Donald Trump, 20 Ocak'ta devralacağı ABD yönetimi için çalışma arkadaşlarını belirlemeyi sürdürüyor. Trump'ın seçimlerinin çoğu ise farklı kesimlerden eleştireler alıyor.
Trump'ın Savunma Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığına seçtiği isimler özellikle Irak ve Afganistan savaşlarında da yer alan eski generaller.
En önemli koltuk olan Dışişleri Bakanlığı için ismi geçenler arasında da eski komutan ve CIA Başkanı David Petraeus ile emekli general James Stavridis'in de adı geçiyor.
Seçimden önce generaller hakkında ilginç açıklamalar yapan Trump'ın kazandığı zaferin ardından askerlere yönelmesi dikkat çekici bulunuyor.
Trump, seçim öncesi yaptığı konuşmalardan birinde "DEAŞ hakkında generallerden daha fazla bilgiye sahibim.", bir diğerinde de "Barack Obama ve Hillary Clinton liderliğinde görev yapan generaller enkaza döndü. Bulundukları konumda ülkemizi utandırıyorlar." ifadelerini kullanmıştı.
Washington Post gazetesinden Phillip Carter, kabinede askerlerin ağırlığı konusunda "İyi generaller her zaman iyi hükümet üyesi olmayabilirler. Hükümette fazla sayıda yüksek rütbeli subaya yer vermek, ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, sivil-asker ilişkilerini tehlikeye atabilir." ifadelerini kullandı.
New York Times'tan Carol Giacomo da, çok sayıda asker atamanın sivil liderliği dengesini bozabileceğini vurguladığı makalesinde, "Bu, askeri liderler ülkeyi savaşa sürükler kaygısından çok, zaten 600 milyar dolarlık bütçe kullanan Pentagon'un ulusal güvenlik politikalarına büyük etki yapması ve dışişleri bakanlığına da gölge düşürmesiyle ilgili." ifadelerine yer verdi.
Trump'ın kabinesi için seçtiği eski askerler şöyle sıralanıyor:
Savunma Bakanlığına James Mattis
Trump'ın Savunma Bakanı adayı emekli General James Mattis, 44 yıllık görev süresi sırasında ABD'nin Afganistan ve Irak işgallerinde önemli roller üstlenmişti.
Felluce'de 2004'teki kanlı çatışmaları yöneten Mattis, CNN'in haberine göre, 2005 yılında San Diego'da askerlere yaptığı konuşmada sarfettiği "Bazı insanlara ateş etmek eğlenceli." sözleri nedeniyle tepki çekmişti.
ABD'nin 2010-2013 yılları arasında Ortadoğu ve Güneybatı Asya'daki askeri operasyonlarının sorumluluğunu üstlenen Mattis, İran karşıtı sert tutumunun Obama yönetimi ile uyuşmaması nedeniyle 22 Mayıs 2013'te emekliye ayrılmıştı.
Mattis, ABD Kongresinde yaptığı bir konuşmada, ABD'nin Ortadoğu'daki sorunlara yeterince müdahil olmamasının, buradaki aşırıcılığın yükselmesine katkı sağladığını savunmuştu.
Trump, 19 Kasım'da Mattis ile görüşmesinin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Mattis'i "çok etkileyici" ve "gerçek bir general" olarak nitelendirmişti.
İç Güvenlik Bakanlığı
Trump'ın kabinesinde bakanlık için adı açıklanan ikinci emekli asker, Irak'ın işgalinde de görev yapan John Kelly (66) oldu. Kelly, İç Güvenlik Bakanlığına aday gösterildi.
Daha önce ABD Güney Ordusu komutanlığı yapan General John Kelly'nin sınır güvenliği ve uyuşturucu madde kaçakçılığıyla mücadeleyi güçlendirmesinin beklendiği vurgulanıyor.
Kelly'nin asker olan oğlu Robert Kelly, 2010 yılında Afganistan'da mayına basarak hayatını kaybetmişti.
John Kelly, bir dönem sorumluluk bölgesinde olan Guantanamo'daki insan hakları ihlalleri iddialarını reddetmiş, orduda kadınların görev alması tartışmalarına katılarak, bunun ordunun fiziki gücünü zayıflatacağını savunmuştu.
Ulusal Güvenlik Danışmanlığına Michael Flynn
Ulusal Güvenlik Danışmanlığı koltuğuna da seçim kampanyası döneminde Trump'ın yakın ekibinde yer alan 57 yaşındaki emekli Korgeneral Michael Flynn'in oturması bekleniyor.
Trump'ın kampanya sürecinde "güvenlik ve istihbarat başdanışmanı" olarak görev yapan Flynn, daha önce Afganistan ve Irak'ta da bulunmuş "deneyimli bir asker" olarak biliniyor.
Obama döneminde Savunma İstihbarat Ajansı Direktörü olarak görev yapan Flynn'in 2014 yılında işine son verilmişti.
CIA başkanlığına Mike Pompeo
Trump ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) başına da kariyerine asker olarak başlayıp daha sonra siyasete atılan Mike Pompeo'yu getirmeyi planlıyor.
West Point'teki Harp Okulunu birincilikle bitiren 52 yaşındaki Pompeo, süvari subayı olarak göreve başladı. Daha sonra ordudan ayrılan Pompeo, Harvard Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve "ekipman imalatı, dağıtım ve hizmet şirketi" kurdu.
Üç dönem Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinde görev yapan Pompeo, Libya'nın Bingazi kentindeki ABD Konsolosluğuna düzenlenen saldırıya ilişkin soruşturma sırasında aldığı görevle Demokrat Partinin adayı Hillary Clinton'a yönelik sert eleştirilerinden sonra partisinde yükselen isim olmuştu.
İran ile varılan nükleer anlaşmaya şiddetle karşı çıkan Pompeo, basına sızdırdığı belgelerle ABD Ulusal Güvenlik Ajansının (NSA) bazı dinleme faaliyetlerini ortaya çıkaran kurumun eski sistem analisti Edward Snowden'ın vatan haini olduğunu ve idam edilmesi gerektiğini savunuyor.
Dışişleri Bakanı adaylığı için eski CIA başkanının da adı geçiyor
Trump'ın en önemli koltuk olan Dışişleri Bakanlığına kimi aday göstereceği tüm dünyada merak ediliyor.
Adaylar arasında Cumhuriyetçi Partinin 2012 başkan adayı Mitt Romney, eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani'nin yanı sıra eski CIA Başkanı David Petraeus'un adı geçiyor.
Trump ile New York'ta muhtemel bakanlık için görüşmeler yapan Petraeus, CIA'daki görevinden önce ABD ordusunda Afganistan ve Irak'ta üst düzey hizmet vermişti.
Afganistan'daki komutanlık görevi sırasında 2011'de CIA'in başına getirilen Petraeus, evlilik dışı ilişki yaşadığı ve gizli bilgileri paylaştığı için bir yıl sonra görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Petraeus'un dışişleri bakanı olması halinde ilk kez hem savunma hem de dışişlerinin emekli askerlere emanet edilmiş olacağı belirtiliyor.
Trump'ın dışişleri bakanlığı için görüştüğü adaylar arasında James Stavridis de bulunuyor. Stavridis, 2013 yılında deniz kuvvetlerinden emekli olmuş ve Tufts Üniversitesinde akademik hayata atılmıştı.
Çevre ajansının başına fosil yakıtları destekleyen savcıyı getirecek
Donald Trump, kabinesinde fazla sayıda askere yer vermesinin yanı sıra bazı birimlere yaptığı atamalarla da eleştiriliyor.
Trump'ın ABD Çevre Koruma Ajansının (EPA) başına getirmeyi planladığı Oklahoma eyaleti Başsavcısı Scott Pruitt (48) bu kişiler arasında yer alıyor.
Cumhuriyetçi parti üyesi Pruitt, fosil yakıtları desteklemesiyle tanınırken, Trump'ın petrol, doğalgaz ve kömür sektörlerinde üretimi artırma vaatlerini gerçekleştirmesine destek olacağı belirtiliyor.
ABD Kongresinde Kasım 2013'te yapılan bir oturumda EPA'in uygulamalarına karşı çıkan Pruitt, EPA'yı ABD'deki eyaletlerin yetki sınırlarına girmeye çalışmakla suçlamıştı.
Pruitt, Başkan Barack Obama'nın ülke genelinde karbon salınımlarını azaltmayı hedefleyen uygulamalarına da eleştirerek, Obama hükümetini fosil yakıt üretimini cezalandırmaya çalışmakla eleştirmişti.
Geçmişte Oklahoma eyaletine ekonomik olarak büyük katkıda bulunan petrol ve doğalgaz şirketlerini destekleyen Pruitt, Obama'nın çevreci düzenlemelerine karşı yasal mücadele vermişti.
Asgari ücretin artırılmasına karşı çıkan Çalışma Bakanı adayı
Trump'ın bir başka tepki çeken aday seçimi de Çalışma Bakanlığı için oldu. Trump, bu koltuğa hazır yemek restoran zincirinin üst yöneticisi Andrew Puzder'ı aday gösterdi.
Puzder, federal asgari ücretin 15 dolara yükseltilmesinin, küçük ölçekli şirketlere ve düşük vasıflı işçilere zarar vereceğine yönelik görüşleriyle tanınıyor.
Geçen sene Wall Street Journal (WSJ) için kaleme aldığı makalede Puzder, "Asgari ücrette ciddi artışlar için verilen mücadele, yaşanabilir bir maaş sağlamak yerine milyonlarca kişiyi tamamen maaşsız bırakabilir." değerlendirmesini yapmıştı.
Ayrıca ABD Başkanı Barack Obama tarafından hayata geçirilen sağlık reformunun (Obamacare) iptal edilmesini savunan Puzder, Trump'a seçim kampanyası süresince danışmanlık yapmıştı. AA