1979’da Ayetullah Humeyni liderliğinde gerçekleştirilen İslam Devrimi Şah Pehlevi’nin Batı ile kurduğu derin ilişkileri koparırken, Rusya önemli bir müttefik olarak belirdi.
ABD’nin uyguladığı yaptırımlar her ne kadar engel olsa da İran Rusya ile ilişkilerini her alanda geliştirdi. En büyük ortaklıkları ise, 2011’den sonra başladı.
Rusya’nın Sovyetler Birliği’nden miras olarak aldığı müttefiklik ile İran’ın yıllardır ilmek ilmek dokuduğu Şii Hilali’ndeki önemi Suriye’yi iki ülke için de vazgeçilmez kıldı. Arap Baharı olarak başlayan süreçte ilk önce İran daha sonra da Rusya bütün gücüyle Suriye rejiminin yanında yer aldı.
İran ile Rusya, özellikle kendilerine müzahir grupların etkinliği ve İsrail’in Suriye’de gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle zaman zaman çıkar çatışması yaşasa da bugüne kadar müttefiklik ilişkisini sürdürdü.
Bugünlerde ise, 8 ayı geride bırakan Ukrayna-Rusya savaşında İran’ın ismi sık sık anılıyor. Başkent Kiev başta olmak üzere birçok Ukrayna kentinde sivil veya askeri hedeflere gerçekleştirilen saldırılarda İran izleri aranıyor. Ukrayna ordusunun ele geçirdiği bazı askeri ekipmanlar ise, İran’ın Ukrayna savaşındaki varlığının en ciddi katını niteliğinde.
İran Ukrayna savaşına müdahil mi?
Bu sorunun çok farklı cevapları var. İranlılara göre, bu iddia safsatadan ibaret. Ancak ABD’li yetkililere göre, İran Ukrayna savaşına doğrudan müdahil.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, askeri sistem tedariği iddialarını bir ileri noktaya taşıdı. Kirby İran askerlerinin de doğrudan savaşta yer aldığını söyledi.
"Rusya, İran'dan aldığı İHA'ları Kırım'a sevk etti. Bugün, Kırım'da konuşlu Rus askeri personelinin İran pilotlarını kullandığını ve bunu Kiev'deki hava saldırılarında kullandıklarını teyit ediyoruz. İran askeri personelinin Kırım'da sahada olduğunu ve bu operasyonlarda Rusya'ya yardım ettiğini biliyoruz"
AB de Ukrayna’da savaşan Rusya’ya silah sistemleri tedarik eden İran’a karşı yaptırımları konuşuyor.
AB yetkilileri, “İran’ın Rusya’ya İHA göndermesini inceleyeceklerini ve bunun Rusya’ya silah tedarik etme yasağına ilişkin kararı çiğnemek olarak görüldüğünü” söylüyor.
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2231 sayılı kararı, ‘İran’ın herhangi bir tarafa silah ihraç etmesini” yasaklıyor. Söz konusu karar, füzeler ve ilgili teknolojiler üzerinde Ekim 2023'e kadar yürürlükte kalacak kısıtlamaları içeriyor ve gelişmiş askeri sistemlerin ihracatını veya satışını kapsıyor. Muhtemelen yeni AB yaptırımları da bu karar çerçevesinde ele alınacak.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise, Rusya’nın İran yapımı İHA’ları yoğun şekilde kullanmasının hem siyasi, hem de askeri olarak iflas ettiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
“Rusya'nın İran’dan yardım talebi, Kremlin’in askeri ve siyasi iflasını kabul ettiği anlamına geliyor”
Peki, hangi İran silahları Ukrayna’da?
İran özellikle Rusya'ya taktik hava taarruzları ve keşif-gözetleme maksatları dahilinde tedariğin görece kolay sağlandığı silahlar gönderiyor. Zira bu iki maksat Rusya'nın Ukrayna savaşında karşılaştığı sorun alanları olarak kabul edilebilir.
Bu kapsamda İran'ın taktik hava taarruzlarını sağlamak üzere Şahit-136 kamikaze İHA’ları, Muhacir sınıfı keşif-gözetleme İHA’ları gönderiyor.
Ukrayna savaş sahasında bulunan enkaz kalıntıları bu silahların Rusya tarafından kullanıldığını teyit ediyor.
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Uzmanı Hurşit Dingil, İran’ın yalnızca bu silahlarla yetinmediği ve daha gelişmiş silah sistemleri göndermeyi planladığını söylüyor ve ekliyor;
“Bununla birlikte, yakın zamanda İran'ın Areş-2 kamikaze İHA’sı, süpersonik ve hipersonik hızlara ulaşabilen Fatih-110 ve Zülfikar hassas vuruşlu balistik füzelerini de göndermeye hazırlandığı uluslararası kaynaklarca gündeme getiriliyor.”
Tüm bu tartışmaların içerinde bazı sorular ön plana çıkıyor. Bilindiği gibi İran eski ABD Başkanı Donald Trump’ın tek taraflı çekilmesi ile işlevsiz hale gelen nükleer anlaşmanın yeniden ihyası için büyük bir çaba sarf ediyor. ABD’nin başını çektiği Batı’lı ülkeler ile yürütülen müzakereler İsrail’in itirazlarına rağmen neredeyse imza aşamasına gelmişti. Ukrayna savaşında İran’ın üstlendiği yeni rol hem yeni yaptırımlara neden olabilir hem de nükleer anlaşmayı imkânsız kılabilir.
Peki, İran neden Ukrayna’da?
Kamikaze insansız hava araçları (İHA), keşif ve gözetleme İHA’ları ve balistik füzeler…
Konuya iki açıdan bakmak mümkün. Birincisi neden, İran ile Rusya arasındaki yakın ilişkinin bir üst seviyeye çıkarılması. İran bu konuda oldukça istekli olabilir. Zira, ABD yaptırımları nedeniyle Rusya’dan bile yeteri derecede silah alamıyor. Bu yakınlık İran’ın Rus silah pazarına erişimini kolaylaştırabilir.
İkinci neden ise, İran silah sanayiinin tanıtımı ve etkinliği için Ukrayna’nın büyük bir fırsat penceresi sunması. Bir İran Devrim Muhafızları yetkilisi, Ermenistan dahil 20’den fazla ülkenin kendilerinden İHA tedarik etmek istediğini açıklaması ve İran'ın son zamanlarda düzenlediği saldırılarda silahların isimleri açıkça duyurması somut bir örnek sunuyor.
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Uzmanı Hurşit Dingil, İran'ın Batıya rağmen Rusya’ya S/İHA ve balistik füze göndermesini uluslararası silah pazarında imaj yönetimi çalışması olarak görüyor.
“Özellikle İran'ın Şahit-136 ve Fatih sınıfı balistik füzelerinin İran savunma sanayini tanıtmak üzere kullandığı görülmekte. Ukrayna savaş alanı da bu açıdan İran için önemli bir fırsat niteliğinde.”
Peki, İran silahları ne kadar etkili?
İran'ın Ukrayna’ya gönderdiği Şahit-136 kamikaze İHA’larının Rusya tarafından Geran-2 ismiyle saldırılarda sıklıkla kullanıldığı görülüyor. Şahit-136'nın özellikle düşük maliyetli olması ve bununla birlikte Batı’ya bağımlı olmayan kolay tedarik imkânı sunması, Rusya'nın tercihlerini büyük ölçüde etkiliyor.
Diğer taraftan Ukrayna tarafından yapılan açıklamalara göre yaklaşık olarak 200'ü aşkın İran kamikaze İHA’sının düşürüldüğü belirtiliyor. Yine İngiltere Savunma Bakanlığı askeri istihbaratının değerlendirmelerine göre saldırıların yüzde 85'inin engellendiği ifade ediliyor.
Ancak Şahit-136'ların başarısız sonuçlanan saldırılarla birlikte başarılı saldırılar da yapabildiği patlayıcı tesiri yüksek olmasından ötürü düşük maliyetle şiddet katsayısını artırdığı görülüyor.
Hurşit Dingil, söz konusu kamikaze İHA’nın taktik hava taarruzları ihtiyacını karşılayarak Rusya'nın kısa vadeli caydırıcılığını artırdığını belirterek, “Bu tür kamikaze İHA’ların alçak irtifalarda görece yavaş manevralar yapabilmesi hava savunma sistemlerinin de bu tehdidi yakalayamamasına yol açıyor.” diyor.
Dingil’e göre, çoklu ve sürü saldırı yöntemleri dahilinde düzenlenen saldırılarda hava savunma sistemlerinin tehdidi önleme kabiliyeti de azalıyor. Bu iki durum İran kamikaze İHA’larının görece etkin olabildiği saldırılara imkân sağlıyor.
Öte yandan Ukrayna’da kullanılan İran silah sistemlerinin basit esaslara dayanılarak üretilmesinden dolayı özellikle elektronik harp saldırılarına karşı savunmasız olduğu değerlendiriliyor.