ABD Başkanı Donald Trump, Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kendinden tüm dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını için başından beri “Chinesevirus” yani “Çin virüsü” ifadesini kullanıyor.
Konuşma metinlerindeki koronavirüs ifadelerinin üstünü çizip “Çin virüsü” ile değiştirdiği dahi kameralara yansıdı.
Tabii Donald Trump’ın Çin hassasiyeti, virüs salgınından önceki ABD-Çin ticaret savaşına da dayanıyor. O nedenle sert tutumu başından beri net.
Üstelik Trump, Dünya Sağlık Örgütünü (DSÖ) de Çin’e çalışmakla, kendilerini virüs konusunda yanlış yönlendirmekle suçluyor.
Her ne kadar DSÖ bu iddiaları reddetse de ABD yönetimi tartışmayı, konunun maddi boyutuna getirdi.
DSÖ’yü hem sosyal medya hem de kameralar önünde defalarca tehdit eden ABD Başkanı, "Temel görevini yerine getiremedi" dediği DSÖ’ye sağladıkları fonu durdurduğunu açıkladı. ABD'nin DSÖ'ye yıllık 400 ila 500 milyon dolar fon sağladığını vurgulayan Trump, "Buna karşı Çin sadece 40 milyon dolar sağlıyor" diye de ekledi.
Salgının merkezi haline gelen ABD’nin sağlık örgütüne en çok maddi destek veren ülke olduğu, rakamlarla ortaya konulabilecek bir gerçek.
Öncelikle 1948 yılında kurulan Dünya Sağlık Örgütünün Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı ve toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmalar yapan bir kuruluş olduğunu söyleyerek başlayalım.
Her ne kadar bu görevini yerine getiremediği iddiaları dünyanın hemen her yerinden çıkan seslerle dillendirilse de kağıt üzerindeki durum bu.
DSÖ’ye 2 tür katkı verilebiliyor. Üyelik için ödenen para ve isteğe bağlı destek. İlki, ödenen toplam miktarın ülke serveti ve nüfusa göre hesaplandığı bir üyelik ücreti. İkincisi ise gönüllü mali katkı.
Donald Trump yönetimi şubat ayındaki son bütçe teklifinde, Dünya Sağlık Örgütünün fonunda kesintiye gitmiş, finansal katkıyı 122,6 milyon dolardan 57,9 milyon dolara indirmişti.
Kesintiye rağmen bu miktar, hala en yükseğiydi.
Arkasında ise tartışmaların odağındaki ve aynı zamanda ABD ile bir ticaret savaşının içinde olan Çin var. Çin’in katkısı 28,7 milyon dolar.
Japonya 20,5 milyon dolar ile üçüncü sırada.
Bu yıl tüm üye devletler tarafından ödenmesi gereken değerlendirilmiş katkıların toplam tutarı 1 Ocak'ta 246,8 milyon dolardı ve bunun 31 Mart'a kadar yaklaşık 79 milyon doları ödendi.
Yani ABD’nin maddi kaynağı kesmesi, DSÖ için büyük bir kan kaybı anlamına geliyor.
Bu duruma Birleşmiş Milletler de tepki gösterdi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yazılı açıklamasında, “Şu an koronavirüse karşı mücadelede DSÖ'nün ya da herhangi bir insani yardım kuruluşunun kaynaklarını azaltma zamanı değil, dayanışma zamanı” ifadelerini kullandı.
Video: Cihan Karaahmetoğlu