Ticaret savaşları ile bozulan dünya ekonomisi, şimdi de petrol krizi tehlikesiyle karşı karşıya.
Nedeni ise uluslararası petrol transferinin can damarı olarak tanımlanan Hürmüz Boğazı'nda yaşanan uluslararası gerilimler.
Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın mimarlığını yaptığı ve Temmuz 2015'te imzalanan İran nükleer anlaşması sayesinde Hürmüz Boğazı'ndan enerji sevkiyatı son döneme kadar istikrarlı şekilde devam ediyordu.
Ta ki, ABD Başkanı Donald Trump İran ile yapılan nükleer anlaşmayı iptal edene ve Tahran üzerindeki ağır yaptırımları yeniden yürürlüğe koyana kadar.
İran'a uygulanan sıfır tolerans politikası ve petrol ihracatına baskılar, bölgede son yılların en büyük gerginliğini başlattı.
Hürmüz'de Tahran - Londra gerginliği
Bu gerginliğe dahil olan son ülke İngiltere oldu.
İngiltere'ye bağlı Cebelitarık özerk yönetimi, geçtiğimiz hafta "Suriye'ye petrol taşıdığı" öne sürülen İran'a ait petrol tankerini alıkoydu.
İran ise yaşananlara tepki göstererek yaşananların "korsanlık" olduğunu söyledi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif:
"İran ne Avrupa Birliği (AB) üyesidir ne de Avrupa'nın bir petrol yaptırımına muhataptır.Bildiğim kadarıyla AB, sınır ötesi yargısal yetki kullanmaya karşıdır. İngiltere'nin 'B takımı' adına İran'ın petrol yüklü tankerine kanun dışı şekilde el koyması korsanlıktır. Bu, tehlikeli bir emsaldir ve şimdi son verilmelidir."
İran'ın tepkisi bununla sınırlı kalmadı. İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, İngiltere'nin petrol tankerine el koymasının cevapsız kalmayacağını, Tahran'ın uygun zamanda karşılığını vereceğini söyledi.
İngiltere'nin rotası kaydı
Tahran-Londra hattındaki tanker krizinin ardından İngiltere yönetimi, İran’ın misilleme yapma olasılığına karşı teyakkuza geçti.
ABD merkezli Bloomberg televizyonu, İngiliz petrol tankerlerinin rotasını değiştirdiğini öne sürdü. Yaşananların ardından, bir İngiliz petrol şirketine ait tankerin, Suudi Arabistan açıklarına yaklaşarak beklemeye başladığı iddia edildi.
İngiltere gemilerinin alternatif rota arayışının petrol fiyatlarına etki etmesi bekleniyor. Bu durum 2020'deki ABD Başkanlık seçimleri yolunda petrol fiyatlarının düşük olmasını isteyen Trump için olumsuz bir tablo oluşturuyor.
ABD, Suudi Arabistan ve BAE harekete geçti
Hürmüz Boğazı, İngiltere krizinden kısa süre önce ABD, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli krizlere de şahit oldu.
ABD, İran'dan gelebilecek tehditlere karşı tedbir amacıyla "USS Abraham Lincoln" Uçak Gemisi Taarruz Grubu ile 4 nükleer kapasiteli B-52 bombardıman uçaklarından oluşan Bombardıman Görev Gücü'nü körfeze sevk etti.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İran'ın ABD'ye ait hedeflere saldırı hazırlığında olduğu iddiasıyla bu sevkiyatı yaptı.
Ayrıca "USS Arlington" amfibi çıkarma gemisi ve 1 Patriot hava savunma bataryasının da bölgeye gönderildiğini duyurdu.
Geçtiğimiz ay ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Hürmüz Boğazı üzerinde uçan ABD Hava Kuvvetlerine ait insansız hava aracının (İHA) İran tarafından düşürüldüğünü doğruladı.
BAE ve Suudi Arabistan'dan sabotaj iddiası
Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri, İran'ın BAE’nin Füceyre Limanı açıklarında farklı ülkelerden 4 sivil ticari kargo gemisine sabotaj yaptığını iddia etti.
Olayda can kaybı yaşanmadı. Gemilerden zararlı madde veya yakıt sızmasına yol açacak maddi hasar da meydana gelmedi.
BAE yönetiminin gemilerdeki hasarı incelemek için ABD'den yardım istediği de ileri sürüldü.
Suudi Arabistan da aynı bölgede 2 petrol tankerine sabotaj düzenlendiğini duyurdu.
Bu saldırıların yanı sıra, Suudi Arabistan’ın 2 petrol pompa istasyonuna drone saldırısı da düzenlendi.
İran destekli Husilere göre saldırı, 7 drone ile gerçekleştirildi.
Hürmüz Boğazı neden kritik öneme sahip?
ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) tarafından derlenen verilere göre, İran ve Umman arasında yer alan, Basra Körfez ile Umman Körfezi'ni birbirine bağlayan Hürmüz Boğazı dünyanın en büyük petrol sevkiyat noktası olarak nitelendiriliyor.
Hürmüz Boğazı'ndan geçen yıl günlük ortalama 21 milyon varillik petrol sevkiyatı gerçekleşirken, bu miktar geçen yılki küresel petrol tüketiminin de yüzde 21'ini oluşturdu.
Geçen yıl Hürmüz Boğazı'ndan geçen toplam petrol miktarı, deniz yoluyla yapılan küresel petrol ticaretinin üçte birini oluştururken, küresel sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ticaretinin geçen yıl dörtte birinden fazlası da buradan gerçekleşti.
Dünyanın en büyük ham petrol ihraç eden ülkesi olan Suudi Arabistan, Hürmüz Boğazı'ndan en fazla ham petrol ve petrol ürünleri ihracatı yapan ülke olurken, LNG ihracatında 13 yıldır art arda dünya lideri olan Katar, bu boğazdan en çok enerji ihracatı gerçekleştiren ülkeler arasında bulunuyor.
Kaynak: TRT Haber, AA, Reuters, Bloomberg