İhvan'ın siyasi kanadı İslami Çalışma Cephesi Partisi (İÇCP) Genel Sekreteri Murad el-Adayile, "Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması Türkiye'nin Batı'ya bağlılıktan kurtuluşunun ilanı anlamına geliyor" dedi.
Cuma namazına olan ilginin de bu ümmetin dinine ve ümmetine bağlı kalacağının delili olduğuna işaret eden Adayile, bunun dışında tüm çabaların başarısızlığa uğrayacağını söyledi.
Yermuk Üniversitesi'nden öğretim üyesi Vasfi eş-Şera da "Ayasofya'nın yeniden camiye çevrilmesi Türk devletinin uluslararası siyasetteki gücünü ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Bunun ülkenin kötülüğünü dört gözle bekleyen herkese bir mesaj olduğunu belirten Şera, mesajın içeriğinde Türkiye'nin geçmiş yıllarda tüm zorlukları aştığının belirtildiğini kaydetti.
Öte yandan Ürdünlü parlamenter Tamir Bino, Arap dünyasından bazı seslerin Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılışına itirazlarını şaşkınlıkla karşıladığını söyledi.
Arap dünyasından gelen bazı tepkilerin gerekçelerini anlamadığını dile getiren Bino, bunun Türkiye'nin iç meselesi olduğunun altını çizdi.
Ürdün Parlamentosu Filistin Komisyonu Başkanı Yahya es-Saud "Ayasofya'nın namaza açılması, Mescid-i Aksa'nın yeniden bize dönüşüne dair bir ümit oluşturdu" dedi.
"Türkiye'nin adımı yasal bir haktır" diyen Saud, "Türkiye'de gerçekleşen durum, Müslümanların ve Arapların içinde bir ümit yarattı ki zulüm ve işgal ne kadar uzarsa uzasın Filistin ve Mescid-i Aksa geri dönecektir" şeklinde konuştu.
Ürdün'deki Alman Üniversitesi öğretim üyesi Bedr el-Madi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin camiye çevrilmesinin Türkiye'nin milli bir stratejisi olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Madi açıklamasında "Ayasofya'da namazların yeniden eda edilmesi yeni Türkiye'nin Avrupa ülkelerine göre aldığı pozisyonuna ilişkin bir mesajdır" ifadelerine yer verdi.
Ürdünlü mucit Salih Ubeydat ise "Ayasofya'da bugün namaz kılanların görüntüsü gönlümüzü serinletti, içimize neşe doldurdu." diyerek halk ve yönetim olarak Türkiye ile gurur duyduğunu aktardı.