Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in söz konusu kararı kınandı.
Açıklamada, "Ebu Dis, El-Ayzeriyye ve Arab es-Sevahira beldelerinde yaklaşık 2 bin 649 dönümlük araziye el konulması, uluslararası hukukun apaçık ihlalidir." ifadesi kullanıldı.
İsrail'in, yasa dışı ve tek taraflı eylemlerinin, Filistinlilerin topraklarına el koymasının ve onları göçe zorlamasının kabul edilmediği vurgulanan açıklamada, İsrail'in bu provokatif eylemlerinin, barışın tesisini ve bağımsız Filistin devletinin kurulma şansını ortadan kaldırdığı kaydedildi.
İsrailli sivil toplum kuruluşu Peace Now (Barış Şimdi) Hareketi, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail'in, Doğu Kudüs'ün doğusunda 2 bin 640 dönüm toprağa el koyduğunu ve burayı "devlet arazisi" ilan ettiğini duyurmuştu.
Açıklamada, bu toprakların devlet arazisi ilan edilmesinin, Maale Adumim Yahudi yerleşim birimini genişletmeye yönelik son derece tartışmalı E1 planının bir parçası olabileceği ifade edilmişti.
Filistin topraklarındaki en büyük Yahudi yerleşim projelerinden biri olarak kabul edilen E1 planıyla, Kudüs'ün doğusundaki "Maale Adumim" yerleşiminin çok sayıda yerleşim birimi aracılığıyla Batı Kudüs'e bağlanması hedefleniyor.
Batı Şeria'yı ikiye bölen ve Doğu Kudüs'ü de doğusundaki Filistin topraklarından izole eden bu planın uygulanmaması için daha önce uluslararası pek çok uyarı yapılmıştı.
Avrupa Birliği (AB), bu planın uygulanması durumunda, iki devletli çözüm şansının ortadan kalkacağını vurgulamıştı.