Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanı Muhammmed el-Halayile yaptığı yazılı açıklamada, Kudüs'teki Vakıflar İdaresi ve Mescid-i Aksa muhafızlarının idari olarak bakanlığa bağlı faaliyet gösterdiğini belirtti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin, Mescid-i Aksa'nın işlerini yönetme yetkisine sahip tek kurum olduğunu ifade eden Halayile, İsrail'in söz konusu saldırılarının Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin çalışmasını engellemeyi amaçladığına dikkati çekti.
Halayile, Mescid-i Aksa'nın bölünmesinin ya da ortak olunmasının mümkün olmadığına vurgu yaparak, Mescid-i Aksa'nın Müslümanların 3 kutsal mekanından biri olduğ unu ve 2 milyar Müslümanın inancında böyle kabul edildiğini ifade etti.
Mescid-i Aksa Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde
Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri baskın olarak nitelendiriyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hak ları olduğunu savunuyor.