This is a modal window.
Burası daha çok iş insanlarının ve varlıklı kişilerin tutulduğu bir yer. Devrik Esad rejimi güçleri, işkence altında tutulan kişilerin ailelerine baskı yapıyordu, onlardan fidye alıyordu. Ancak alınan fidye karşılığında serbest kalacakları da kesin değildi.
Halid Muhammed el-Yunus, El-Hatip Şubesi’nde tutulanlardan biri. Esad rejiminin akılalmaz işkencelerini TRT Haber'e anlattı.
Halid Muhammed el-Yunus, el-Hatip Şubesi’ne yıllar sonra ilk kez kameraman İhsan Kırbeşoğlu ve benimle birlikte girdi. Yaşadıklarını anlatırken zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı.
El-Yunus, bir gece evinden alındı ve gözleri bağlı şekilde buraya getirildi. İçeri girdiğinde ilk iş olarak üzerindeki kıyafetler zorla tamamen çıkarıldı. Bu şekilde tazyikli suya maruz bırakıldı. El-Yunus’un abisi, eski Suriye ordusunda subaydı ve rejimin suçlarına ortak olmamak için ordudan ayrılıp ülke dışına kaçtı, o da bu sebeple kaçırıldı. İlk gece saatlerce işkence gördü. Saatlerce sopalarla darp edildi. Daha sonra 120 kişinin adeta istiflendiği bir odaya götürüldü. Öyle ki odadaki herkes aynı anda yatamıyordu. İçeri güneş ışığı girmediği için saatin, günün ve tarihin farkında değillerdi.
El-Hatip işkence merkezinde sadece erkekler değil kadınlar da alıkonuluyordu. Yapılan işkenceler sonucu attıkları acı çığlıklar, tüm odalardan ve hücrelerden duyuluyordu. Halid Muhammed el-Yunus, devrik rejim güçlerinin, kendisini birkaç kez temizlik yapması için koridora çıkardıklarını söylüyor. Bu şekilde bize hücrelerin, kadınların nerede tutulduğunun ve diğer odaların ne için kullanıldığını anlatabildi.
Burada, bazı hücreler dikkatimizi çekiyor. Kırmızı ve siyah renkteki hücreler... Suriye’nin yeni yönetimine bağlı güvenlik güçleri bize bu odaların, psikolojik işkence için boyandığını söylüyor. Renklerin rahatsızlık vermesi amaçlanıyordu. Ayrıca renklere göre işkencenin boyutu da değişiyordu. Kırmızı renk en ağırı, en kötüsüydü...
El-Hatip Şubesi’nin etrafındaki şubeyi gören dairelerle ilgili de dikkat çekici bir detay var. Bu binaların pencerelerinin ve kapılarının açılması yasaktı. Devrik rejim güçleri bir kişinin penceresini araladığını gördüğünde hemen oraya baskın yapıyordu.