IASC, Gazze'deki duruma ilişkin yazılı açıklama yaptı.
7 Ekim'in ardından 5 aydan daha kısa bir sürede on binlerce Filistinlinin öldürüldüğüne ve yerlerinden edildiğine işaret edilen açıklamada, Filistin halkının yaşam için temel ihtiyaçlar olan gıda, su, temizlik ve sağlık hizmetlerinden ciddi boyutta yoksun olduğu ifade edildi.
Açıklamada, sağlık sisteminin çok ciddi şekilde kötüleştiği aktarılırken, 36 hastaneden sadece 12'sinin kısmen hizmet verdiği belirtildi.
Hastalığın yaygınlaştığı, açlığın arttığı ve suyun adeta damladığı kaydedilen açıklamada, temel altyapıların da yok edildiği vurgulandı.
Açıklamada, "Gıda üretimi durdu. Hastaneler çatışma alanına dönüştürüldü ve 1 milyon çocuk günlük olarak travmalara maruz kalıyor." ifadesi kullanıldı.
Refah uyarısı
Refah'ın da çatışma alanına dönüştüğüne işaret edilen açıklamada, "Bu yoğun nüfuslu bölgede daha fazla çatışma çok büyük can kaybına yol açar ve halihazırda çok kötü durumda olan insani sisteme ölümcül darbe vurur." uyarısı yapıldı.
"Gazze'de güvenli hiçbir yer yok" vurgusu yapılan açıklamada, insani yardım çalışanlarının da büyük risk altında çalıştığına dikkat çekildi.
Açıklamada, "İnsani yardım sistemini kurtarmak için çağrıda bulunuyoruz." denildi.
Bu çerçevede temel ihtiyaçlar olan ilaç, içme suyu, gıda ve barınak sağlanabilmesi için belli koşulların yerine getirilmesi istenen açıklamada, şu görüşler paylaşıldı:
"Acil insani ateşkes sağlanması, sivillerin ve altyapının korunması, esirlerin serbest bırakılması, tüm geçiş yerlerinden insani yardımın geçişinin sağlanması, insani yardım dağıtanlara güvenlik garantisi verilmesi, etkili bir uyarı sistemi kurulması, patlayıcılardan temizlenmiş yolların inşa edilmesi, istikrarlı iletişim ağı kurulması, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na gerekli malzemelerin sağlanması, BM ve sivil toplum örgütlerine yönelik itibarsızlaştırma kampanyalarının son bulması çağrısında bulunuyoruz."
İnsani yardım örgütlerinin tüm risklere rağmen kararlılığını koruduğu vurgulanan açıklamada, İsrail'e uluslararası insancıl ve insan hakları hukuku çerçevesinde yükümlülüklerini yerine getirme çağrısı yapıldı.
Açıklamada, aynı zamanda dünya liderlerinden de daha büyük bir faciayı engellemeleri talep edildi.