İngiltere Başbakanı Theresa May, ABD Başkanı Donald Trump ile Başbakanlık ofisi "10 Numara"daki ikili görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, iki ülkenin ortak tarihine ve "özel ilişkisine" vurgu yaptı.
Kendisinin ve Trump'ın, bu "özel ilişkinin" mevcut muhafızları olduğunu belirten May, "Tıpkı atalarımız gibi biz de vatandaşlarımızın ve müttefiklerimizin güvenliğine tehditlerle yüz yüze kaldığımızda dayanışma içinde olduk ve birlikte hareket ettik." ifadesini kullandı.
May, İngiltere'nin çifte ajan Sergey Skripal ile kızına yönelik kimyasal saldırının ardından Rus diplomatları sınır dışı etme kararına ABD'nin 60 diplomatı sınır dışı ederek katılmasını ve Suriye'de kimyasal silah kullanan rejime karşı iki ülkenin birlikte askeri eyleme geçmesini bu dayanışmaya örnek gösterdi.
ABD'nin NATO ülkelerine yaptığı savunma harcamalarını artırma çağrısına İngiltere'nin de destek verdiğini belirten May, bunun sonucunda ittifakın savunma bütçesinin 100 milyar dolar daha arttığını hatırlattı.
"Bugün güvenliğimize, değerlerimize ve yaşam şeklimize yönelik yeni ve gelişen tehditleri ele aldık." diyen May, "Bunların kaynağı ve bunlarla mücadele hedefleri konusunda aynı görüşü paylaşıyoruz ancak tıpkı bizden önceki başbakanlar ve başkanlar gibi biz de zaman zaman yüz yüze olduğumuz tehditlere nasıl karşı koyacağımız konusunda ayrılabiliriz." diye konuştu.
İran ve iklim değişikliği
İş birliğinin güçlü ittifakların temeli olduğuna inandığını belirten May, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün İran'ın bölgedeki istikrarı bozucu faaliyetlerinin ve Tahran'ın nükleer silah elde etmesinin önüne geçilmesi için iki ülkenin birlikte çalışmasının önemini ele aldık. Bunu başarmanın araçları konusunda ayrılsak da aynı hedefe ulaşmak istediğimiz açık. Daha önce de söylediğim gibi İngiltere İran ile nükleer anlaşmaya bağlılığını sürdürüyor. İran'ın yükümlülüklerini yerine getirmesi ve bizim de hiç kimsenin yararına olmayan gerilimin tırmanmasından kaçınmak için her şeyi yapmamız önemli."
İngiltere'nin çağın en önemli sorunlarından biri olan iklim değişikliği konusunda da ABD'den farklı düşündüğünü, Trump ile görüşmesinde bunu belirttiğini aktaran May, "İngiltere'nin iklim değişikliğiyle mücadele yaklaşımını ve Paris Anlaşması'na devam eden desteğini ortaya koydum." ifadesini kullandı.
Çin'in de görüşmede konuşulduğunu kaydeden May, "Çin'in ekonomik önemini teslim ettik ve ortak çıkarlarımızı ya da değerlerimizi tehdit eden eylemleri görmezden gelemeyeceğimizi konuştuk." dedi.
"Başkan Trump Brexit müzakereleri konusunda kendi tavsiyesini dinlemediğinizi söyledi. Bu doğru mu?" şeklindeki bir soruya da May, "Başkan benim AB'yi mahkemeye vermemi tavsiye etti ancak ben müzakere ettim ve bir anlaşmaya vardım." yanıtını verdi.
May, İngiltere'nin AB'den bir anlaşmayla ayrılmasının doğru olduğuna inanmayı sürdürdüğünü de sözlerine ekledi.
ABD Başkanı Donald Trump, Çin telekom firması Huawei ürünlerinin İngiltere'nin 5G ağında kullanılıp kullanılmamasına ilişkin tartışmalarda "kesinlikle anlaşmaya varacaklarını" belirterek, bir istihbarat paylaşımı kısıtlamasının olmayacağını söyledi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin önemine vurgu yapan Trump, daveti dolaysıyla Kraliçe 2. Elizabeth'e teşekkür ederken, "Muazzam biri, muazzam bir kadın." dedi.
ABD ve İngiltere'nin NATO'da kilit ortaklar olduğunu ifade eden Trump, "Başbakan ile NATO müttefiklerimizin savunma harcamalarını arttırması gerektiği konusunda mutabıkız. İkimiz de bu amaçla çok çalışıyoruz. Savunma harcamasına gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2'sinin ayrılması şartını karşılayan ülke sayısının artmasını bekliyoruz. Günümüzün zorluklarıyla mücadele için ittifakın tüm üyeleri yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Başka seçenekleri yoktur." diye konuştu.
"Olağanüstü bir ticaret anlaşması"
Brexit sonrası İngiltere ve ABD arasında "olağanüstü bir ticaret anlaşması" sözü veren Trump, "Bu ticaret anlaşmasında muazzam bir potansiyel var. Şimdikinden 2, hatta 3 katı." ifadesini kullandı. Ticaret anlaşmasına İngiltere'nin ulusal sağlık sisteminin de dahil olabileceğini kaydeden Trump, "Her şey kesinlikle masada olacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Hiç görüşmedim, hiç konuşmadım"
Trump, bir soru üzerine ana muhalefetteki İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn hakkında da konuştu. Corbyn'i tanımadığını söyleyen Trump, "Hiç görüşmedim, hiç konuşmadım. Bugün ya da yarın benimle görüşmek istedi. Ben de bunu yapmamaya karar verdim." diye konuştu.
Corbyn'nin olumsuz görüşlere sahip olduğunu söyleyen Trump, "İnsanların eleştirmek yerine işleri doğru bir şekilde yapmaları gerektiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
"Nerede bu protestolar?"
ABD Başkanı, ziyareti nedeniyle düzenlenen gösterilere ilişkin de "Sokaklarda tezahürat yapan binlerce kişi vardı. Ardından protestolar olduğunu duydum. Nerede bu protestolar diye sordum. Hiçbir protesto görmedim. Sadece bugün gelirken çok küçük bir protesto vardı. Dolaysıyla yalan haber." ifadesini kullandı.
"Kötü bir iş çıkarıyor"
Londra Belediye Başkanı Sadık Han'ı da eleştiren Trump, "Bence çok iyi bir belediye başkanı değil. Kötü bir iş çıkarıyor. Suç oranı artıyor. Çok sayıda problem var. İngiltere için çok şey yapan ABD'nin temsilcisini eleştirmemesi gerektiğine inanıyorum. Negatif değil pozitif olmalı." diye konuştu.
"Huawei'de anlaşmaya varacağız"
ABD Başkanı, Çin telekom firması Huawei ürünlerinin İngiltere'nin 5G ağında kullanılması durumunda istihbarat paylaşımı kısıtlamasına gidip gitmeyeceğine ilişkin bir soruya, "Hayır, çünkü Huawei ve diğer konularda kesinlikle bir anlaşmaya varacağız. Harika bir istihbarat paylaşımı ilişkimiz var. Farklılıklarımız konusunda çözüme varacağız. Konuyu görüştük ve herhangi bir kısıtlama görmüyorum." yanıtını verdi.
Trump, "milyonlarca" göçmenin Meksika'dan ABD'ye girmesinin kabul edilemez olduğunu kaydederek, Meksika'nın göçmen akşını durdurmaması halinde ek vergi uygulayacaklarını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA