Tunus Cumhurbaşkanlığı sosyal medya hesabında yayınlanan videoya göre, İçişleri Bakanlığını ziyaret eden Cumhurbaşkanı Said, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gece geç saatte gerçekleşen ziyarette İçişleri Bakanı Tevfik Şerafettin ve emniyet mensubu üst düzey görevlilerle bir araya gelen Said, Safaks, Gabes ve Hamma bölgelerindeki yangınların aynı anda çıkmasının tesadüf olmadığını bu “şüpheli yangınlara” ilişkin bir an önce cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturma başlatılmasını istedi.
"Referandumu istemeyenler ülkeyi ateşe vermek istiyor"
25 Temmuz’da yapılması planlanan anayasal değişikliğini ön gören referanduma karşı çıkanların bu yangınları çıkarttığını iddia eden Said, “Diyalog ve referandumu istemeyen taraflar ülkeyi ve kurumlarını ateşe vermek istiyor. Tek istedikleri 25 Temmuz öncesine dönmek” dedi.
Öte yandan Nahda Hareketi de ülkede yayılan yangınlara neden olanları kınayan bir açıklama yayımladı.
Yangınlara ilişkin Nahda Hareketini suçlayan ve düşmanca ifadeler ile partinin töhmet altında bırakılmasının iftira olduğu belirtilen açıklamada, yangınlara ilişkin bir an önce soruşturma başlatılması çağrısı yapıldı.
Ülkenin çeşitli yerlerinde birçok yangın çıktı
Tunus’un güney kesiminde yer alan Gabes’te ikinci el elbise pazarında, güneydoğusunda yer alan Safaks limanındaki 3 tane balıkçı teknesinde ve Hamma Vahası'ndaki ağaçlık alanlarda çıkan yangınların sabotaj olabileceğine ilişkin açıklamalar ülkede tartışmalara neden oldu.
Tunus'taki siyasi kriz
Tunus Cumhurbaşkanı Said'in geçen yıl açıkladığı olağanüstü kararlar, ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı.
25 Temmuz 2021'de parlamentonun çalışmalarını donduran ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran Said, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı.
Said, 13 Aralık 2021'de açıkladığı "siyasi krizden çıkışın yol haritası" ile ülkede 25 Temmuz 2022'de Anayasa değişikliği referandumu, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçim yapılacağını bildirdi.
Tunus'ta bazı kesimler, Said'in kararlarını "darbe" olarak nitelendiriyor ve ülkenin demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.