Beyaz Saray'da son bir haftada art arda gelen istifa ve görevden almalarla ABD Başkanı Donald Trump, yedi aylık yönetiminde 13 üst düzey yetkiliyle yollarını ayırdı, birinin de pozisyonu düşürdü.
Selefi Barack Obama'dan 20 Ocak'ta görevi devraldığından beri Donald Trump imza attığı tartışmalı kararnamelerle olduğu kadar ekibiyle yaşadığı uyuşmazlıklarla gündeme geldi.
Ekibindeki anlaşmazlıkların zaman zaman basına yansıması, Trump yönetimindeki Beyaz Saray'ın bir "kaos ve karmaşa" ortamı içinde bulunduğu değerlendirmelerine neden oldu.
İlk görevden alma Adalet Bakanlığından
Trump göreve geldikten bir hafta sonra 7 Müslüman ülkeye vize yasağı getiren başkanlık kararnamesini imzalamasıyla yönetimdeki ilk çatlak baş gösterdi.
Adalet Bakanlığına vekalet eden Sally Yates, bakanlığın avukatlarına Trump'ın vize yasağı kararnamesini mahkemelerde savunmamaları talimatı verdi.
Bunun üzerine Trump göreve geldikten sadece 10 gün sonra "görevini kötüye kullanmakla" eleştirdiği Yates'i görevden aldığını duyurdu.
Obama döneminden kalma üst düzey bir bürokrat olması ve bakanlığa vekalet ediyor olması nedeniyle Yates'in görevden alınması çok tartışılmadı.
Michael Flynn'in istifası, yaprak dökümünü başlattı
Başkanlık yarışında dış politika ve güvenlik konularında en güvendiği adamlardan biri olan Emekli Korgeneral Michael Flynn, Trump göreve başladıktan sonra da Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak ABD Başkanının en yakınındaki isim oldu.
Özellikle İran karşıtlığıyla tanınan Flynn'e "Trump'ın Ortadoğu politikasının mimarı" olarak bakılıyordu.
Beyaz Saray'daki görevine başlamadan önce Flynn'in, seçim kampanyası sırasında Rusya'nın Washington Büyükelçisi Sergei Kislyak ile görüştüğü ve Rusya'ya uygulanan yaptırımları konuştuğu bilgisi basına sızdı.
Flynn, Rus elçiyle görüştüğünü kabul etse de görüşmede yaptırımlar konusunun gündeme gelmediğini savundu ve Beyaz Saray'ı da bu yönde bilgilendirdi.
Göreve başladıktan kısa süre sonra Flynn'in Kislyak ile yaptırımlar konusunu ele aldığı ortaya çıktı. Başta Başkan Yardımcısı Mike Pence olmak üzere Beyaz Saray'ı yanlış bilgilendirdiği gerekçesiyle Flynn 23 gün kaldığı görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Flynn'in istifası Beyaz Saray'da yaprak dökümünü başlatırken, bunun, Trump yönetiminde görev değişikliklerinin temelinin attığı ifade ediliyor.
Nitekim Ulusal Güvenlik Konseyi'ndeki ikinci görev değişikliği Flynn'in istifasından 4 gün sonra geldi.
Flynn'in ekibinden Ulusal Güvenlik Konseyi Batı Yarımküre Direktörü Craig Deare'yi göreve geldikten 27 gün sonra yönetimin özel politikalarını bir düşünce kuruluşunda ifade ettiği için görevden alındı.
Ulusal Güvenlik Konseyinden ayrılan 3. üst düzey yetkili Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı K.T. MacFarland oldu.
Flynn'in en yakın adamı olarak bilinen MacFarland, Flynn'in yerine H. R. McMaster atanmasının ve Trump'ın McMaster'a kendi ekibini kurma yetkisi vermesinin ardından görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Ulusal Güvenlik Konseyinde bir istifa da kısa süre önce geldi. Ulusal Güvenlik Konseyi Ortadoğu Danışmanı Derek Harvey'in geçen hafta görevden alındığı bildirildi.
187 gün görevde kalan Harvey'in görevine McMaster tarafından görevine son verildiği belirtildi.
Flynn tarafından göreve getirilen Harvey'in, İran politikasının önemli isimlerinden biri olduğu belirtiliyordu.
Kaos, iletişim direktörlüğü ve özel kalem müdürlüğünde
Trump göreve geldiğinden bu yana bir özel kalem müdürü, bir özel kalem müdür yardımcısı ile 3 iletişim direktörü ve bir basın sözcüsünü değiştirdi.
ABD Başkanının seçimi kazandıktan sonra göreve ilk getirdiği isim Reince Priebus'du.
Priebus, Beyaz Saray'a geçmeden önce Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komite Başkanıydı.
189 gün görevde kalan Priebus'un Trump ile Anthony Scaramucci'nin Beyaz Saray İletişim Direktörlüğüne atanması üzerine anlaşmazlığa düştüğü belirtildi.
Trump, Preibus'un yerine mevcut İç Güvenlik Bakanı John F. Kelly'i atadığını duyurdu.
Preibus CNN televizyonuna verdiği mülakatta Trump ile karşılıklı olarak yollarını ayırdığını söyledi.
Özel kalemden ayrılan diğer isim Priebus'un yardımcısı Katie Walsh oldu. Walsh, 70 gün görevde kaldıktan sonra Beyaz Saray'daki sürtüşmeler nedeniyle nisan ayında istifa ettiğini duyurmuştu.
Trump'ın 7 aylık başkanlığında Beyaz Saray'da en fazla değişikliğe uğrayan birim İletişim Direktörlüğü oldu.
ABD Başkanı seçimi kazandıktan hemen sonra İletişim Direktörlüğüne, seçim kampanyasının ve geçiş sürecinin iletişim stratejilerinde önemli rol oynayan Jason Miller'ın getirileceği duyuruldu.
Öte yandan kısa bir süre sonra Miller ile ilgili değerlendirme geri çekildiği ve yerine Mike Dubke getirildi. Dubke, Şubat ayında atanmasından sonra 86 gün görevde kaldı. Dubke, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü James Comey'in görevden alınmasından sonra ABD Başkanını yeterince savunmadığı gerekçesiyle Trump'ın kara listesine girdi.
Dubke'nin mayıs ayının sonunda istifa ettiği açıklandı, yerine basın sözcülüğü yapan Sean Spicer vekalet etti. Sean Spicer da Scaramucci'nin İletişim Direktörlüğüne atanması üzerine görevinden istifa ettiğini duyurdu.
Trump'ın 183 gün görevde kalan Spicer'in performansından rahatsız olduğu dillendiriliyordu. Spicer'ın özellikle de Esed rejimini eleştirirken "Hitler'in bile Yahudilere karşı kimyasal silah kullanmadığı" yönündeki açıklaması, büyük tartışmaya yol açtı. Spicer'ın istifasından bir süre önce geri planda durmaya ve Beyaz Saray brifinglerini yapmamaya başlaması dikkat çekmişti.
Spicer'den sonra Michael Short da Scaramucci'nin kendisini kovacağı dedikoduları üzerine istifa etti.
Bannon da karmaşadan payını aldı
Trump yönetimindeki Beyaz Saray'ın en tartışmalı ismi aşırı sağcı Stephen Bannon'du.
Trump'ın Bannon'u başdanışman olarak Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi yaparak, Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'u konsey dışında bırakması tartışmalara neden olmuştu.
Bannon nisan ayında sessizce Güvenlik Konseyi üyeliğinden alındı ve Dunford, tekrar Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi yapıldı. Bu değişiklikte McMaster'in rolü olduğu belirtiliyor.
FBI Direktörü Comey'in görevden alınması
Rusya'nın Trump lehine ABD seçimlerini etkilemeye çalıştığı iddiaları, seçimin sonuçlandığı 8 Kasım akşamından bugüne Washington'un gündeminden düşmedi.
Özellikle Flynn hakkındaki iddialar güçlenirken, iddialara yönelik soruşturma çerçevesinde Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Direktörü James Comey, Trump için kilit isim haline geldi.
Obama'nın atadığı bir bürokrat olan Comey'in, seçime bir hafta kala Demokrat Parti adayı Hillary Clinton'un Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde şahsi elektronik posta hesabının resmi yazışmalar için kullanmasına yönelik soruşturmayı tekrar başlattığını Kongre'ye bildirmesi tartışmalara yol açmış, bunun seçim rüzgarını Trump'ın lehine çevirdiği iddia edilmişti.
Trump, seçimi kazandıktan sonra Comey'in görevine devam etmesine izin verdi. Trump yönetiminde 110 gün görevde kalabilen Comey'in, Trump'ın Flynn hakkındaki soruşturmanın düşürülmesi talebine yanıt vermediğinden görevden alındığı ileri sürüldü.
Görevi bırakması veya görevden alınması beklenenler
Beyaz Saray'da 7 aylık sürede 14 görev değişikliğine rağmen Trump yönetiminde sular durulacağa benzemiyor.
Washington'da Rusya soruşturması konusunda adı gündeme gelen Adalet Bakanı Jeff Sessions'ın yönetimle yollarını ayırmasına kesin gözüyle bakılıyor, Robert Mueller'in de Trump'ın hedefinde olduğu savunuluyor.
Mueller ve Sessions dışında yönetimle yollarını ayırması beklenen sürpriz ismin, Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral H. R. McMaster olduğu belirtiliyor. Washington'da McMaster'in yerine CIA direktörü Pompeo’nun getirilmesi söylentileri dolaşıyor.
Trump'ın görevlendirme önerisini reddedenler
Kabine kurma aşaması sancılı geçen Donald Trump'ın bakanlık ve üst düzey görev teklifini reddedenler de bulunuyor.
Çalışma Bakanlığı teklifi götürülen Andrew Pudzer ve Flynn'in yerine Ulusal Güvenlik Danışmanlığı teklif edilen Koramiral Robert Harward ailevi ve finansal nedenlerden görevi kabul etmeyen isimler arasında yer alıyor.
Trump'ın Donanma Genel Sekreterliği için teklif götürdüğü Philip Bilden de görevi kabul etmeyen isimlerden biri.
Trump yönetiminde 114 boş koltuk dolmayı bekliyor
Trump'ın Beyaz Saray'da 7. ayı dolmak üzereyken bakanlar dahil 33 yetkili Senato'dan onay alırken 63 yetkilinin henüz onay süreci tamamlanmadı.
Bunun yanı sıra 114 pozisyonun Trump yönetiminde hala açık olduğu ifade ediliyor.
Selefi Barack Obama döneminde aynı sürede 126 yetkilinin ataması tamamlanmış, 43 yetkili onay sürecindeydi.
Trump yönetiminde bakan, BM daimi temsilcisi ve ajans direktörlerinin bulunduğu 22 kişilik üst düzey kadronun tamamı atanmışken, 19 bakan yardımcılığının sadece 5'i dolu, 10'unun onay süreci devam ediyor.
Ayrıca 169 Genel Sekreter, Müsteşar ve Müsteşar Yardımcısı koltuğunun sadece 6'sı dolu, 53'ü onay bekliyor.
Bununla birlikte bütçesinde kesintiye gidilen Dışişleri Bakanlığının dış operasyonlarında büyük açıklar olduğu ifade ediliyor.
ABD'nin 188 büyükelçi pozisyonundan 55 büyükelçi koltuğu boşken, 40 büyükelçinin onay süreci devam ediyor.