Yaklaşık bir yıldır devam eden savaşın nasıl ve ne zaman sona ereceğiyle ilgili ise, dünyada farklı bakış açıları mevcut.
Örneğin ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger yeni kitabında, Ukrayna'nın bağımsız kalması halinde Rusya ile savaşının son bulacağını yazdı.
Foreign Affairs dergisinin Kissinger'in "Liderlik: Dünya Çapında Stratejik
6 Ders" adlı yeni kitabıyla ilgili verdiği haberinde Kissinger, savaşın bitmesini bir şarta bağlıyor:
"Ukrayna eğer NATO'ya katılırsa bu teşkilatın sınırları Rusya sınırlarının
500 kilometreliğine kadar uzanır. Bu da Rusya'nın her zaman ona
güvendiği stratejik derinliğini kaybetmesi demek.”
Kissinger’a göre, Ukrayna'da bugün devam eden savaş için çözüm yolu
"tarafsız bir Ukrayna"
Birlemiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de Ukrayna’da yaşanan savaşa dair öngörülerini paylaşanlar arasındaydı. Guterres’e göre, askeri çatışmalar devam edecek ve etkili müzakerelerin yakın zamanda yapılması zor.
Peki, 2023 yılında da devam etmesi beklenen savaşta bugüne kadar neler yaşandı. Gelin, 2023 yılı sonrası Ukrayna’da yaşanacakları ele almadan önce bugüne kadar nelerin yaşandığına yakından bakalım.
Hatırlanacağı üzere Rus lider Vladimir Putin, geçtiğimiz yıl, 24 Şubat’ta sabahın erken saatlerinde televizyondan “Ukrayna’da özel askeri operasyon” başlattıklarını duyurdu. Böylece Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı başladı.
Ukrayna'ya üç taraftan Rus askeri girdi
Rus askeri birlikleri, Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinden Kiev yönetiminin kontrolündeki bölgelere, aynı anda Rusya sınırından Harkiv, Sumi ve Çernigiv bölgelerine, Belarus üzerinden Çernobil bölgesine girdi.
Kırım üzerinden de Herson ve Melitopol bölgelerine doğru asker çıkaran Rus ordusu, havadan ve karadan asker sevk ettiği Kiev’i kuşatma altına aldı.
28 Şubat’ta Rus ordusu, nükleer ve hipersonik silahlarını içeren stratejik caydırıcı güçlerini özel savaş görevi durumuna geçirdi.
Kiev ve Çernigiv bölgelerinden çekilme
Savaşın ikinci ayında Kiev ve Çernigiv bölgesinden Rus askerleri geri çekildi. Kiev yönetimi, birkaç gün sonra Rus askerlerinin çekildiği Buça ve İrpin şehirlerinde Rusya’yı katliam yapmakla suçladı. Rusya, iddiaların provokasyon olduğunu öne sürdü.
Ardından Donetsk bölgesine bağlı Kramatorsk şehrindeki tren istasyonuna füze saldırısı düzenlendi. Saldırı sonucunda 50’den fazla kişi öldü, 100’den fazla kişi yaralandı. Ukrayna ve Rusya karşılıklı olarak birbirini suçladı.
Ruslar, ilk aylarda Berdyansk, ardından Mariupol şehirlerini kontrolü altına alarak Ukrayna’nın Azak Denizi ile bağlantısını tamamen kesti.
Savaş, Ukrayna’nın doğusuna kaydı
Nisanda Ukrayna’nın doğusuna yoğunlaşan Ruslar, "Donbas’ı özgürleştirmek" amacıyla Donetsk ve Luhansk bölgesindeki bazı yerleşim yerlerini ele geçirdi ancak çok büyük ilerleme sağlayamadı.
Rus ordusu, Ukrayna’daki stratejik hedeflere yönelik sık sık uzun menzilli, yüksek hassasiyetli silahlar kullandı. ABD ve Avrupa ülkeleri, Ukrayna’ya silah desteğini artırdı. Rus ordusunun Ukrayna topraklarındaki ilerleyişi durma noktasına geldi.
Ukrayna güçleri de Rus ordusunun kontrolüne giren şehir merkezlerine saldırılar düzenlemeye devam etti. Rus ve Ukrayna ordusunun karşılıklı saldırılarında sivil kayıplar yaşandı.
Rus amiral gemisi "Moskova" batırıldı
13 Nisan’da Ukrayna, Karadeniz’de Rus Karadeniz Filosu'na ait “Moskova” isimli amiral gemisini vurduğunu duyurdu. Rus tarafı, geminin çıkan yangın sırasında gövdesinde mühimmat patlaması sonucu hasar aldığını ve battığını açıkladı.
Harkiv bölgesi, yeniden Kiev’in kontrolüne geçti
Haziranda Ukrayna’nın kuzeyindeki Sumi ve çevresi, yeniden Kiev yönetiminin kontrolüne geçti.
Güç toparlayan Ukrayna ordusu, eylül ayında ülkenin ikinci büyük şehri Harkiv’de saldırı düzenine geçtiğini duyurdu. İzyum, Balakliya ve Kupyansk gibi büyük şehirlerin yanı sıra 300’den fazla yerleşim biriminin kontrolü Kiev yönetimine geçti. Rusya, bu bölgelerden çekildiğini açıkladı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ordusunun karşı saldırıya geçtiği dönemde yaklaşık 6 bin kilometrekare toprağın Ruslardan alındığını söyledi.
Gıda krizini önleyecek tahıl anlaşması
22 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde, Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında dünyadaki olası bir gıda krizini önleyecek "Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi" imzalandı.
Donbas, Zaporijya ve Herson’da referandum ve ilhak
Eylül ayının sonunda Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson’da Rusya’ya katılım için sözde referandumlar yapıldı. Yasa dışı referandumlara katılanların çoğunluğu ilhak kararına “Evet” dedi.
Referandumların hemen ardından 30 Eylül’de Putin, Ukrayna’nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinin Rusya tarafından ilhak edilmesine yönelik anlaşmaları imzaladı. Böylece Rusya, Kırım’dan sonra Ukrayna topraklarının yüzde 15’ini daha yasa dışı ilhak etmiş oldu.
Kerç Boğazı'ndaki Kırım Köprüsü'nde patlama
8 Ekim’de Rusya ile Kırım arasında yer alan köprüdeki kamyonda meydana gelen patlama sonucu 3 kişi hayatını kaybetti ve köprüde büyük hasar meydana geldi. FSB, patlamayla ilgili 8 kişiyi gözaltına aldı.
Putin'in 2018'de resmi açılışını yaptığı ve "Kırım" ismiyle de anılan köprü, Kırım ile kara yolu bağlantısını sağlaması dolayısıyla Rusya için stratejik öneme sahip.
Sivastopol’da Rus donanmasına saldırı
29 Ekim’de Ukrayna'nın, Sivastopol’da Rus donanmasına yönelik saldırı düzenlediği bildirildi.
Rusya, saldırıda zarar gören gemilerin tahıl anlaşması kapsamında oluşturulan koridorun güvenliğinin sağlanması sürecinde yer aldığını bildirdi.
Doğal gaz boru hatlarına yönelik sabotajlar
Ekim ayında Avrupa’ya doğal gaz sağlayan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hatlarına yönelik sabotajlar sonunda sızıntıların meydana geldiği açıklandı. Türkiye’ye gaz gönderilen TürkAkım boru hattına yönelik de sabotaj girişimleri önlendi.
Ukrayna’nın enerji altyapısına yönelik füze saldırıları
Kırım Köprüsü'ndeki patlamanın ardından Rusya, Ukrayna’daki füze saldırılarını arttırdı. Özellikle ülkenin enerji altyapısını hedef alan Rus ordusunun saldırılarının ardından ülke genelinde elektrik kesintileri başladı.
Rusya, ilhak ettiği Herson’dan geri çekildi
Ukrayna, Avrupa ve ABD’nin silah desteğiyle 29 Ağustos’ta Herson’u kurtarmak için karşı saldırı başlattığını duyurdu.
Yasa dışı ilhak ettiği Herson’daki vatandaşların büyük çoğunluğunu başka bölgelere tahliye eden Rusya, 9 Kasım’da Herson şehrindeki savunma hattının Dnipro Nehri'nin sol yakasına çekileceği kararını açıkladı. Bu şekilde Rus askerleri, Herson şehir merkezinden çekilmiş oldu.
Rusya’nın iç bölgelerindeki askeri tesislere Ukrayna saldırısı
5 Aralık’ta Ukrayna, Rusya'nın Ryazan bölgesindeki Dyagilevo ve Saratov bölgesindeki Engels askeri havaalanlarına İHA’larla saldırı girişiminde bulundu.
6 Aralık’ta da Kursk kentinde bulunan askeri havaalanındaki petrol depolama tesisine İHA ile saldırı düzenlendi.
400 Rus askerin öldürülmesi
1 Ocak 2023'te Makeyevka kasabasına Ukrayna'nın ordusunun düzenlediği füze saldırıları sonucu 400 Rus askerin öldürüldüğü iddia edildi.
2022 Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gelişmeleri özetledikten sonra şimdi sıra 2023 ve ötesine bakmaya geldi. 2023, savaşın daha da şiddetleneceği bir yıl mı olacak yoksa çözüm mü gelecek?
Kısa-orta vadede Rusya için nasıl bir tablo görünüyor?
Öncelikle Rusya’nın durumuna bakmakta yarar var. Putin liderliğindeki ülkenin Batı yaptırımlarına rağmen savaşı sürdürme azmini kaybettiğine dair herhangi bir belirti yok. Aksine doğalgaz ve petrol ambargolarına rağmen Rusya, yeni birlikler kuruyor ve savaşı sürdüreceğine dair ciddi bir irade ortaya koyuyor. Ancak Rusya için Ukrayna savaşı istediği gibi gitmiyor.
TRT Haber’e konuşan Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL, savaşın başladığı günlerde Rusya’nın hesabının kısa süre içerisinde Ukrayna’nın kontrolünün ele geçirilmesi ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin devrilmesi olduğunu belirtiyor ve Rusya’nın hedeflerine ulaşmasının 2023’te de zor olduğuna vurgu yapıyor:
“Ancak gelinen noktada böylesi bir durum söz konusu değil. Bu tarz bir gelişmenin yaşanabileceğine dair herhangi bir emare de bulunmuyor. Bilakis Rusya, ele geçirdiği bölgelerdeki kontrolünü sürdüreceği bir ateşkese hazır gözükmüyor”
Erol, “büyük güç” statüsünü Batı’ya kabul ettirmeye çalışan Rusya’nin iddiasına Ukrayna savaşının katkı vermediğini de dile getiriyor. Buna göre, “Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere bazı Batılı devletler savaşın uzamasından yana. Çünkü Washington yönetimi, Ukrayna’daki savaşın özelde Rusya ve genelde ise çok kutuplu dünya düzenini savunan aktörler açısından bir yıpratma savaşına dönüşmesini istemekte ve bunu başarmış gözükmekte.”
Öte yandan tüm bunlara rağmen hala savaşma isteği var. Zira Rusya’nın kendi halkına zafer olarak sunacağı bir kazanım elde etmek isteyeceği aşikâr. Erol’a göre Rusya savaşı iki cepheli bir hale getirmek istiyor ve bunun için en büyük aday Belarus.
Savaşın uzaması Ukrayna’ya ne kazandırır, ne kaybettirir?
Rusya açısından savaşın kısa sürede başarıya ulaşmaması büyük bir başarısızlık olarak okunuyor. Peki, var olma mücadelesi veren Ukrayna açısından savaşın uzaması ne anlama geliyor?
Erol’a göre, savaşın uzamasının Ukrayna’ya en büyük zararı ekonomi ve insan gücü bağlamında.
Erol, ekonomik açıdan özellikle yok olan altyapıya dikkat çekiyor, “Her ne kadar sahada işler Rusya’nın planladığı gibi gitmese de Ukrayna’nın altyapısının yerle bir olduğu aşikâr. Üstelik savaş uzadıkça, bu tahribat daha da artacak. Dolayısıyla savaşın ardından Ukrayna’nın yeniden imarı noktasında ortaya çıkacak maliyet de yükselecek.
İnsani açı da Ukrayna için büyük bir anlam ifade ediyor. Zira milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı ve süregelen savaşta binlerce askerini kaybetti. Dolayısıyla savaşın ardından en önemli sorun, Ukrayna’nın yeniden inşası meselesi olacak gibi duruyor.
Prof. Dr. Seyfettin Erol, sahada yaşanan gelişmelere ve Ukrayna’nın yeni yardımlar talep etmesine bakıldığında, Kiev yönetiminin kayıpları en azından mevcut durumda göz ardı ettiğini ve önceliğini toprak bütünlüğünü sağlamaya verdiğini söylüyor ve ekliyor:
“Bu nedenle savaşı sürdürürken yaşadığı kayıpları, nihai amaca ulaşmak için verilen bir bedel olarak gördükleri söylenebilir.
Bununla birlikte savaş uzadıkça, sürecin Rusya’yı yıpratacağı ve Ukrayna’nın yapılan askeri yardımlar vesilesiyle üstünlük sağlayacağı öngörülebilir. Lakin Rusya’nın Belarus’u bir cephe ülkesine dönüştürmesi durumunda çok daha farklı neticeler de ortaya çıkabilir. Zira böylesi bire senaryoda Ukrayna Ordusu’nun gücünü ve odağını birden fazla bölgeye yoğunlaştırmak zorunda kalacağı öngörülebilir.”
Savaşta büyük kırılmalar yaşandı mı?
Hatırlanacağı üzere 2022 yılının başlarında Rus ordusunun Ukrayna sınırına asker yığması ve tatbikatlar düzenlemesi dünya basınında çokça yer alıyordu. Öyle ki Batılı güçler uydu fotoğraflarını da kanıt göstererek Putin’in bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu belirtiyordu. Ancak Kremlin saldırı iddiaları sürekli reddetti.
ABD ve İngiltere savaş iddialarını ciddiye alırken Avrupa Rusya ile bir savaşın ihtimal dışı olduğunu kabul ediyordu.
Hem Rusya’nın hem de çoğu uzmanın beklentisi olası bir savaşta Rusya’nın kolay bir zafer elde etmesi noktasındaydı. Ama öyle olmadı. 1 yıla yaklaşan savaşta birçok kırılma yaşandı ve savaşın seyri değişti.
Biz de bu kırılmaları ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Seyfettin Erol’a sorduk.
Erol, ilk kırılmanın, Kremlin’in “özel operasyon” olarak adlandırdığı harekatın ikinci evresine geçildiğini duyurmasıyla yaşandığını söylüyor.
“İlk aşamada Ukrayna’ya yönelik kapsamlı bir müdahale girişimi söz konusuyken; ikinci evreyle birlikte çatışmalar, ülkenin doğusuna ve güneyine yoğunlaştı. Bu anlamda mevzubahis gelişme, Kiev’de rejim değişikliği hedefinden uzaklaşılması anlamına geliyordur. Her ne kadar Rusya’nın bu hedeften tamamen vazgeçtiğini söylemek mümkün olmasa da Moskova açısından işlerin yolunda gitmediğini göstermesi bakımından ikinci evre açıklaması oldukça mühimdir.”
Erol, ikinci önemli gelişmenin ise, Ukrayna Ordusu’nun Moskova Kruvazörü’nü batırması hadisesinin Kiev’de bir psikolojik üstünlük yaratması şeklinde okunabileceğini dile getiriyor.
Bu süreçte savaşın akıbetini etkileyen bir diğer gelişme de Rusya ile Avrupa arasındaki enerji bağımlılığını büyük ölçüde sona erdiren Kuzey Akım-I ve Kuzey Akım-II Doğalgaz Boru Hatlarına düzenlenen saldırılardı. Erol, bu gelişmeyi bir üçüncü bir kırılma olarak nitelendiriyor.
Diğer taraftan Kırım’da bulunan Rus askeri üssüne düzenlenen saldırı ise Ukrayna Ordusu’nun Kırım da dahil olmak üzere ülkenin toprak bütünlüğünü sağlama konusundaki iradesini yeniden gündeme getirdi. Özellikle de Rusya’nın Kırım’la bağlantısını sağlayan ve adadaki Rus egemenliğinin sembolü olarak görülen Kerç Köprüsü’ne düzenlenen saldırı, Rusya’ya hem artık güvende olmadığı hissini yaşattı hem de Ukrayna’nın kararlılığını net bir şekilde gözler önüne serdi. Erol, bu gelişmeyi de önemli bir kırılma olarak sayıyor.
Prof. Dr. Seyfettin Erol’a göre son önemli kırılma ise, Mokayevka yakınlarında 400 Rus askerinin ölümüne yol açtığı iddia edilen saldırı ile gerçekleşti. Rusya’nın güvende olmadığı hissini bir kez daha yaşamasına yol açtı.