Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Filistin sorunu dahil Ortadoğu'daki gelişmelerin görüşüldüğü toplantıda, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dönem başkanlığını yürüten Türkiye'yi temsilen konuşma yaptı.
Suriye
Suriye'deki gelişmelere de değinen Sinirlioğlu, Türkiye'nin bu ülkedeki krize siyasi çözüm bulunması konusunda çabalarını sürdürdüğünü hatırlattı.
BM liderliğindeki Cenevre sürecinin Suriye'deki krize kalıcı bir siyasi çözüm bulma çabalarının merkezi olduğunu dile getiren Sinirlioğlu, Astana ve Soçi'deki görüşmelerin Cenevre sürecini "destekleyici ve tamamlayıcı" platformlar olduğu vurgusunu yaptı.
Terörü bitirme ve Suriye'yi istikrara kavuşturma hedeflerine ulaşılmasının yalnızca çok boyutlu, uzun vadeli bir stratejiyle mümkün olduğunu belirten Sinirlioğlu, Türkiye'nin terörle mücadelede kararlığını sürdürdüğünü söyledi.
Terörün, dini, etnik veya başka hiçbir gerekçeyle meşrulaştırılamayacağını söyleyen Sinirlioğlu, "Uluslararası toplum 'iyi ve kötü teröristler' diye ayrım yapmaya başlarsa ortak çabalarımız başarısız olacaktır.'' diye konuştu.
Operasyonda sivilleri korumaya yönelik bütün önlemler alındı
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'nın BM sözleşmesinin 51'inci maddesinde yer alan "meşru müdafaa hakkı" çerçevesinde, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak yürütüldüğünü anlatan Sinirlioğlu, operasyonlarda teröristler, saklandıkları yerler, silahları, araçlar ve teçhizatlarının hedef alındığını kaydetti. Sinirlioğlu, operasyonda sivilleri korumaya yönelik bütün önlemlerin de alındığını vurguladı.
"Operasyon ile DEAŞ'ın sızmasına ve PKK/PYD/YPG saldırılarına karşı sınır güvenliğinin sağlanması, Afrin'deki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi ve sivillerin terör belasından kurtarılması amaçlanıyor." değerlendirmesinde bulunan Sinirlioğlu, Türkiye'nin ulusal güvenliğini korurken uluslararası hukuka uygun gerekli önlemleri almaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
"Kudüs'ü korumak uluslararası toplumun sorumluluğu"
ABD'nin, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve büyükelçiliğini bu kente taşıma kararı ile uluslararası hukuku ihlal ettiğini, BM ilkeleri ve ilgili kararlarıyla çeliştiğini belirten Sinirlioğlu, söz konusu kararla aynı zamanda Filistin halkının tarihi, yasal ve asli haklarının hiçe sayıldığını, dünya genelindeki Hristiyanların ve Müslümanların dini hakları ile evrensel değerlerinin görmezden gelindiğini belirtti.
Bütün ülkelere bu kararı tanımak ve desteklemekten kaçınmaları çağrısında bulunan Sinirlioğlu, üç semavi din için de kutsal olan Kudüs'ün tarihi statüsünün korunmasının uluslararası toplumun sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Feridun Sinirlioğlu, Kudüs'ün statüsüne ilişkin tek taraflı kararların kentin etnik çeşitliliği ve çok kültürlü yapısını tehdit ettiğini, Ortadoğu'da adil ve kalıcı barış umutlarını baltaladığını, iki devletli çözümü engellediğini anlattı.
Doğu Kudüs'ün demografik yapısı, karakteri ve statüsünü değiştirmeye yönelik tüm adımların yasa dışı olduğuna dikkati çeken Sinirlioğlu, İsrail'i BMGK kararlarını ihlal etmekle eleştirdi.
İsrail'in yasa dışı yerleşim birimlerine yönelik uluslararası kınamaların eyleme dönüşmesi gerektiğini söyleyen Sinirlioğlu, İİT'nin bütün ülkelere Filistin halkı ve kurumlarına olan desteğini sürdürmesi çağrısı yaptığını kaydetti.
Sinirlioğlu, İİT'nin İsrail-Filistin sorununda çok taraflı barış sürecini başlatmaya yönelik tüm uluslararası adım ve çabaları desteklediğini belirtti.
Kaynak: AA