2022’de Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaş, uluslararası kamuoyunun dikkatlerini üzerine çekti. Rusya ile Batı’yı karşı karşıya getiren bu savaş, hala dünyanın en önemli gündemlerinden birisi.
Öyle ki, Afrika’nın kalabalık nüfuslu ülkelerinden biri olan Sudan’da yaşanan gelişmeler ne kamuoyunda ne de diplomatik sahada gerekli ilgiliyi bir türlü göremedi. Halbuki son yılların en büyük insani trajedilerinden biri de Sudan’da yaşanıyor.
Sudan, 2018'deki hayat pahalılığı kaynaklı halk protestolarının ardından 2019 ve 2021'deki askeri darbelerle siyasi ve ekonomik anlamda giderek istikrarsızlaşırken, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) iktidarı ve ordu yönetimini ele geçirmek için başlattığı iç ve etnik savaşa dönüşen çatışmalar 10 ayı geride bıraktı.
Başkent Hartum ve çevresindeki Umdurman ve Bahri kentleri, batıdaki Darfur bölgesi ve güneydeki Kurdufan'ın aralarında olduğu yerler başta ve yoğun olmak üzere, ülkenin dört bir yanında iki taraf arasında çatışmalar yaşandı.
HDK, ordunun güçlü olduğu kuzey ve doğu kesimlerinde varlık gösteremese de başkentin bulunduğu orta kesimlerle özellikle kurulduğu coğrafya olan Çad, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Güney Sudan sınır hattındaki bölgelerde orduyla yoğun şekilde çatışıyor.
Ülkenin nüfus ve toprak bakımından 4’te birine tekabül eden batıdaki Darfur bölgesi ise neredeyse tamamen HDK’nin kontrolüne girdi.
HDK, özellikle batıdaki kentlerde etnik ve kabilelere yönelik katliamlar yapmakla suçlanıyor.
"Sudan dünyada en büyük yerinden etme krizine sahne oluyor"
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Sudan’da nisan ortasından bu yana 6 milyon kişi ülke içinde güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldı, 1,7 milyon kişi de çevre ülkelere geçti. Toplam yerinden edilen kişi sayısı 8 milyona yaklaştı.
25 milyon insan açlıkla mücadele ediyor.
BM Dünya Gıda Programı (WFP), dünyanın en büyük yerinden edilme krizinin yaşandığı Sudan'da, 10 aydır süren iç savaş nedeniyle en az 25 milyon insanın artan açlık ve yetersiz beslenme sorunuyla mücadele ettiği uyarısında bulundu.
WFP'den yapılan yazılı açıklamada, "Sudan'da en az 25 milyon insan, yüksek oranda açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele ediyor. Şu anda ne yazık ki fonumuz bulunmuyor ve ihtiyaç sahibi insanlara gereken ölçekte ulaşma imkanımız yok" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen WFP Sözcüsü Annabel Symington, her hafta binlerce ailenin yerlerinden edildiğini, sınırları aşarak Çad ve Güney Sudan'a doğru geçmeye zorlandığını belirtti.
Peki, Sudan bu noktaya nasıl geldi?
Sudan ordusu, devrik lider Ömer el-Beşir döneminde Darfur’da kurulan ancak daha sonra ülkenin birçok yerinde faaliyet göstermeye başlayan
HDK'nin 2 yıl içinde tamamen orduya entegrasyonunu istemesiyle başladı.
HDK'nin ise sivil hükümetin ardından yaklaşık 10 yıla yayılan bir süreçte bunu kabul edebileceğini açıklamasıyla başlayan söz savaşı ve gerginlik, 15 Nisan sabahı taraflar arasında, Hartum ve çeşitli şehirlerde silahlı çatışmaya dönüştü.
Zaman zaman kuvvetli çatışmaların da yaşandığı süreçte onlarca kişi hayatını kaybederken, ülke şiddet sarmalının içerisine sürüklendi.
HDK nedir? Kim, nerede, ne zaman kurdu?
Kökeni, Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinde 2003'te patlak veren iç savaşta kötü şöhrete sahip Cancavid milislerine dayanan Hızlı Destek Kuvvetleri, 2018'deki halk devriminde de önemli rol oynadı.
Darfur'da 2003'te çoğunlukla Arap olmayanların ayrımcılık şikayetiyle hükümete karşı silahlanması üzerine yaşanan iç savaş ve oluşan insani kriz, 2003-2004 yıllarında dünya gündemine oturdu.
BM'ye göre, savaşta yaklaşık 300 bin kişi öldü ve yaklaşık 2,5 milyon kişi yerinden edildi.
Dönemin Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, isyancılara karşı savaşmak için bölgenin yerlisi ve çoğunluğu Arap kökenli Cancavid milislerinden destek aldı. Sudan’ın o dönemki liderliği, 2010’da başlayan barış süreciyle HDK’nin da orduya entegre edilmesi için çalışmaya başladı.
Bu amaçla devlet, 2013’te kurulan bu birlikleri önce "Sınır Koruma Birlikleri", sonra da "Hızlı Destek Kuvvetleri" (HDK) adı altında Sudan istihbarat teşkilatına entegre ederek 2014'te resmen tanıdı.
2013 yılında Cancavid denen silahlı milislere liderlik eden Musa Hilal’in Ömer el-Beşir ile ilişkilerini kesmesi, Hilal’in kuzeni "Hımidti" lakabı ile bilinen Muhammed Hamdan Dagalu'nun önünü açan dönüm noktası oldu.
HDK lideri Dagalu, Yemen ve Libya'daki çatışmalarda rol alan ve 2017’de Sudan'ın Darfur ve Kurdufan bölgelerindeki bazı altın madenlerini kontrol eden etkili bir paramiliter güç oluşturdu.
Ocak 2017'de Sudan Parlamentosu, Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatına bağlı olan HDK'nin Beşir liderliğindeki orduya bağlanmasıyla ilgili "Hızlı Destek Kuvvetleri Yasası"nı kabul etti.
2018 sonunda Atbera, Hartum ve Kesele gibi şehirlerde sokak protestoları başladığında Ömer el-Beşir'in rejimi korumaları için 30 yıllık iktidarının devrilmesinden kısa bir süre önce Hartum’a konuşlandırdığı HDK, protesto sürecinde Ömer el-Beşir’in yanında yer almaya devam etti.
Ancak HDK lideri, devrim sona yaklaştığında halktan yana tavır alarak Beşir'in devrilmesinde önemli rol oynadı.