Çok Bulutlu 8.7ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
TRT Haber 25.02.2022 13:53

Ukrayna’nın nükleer silahtan vazgeçme imzası: Budapeşte Memorandumu

Rusya Ukrayna'ya saldırı başlattı. İki ülkenin ordu gücünün yanı sıra nükleer silah farkı da dikkat çekiyor. Budapeşte Memorandumu ile nükleer silahtan vazgeçen Ukrayna, aldığı güvenceyi şimdi göremiyor.

Ukrayna’nın nükleer silahtan vazgeçme imzası: Budapeşte Memorandumu
[Kolaj: TRT Haber]

Avrupa, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük yıkımlardan birini Ukrayna’da yaşıyor.

Rusya’nın aylar süren Ukrayna baskısı, askeri müdahale ile birlikte bir işgale dönüşmüş durumda.

ABD ve Avrupa ülkelerinden ise Ukrayna’nın beklediği destek gelmedi. Ülkeler saldırıyı kınamaktan ve yaptırım açıklamaktan başka bir hamle yapmadı. 

NATO, yeni tedbirler alınacağını açıkladı

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından NATO Daimi Büyükelçileri'ni olağanüstü toplantıya çağıran Genel Sekreter Jens Stoltenberg, "caydırıcılık ve savunma kapasitesini güçlendirmek için"  yeni tedbirler alınacağını, ittifakın doğu kanadını ek birliklerle daha da güçlendireceklerini söyledi.

Rusya’yı "derhal askeri güçlerini Ukrayna'dan çekmeye" çağıran Stoltenberg, Rusya'nın uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve "bunun Rusya açısından çok büyük sonuçları olacağını" söyledi:

"Bu saldırı, BM Şartı da dahil olmak üzere uluslararası hukukun ciddi bir ihlalidir ve Rusya'nın Helsinki Nihai Senedi, Paris Şartı, Budapeşte Memorandumu ve NATO-Rusya Kurucu Senedi'ndeki taahhütlerine tamamen aykırıdır. Bağımsız, barışçı bir ülkeye karşı bir saldırı eylemi olmuştur. Rusya'yı askeri harekatını derhal durdurmaya ve Ukrayna içindeki ve çevresindeki tüm güçlerini geri çekmeye, uluslararası insani hukuka tam olarak uymaya ve ihtiyacı olan herkese güvenli ve engelsiz insani erişim ve yardıma izin vermeye çağırıyoruz."

ABD, ekonomik yaptırımlarla destek verdi

ABD Başkanı Biden ise Rusya için ağırlıklı olarak Rus bankacılık sistemini ve ekonomisini hedef alan yaptırımları açıkladı.

Yaptırımların Rus ekonomisine hem şimdi hem de zaman içinde ciddi maliyetler getireceğine dikkati çeken Biden, "Bu yaptırımları, Rusya üzerindeki uzun vadeli etkiyi en üst düzeye çıkarmak, ABD ve müttefiklerinin üzerindeki etkiyi en aza indirmek için maksatlı olarak tasarladık" dedi.

Biden, Rusya'nın dolar, euro, sterlin ve yen ile iş yapma kabiliyetini de sınırlandıracaklarını sözlerine ekledi.

"Ukrayna'ya güçlü bir yardım sunamazsanız, yarın savaş kapınızı çalacak" 

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, Batı'ya yardım konusunda bir kez daha çağrıda bulunarak,  "Bize şimdi yardım etmezseniz, Ukrayna'ya güçlü bir yardım sunamazsanız, yarın savaş kapınızı çalacak" açıklamasında bulundu.

Zelenski, Münih Güvenlik Konferansı'nın "Ukrayna ve Avrupa Güvenliği ve Doğu-Batı İlişkileri ve Avrupa Güvenlik Mimarisi" başlıklı oturumundaki konuşmasında ise ülkesinin güvenlik güvencelerini aldığı Budapeşte Memorandumu’nu gündeme getirmişti.

Peki nedir Budapeşte Memorandumu?

Ukrayna, 1994 öncesi Sovyetler Birliği'nden kalanlarla dünyanın en büyük üçüncü nükleer silah stokuna sahipti. Ancak, bu gücünü Budapeşte Memorandumu ile kaybetti.

5 Aralık 1994 tarihinde Macaristan'ın Budapeşte kentinde düzenlenen AGİT konferansında Budapeşte Memorandumu imzanlandı.

Memorandum, Beyaz Rusya, Kazakistan ve Ukrayna'nın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'na katılımıyla ilgili güvenlik güvenceleri sağlamak için imzalanan üç özdeş siyasi anlaşma olarak biliniyor.

Bu siyasi anlaşma, ilk olarak üç nükleer güç olan Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık tarafından imzalanırken diğer nükleer güçler olan Çin ve Fransa ayrı belgelerde biraz daha zayıf bireysel güvenceler verdi.

Ukrayna, nükleer silahlarından vazgeçti

Memorandum, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kazakistan'ın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına yönelik tehditlere veya güç kullanımına karşı güvenlik güvenceleri içeriyor.

Bunun üzerine 1994 ve 1996 yılları arasında Beyaz Rusya, Kazakistan ve Ukrayna nükleer silahlarından vazgeçmişti.

Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berdal Aral, Budapeşte Memorandum'unu TRT Haber'e değerlendirdi.

"Anlaşmadan sonra nükleer silahlar Rusya'ya teslim ediliyor"

Prof. Dr. Aral, anlaşmanın nükleer silahların kontrol altına alınması nedeniyle yapıldığını belirtti:

"Toprak bütünlüğü garanti altına alınıyor bu anlaşmayla. Niye buna gerek duymuşlar? Çünkü her üç ülkenin de nükleer silahları var. Bu nükleer silahlar da bu anlaşmadan sonra Rusya'ya teslim ediyorlar. Yani dolayısıyla nükleer silahların yayılmasını önleme konusunda yapılıyor bu anlaşma."

"Egemenlik ve toprak garantisi verilmiş"

Aral, üç ülkenin güvenliğinin sağlanacağı güvencesinin verildiğini söylüyor:

"İngiltere, Rusya ve ABD bu anlaşmayı yapmışlar. Dolayısıyla, anlaşmadaki noktalara baktığımız zaman bütün egemenlik ve toprak garantisi verilmiş. Ukrayna’ya, Kazakistan’a, Beyaz Rusya'ya. Niye? Rusya'nın bunlara saldırabileceği endişesi var. Yani nükleer silahlarımız olsa en azından bir güvence sağlıyor bize diyorlar. Ama bu anlaşma ile de garanti verin yani demişler, bize saldırılması durumunda bize destek vereceğiniz konusunda."

"Anlaşmada açık bir hüküm yok"

Prof. Dr. Aral, yapılan anlaşmadaki hükümlerin açık olmadığı için de uygulanabilir olmadığına değiniyor:

"Anlaşmanın taraf devletlerinden biri Rusya. Rusya'nın saldırmayacağı yapmayacağına konusunda bir taahhüt var burada. Peki Rusya bunu yaparsa ne olacak? Sorusu da var burada. İşte bu konuda açık bir hüküm yok açıkçası. O yüzden anlaşma problemli. Yani anlaşma, psikolojik güven sağlıyor sadece. Bir takım var olan haklarını, güvenceleri daha da güçlendiriyor. Mesela NATO Antlaşması gibi değil ama. NATO Antlaşması'nda bir sürü mekanizma var. Yani silahlı saldırıya uğrandığı zaman diğer devletlerin nasıl yardımcı olacağı gibi. Ama bu anlaşmada açık hükümler yok. Kurnazca yazılmış bir anlaşma. Cümleler çok genel."

"Krizinin çözülmesi için asıl gidilmesi yer Güvenlik Konseyi"

Son olarak, Prof. Dr. Aral, krizin çözülmesi için asıl gidilmesi gerek yerin Güvenlik Konseyi olduğu söylüyor.  Öte yandan, Aral, Rusya'nın da konseye üye olmasından ötürü kararların veto edileceğini ekliyor:

“Ukrayna-Rusya krizinin çözülmesi için asıl gidilmesi yer Güvenlik Konseyidir. Çünkü Birleşmiş Milletler anlaşmasına baktığınız zaman zaten BM Anlaşması'na orada çok açık olarak hükümler var. Yani devletin egemenliği ve toprak bütünlüğü meselesinden bahsediyor. Buna karşı hiçbir şekilde uluslararası ilişkilerinde devletler başka devletlerin egemenliğine topraklarına zarar veremezler. Dolayısıyla bu işin bu mesleğin aslında çözümü BM Güvenlik Konseyi’dir. Ama Konseyde Rusya var. Yani Güvenlik Konseyi'nde da karar çıkamaz. Çünkü, Rusya üye ülke, veto edecek sürekli.”

ETİKETLER
Sıradaki Haber
Ukrayna: Kiev'de sabotaj grubunu etkisiz hale getirdik
Yükleniyor lütfen bekleyiniz