Türklerin dünyasına konuk olduğumuz Türk'ün dünyasında bu haftaki durağımız Başkurt Türkleri.
Başkurt Türkleri kimdir, nerede yaşarlar, hangi dili konuşurlar? Detayları Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Habibe Yazıcı Ersoy ile konuştuk.
Başkurtlar, bugün Rusya'ya bağlı Başkurt Federe Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk halkı.
Bu coğrafyanın dışında Kırgızistan'da, Özbekistan'da, Tataristan'da, Tacikistan'da, yaşayan Başkurt Türklerinin de olduğunun altını çizen Prof. Dr. Habibe Yazıcı Ersoy, Başkurt coğrafyasına ilişkin şu bilgileri verdi:
On yedi şehri ve otuz dokuz yerleşim birimi bulunan Başkurdistan’ın toplam nüfusu, 4 milyon 72 bin 292. Bu nüfusun 935 bin 880’ini Başkurtlar, 940 bin 446’sını Tatarlar, 122 bin 344’ünü Çuvaşlar, 1 milyon 547 bin 893’ünü Ruslar, 75 bin 571’ini Ukraynalılar ve 222 bin 146’sını da diğer etnik topluluklar oluşturuyor.
Rusya Federasyonu’na bağlı Başkurdistan Cumhuriyeti’nin Rusça’nın yanında ikinci resmi dili olan Başkurtça, Türk dilinin kuzeybatı Kıpçak grubunda yer alıyor. Kökleri İdil Bulgarları’na kadar uzanıyor.
Prof. Dr. Ersoy, "Başkurtlar, dillerine sahip çıkıyor ve okullarında Başkurt Türkçesini öğreniyorlar. Başkurt Türkçesinin öğrenilmesi ve öğretilmesi için de akademik çalışmalar yapılıyor, enstitüler kuruluyor." dedi.
2004 yılında doktora yaptığı sırada Başkurdistan'a gittiğini belirten Prof. Dr. Habibe Yazıcı Ersoy, burada ilgiyle ve büyük bir sevgiyle karşılaştığını dile getirdi.
Prof. Dr. Ersoy, 1 ay kadar kaldığı bu coğrafyda hem şehirleri hem de köyleri ziyaret edip çalışmalar yaptığını söyledi:
"Başkurt köylerinde Başkurtça daha fazla konuşuluyor. Köydeki halk Başkurt kültürünü, dilini, gelenek ve göreneklerini yaşatıyor."
Başkurt Türkü diyince aklımıza Türkiye'de de akademik faaliyetlerde bulunan Zeki Velidi Togan geliyor.
Prof. Dr. Habibe Yazıcı Ersoy, "Zeki Velidi tam bir kitap kurduydu. Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Kutadgu Bilig'n Fergana nüshasının bulunmasında onun önemli bir katkısı var." ifadelerini kullandı.
Rusya Federasyonu Başkurdistan Cumhuriyeti topraklarında İşimbay kazasının Küzen köyünde doğdu. Arapçayı babasından, Farsçayı annesinden öğrendi. Bu arada Rusça öğrenmeye de başlamıştı. Dayısı Habib Neccar’ın medresesine giderek Arap edebiyatı dersleri aldı. Eğitimini Kazan’daki Kasımiye Medresesi’nde tamamladı.
Mensubu bulunduğu Başkurt toplumunun meselelerine eğilirken diğer yandan Türk tarihiyle ilgilendi.
1923’te İran’a geçti. Meşhed’deki kütüphanede o zamana kadar ortaya çıkmamış olan İbn Fadlan’ın Seyahatname’sini buldu. Türkiye Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver’in resmî daveti üzerine 1925’te İstanbul’a geldi, ardından Ankara’ya geçti.
3 Haziran 1925’te Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Heyeti üyeliğine tayin edildi. 1927’de İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi’nde Türk tarihi muallimliğine getirildi.
1935’te İbn Fadlan hakkındaki doktorasını tamamladı ve Almanya’da Bonn Üniversitesi’nde çalıştı. 1938’de Göttingen Üniversitesi’ne geçti. 1939’da Türkiye’ye dönüp yeniden İstanbul Üniversitesi’nde göreve başladı ve 1970 yılında vefatına dek çalışmalarına burada devam etti.
İslam coğrafyacılarından Gerdizi, Hazarların egemenliği altında 2000 askeri bulunan Başkurt (Başcurt) adlı bir beyden bahsediyor ki; bu durum, Kök Türkler dağılınca batıdaki Bulgarların yükseldiği ve Bulgar beylerinden birinin adının “Kurt” olduğu, Başkurt isminin de bundan gelebileceği şeklinde açıklanıyor.
Kuzeyev’e göre, 7.-10. yüzyıllarda, Genel Türkçe konuşan Türk toplulukları Güney Sibirya ve Merkezi Kuzey Asya’dan Başkurdistan topraklarına geldi. 9. yüzyıl sonu, 10. yüzyıl başında Volga Bulgar krallığı içindeki Ogurlarla ilişkiye girdiler ve Macarların ataları olan Fin-Ugor öğeler tarafından asimile edildiler.
10. yüzyıl sonu, 11. yüzyıl başında Kıpçaklar da bölgeye girmeye başladılar. Bu etkileşim Cengiz dönemi boyunca da sürdü ve ancak 16. yüzyılda Başkurtların Rus egemenliğine girmesiyle son buldu.
922 senesinde bölgeyi ziyaret etmiş bulunan İbni Fadlan tarafından Şamaninancına bağlı ve çok geri kalmış bir halk oldukları belirtilen Başkurtlar, Moğol istilası ve ardından Altın-Ordu Devleti eğemenliği altında Müslüman oldu.
Altın Ordu Devleti yıkıldıktan sonra, Başkurtların yaşadıkları toprakların Beyaz Volga ve Kama ırmakları arasında kalan bölümü Şeybanoğulları, güneybatısı da Nogay mirzalarının egemenliği altına girdi.
17. yüzyıl boyunca ve sonrasında da Ruslar yavaş yavaş bölgeyi ele geçirdi. Bu süre içinde Başkurtlar, Tatarlarla da iş birliği yaparak sürekli Ruslara başkaldırdı. 1728’de bu başkaldırılar durduruldu ve Ufa vilayet merkezi yapıldı.
Başkurtlar, 1872’de tümüyle Rus tebası sayıldı. 1917 devriminde Başkurtlar bir kongre toplayıp ordu kurdularsa da, 1918’de Ruslar orduyu dağıtıp kongre üyelerini tutukladı.
1919’da Kızıl Ordu Başkurdistan’ı kuşattı. Başkurtlar, Kazaklarla birleşerek Orenburg’u merkez yapmak istediler fakat istek geri çevrildi ve Ruslar, çoğunluğu Rus olan Ufa vilayetini Başkurdistan’a katarak Ufa şehrini merkez yaptı.
23 Mart 1919’da Başkurt Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Başkurt Cumhuriyeti adını alarak Rusya Federasyonu’na katıldı.