlardan biri:
“İrpin nehrinin olduğu alanda hemen ön tarafta çok şiddetli çatışmalar oldu. Rus askerler buraya konuşlandılar. Bütün teknolojik, elektronik ekipmanları vardı. Erkekler dışarıdaydı ama bütün kadınları bir sürü insanı bodrumlara, sığınaklara indirdiler. Küçücük kızlar vardı. Yapabilecekleri hiçbir şey yoktu, uzun süre orada kaldılar.”
Artık çocuk parkı bile riskli alanlar arasında....
Kasabalar Rus güçleri tarafından askeri üslere çevrildi. Altyapı da yeniden düzenlendi. Moschun kasabasına yüzlerce füze isabet etti. Rus askerleri çekilirken pek çok alana tuzaklanmış patlayıcılar ve mayınlar bıraktı. Öyle ki bir çocuk parkı bile artık riskli alanlar arasında....
Bölge sakinleri Rus askerlerinin çekilmesinin ardından yavaş yavaş evlerine dönmeye başladı. Ancak henüz savaşın koşulları ortadan kalkmadı.
“Burası bizim topraklarımız, burada yaşamak istiyoruz”
Opanasjuk Vjacheclav, herkesin savaş bölgesini görüp ibret alması gerektiğini anlatırken her şeye rağmen memleketinde vazgeçmediğini söylüyor:
“Biz yine burada yaşamak istiyoruz. Burada evlerimiz var, burası bizim topraklarımız. Burada doğduk, burada büyüdük. Biz ölene kadar burada yaşamak istiyoruz.”
Kamera: Hakan Demir